Bill Lawrence, Jason Segel ve Brett Goldstein üçlüsünün Apple Tv+ için hazırladıkları Shrinking, kalplere dokunan basit hikâyesi ve Ted Lasso’nun mirasını devralabilme potansiyeli ile yılın başlarında kendisinden bayağı bahsettirmişti. Şimdi ise finaline ulaştığımız Ted Lasso’nun yokluğuyla nasıl başa çıkacağını düşünen herkes için İlk Bölüm Canavarı görevini bilerek sormaya karar verdi: Shrinking nasıl dizi?
Özet Geç!
Bir yıl önce eşini kaybeden psikolog Jimmy (Jason Segel) yası atlatmaya, ihmal ettiği kızı ile ilişkisini onarmaya ve akıl hocası Paul’dan (Harrison Ford) hayat dersleri almaya çalışırken hastalarına yardım etmenin yeni bir yolunu bulduğunu düşünür. Mesleki etik ve bilimsel yöntemlerle belki yıllarca ilerleme kaydetmeye çalışmaktansa hastalarına gerçekten ne yapmaları gerektiğini düşündüğünü söylemeye ve onların kişisel hayatlarına dâhil olmaya başlar.
Ne Kadar Uzun?
Dizinin ilk sezonu 10 bölümden oluşuyor; bölümlerin süresi ise ortalama 30 dakika.
Neyi Seven Bunu Da Sever?
Scrubs, After Life
Ne Beklemeyin?
Frasier, The Shrink Next Door
Biraz Daha Detay ve Yorum?
Shrinking’in tema itibariyle ölüm ve yaşam arasında gidip gelen, ilk bölümün genel hissiyatı itibariyle de depresiflikten pozitifliğe devamlı olarak, yumuşak geçişlerle atlayan bir tarzı var.
Pek çok dramedi gibi, Shrinking’in karakterlerini tanıtmaya ayırdığı pilot bölümü de bu karakterlerin kendilerine atanmış kalıp özellikleriyle bizlere klişe göründüğü, yaşayacakları tüm gelişimi şimdiden tahmin ettirdiği bir bölüm olmuş. Kaybından ötürü umursamaz davranan, sevdikleriyle arasını açmış ve hatalarını telafi etmesi gereken bir baba, babası ne yaparsa yapsın kızgınlığı alevlenen kırgın ergen kızı, meraklı fakat merhametli komşu teyze, aykırı ve fazla özgüvenli bir en yakın arkadaş, ciddi ve huysuz ama her koşulda yardımcı bir akıl hocası ile tüm kadro kendi rolünden taşmayacak bir bilinci üstlenmiş; her ortalama dizide bir kez gördüğümüz karakterlerden ibaret gibi gözüküyor. Sonrasında ne olur bilemiyoruz fakat bu en az yirmi yıllık tanıdıklık hissi insanı ekrandan uzaklaştırmıyor, aksine daha ağır konuları konuşabilmek adına seyirciyi daha güvenli ve rahat bir çevreye alıyoruz diyebiliriz.
Ted Lasso gibi Shrinking’in de ana meselesi sizlere ilginç, düşünülmemiş, şok edici vb. bir hikâye anlatmak değil, hayatınız boyunca yaşayacağınız bütün o sıradan serüveni, bir ayna sıkıcılığından arındırıp daha eğlenceli ama kendinizi de hüzünle karışık dahi olsa mutlu ve ilhamlı hissedeceğiniz bir şekilde anlatabilmek. Dolayısıyla bu tanıdıklık hissi, normal şartlarda mümkün olmayacak, yerinde bir yabancılaştırma görevi görüyor. Scrubs, başkahramanının gündüz düşlerini ekrana getirerek yapıyordu bunu, After Life ise zaten doğası gereği sert şakaları kullanarak. Shrinking ise kendisine klişe karakterleri seçmiş. Böylece Ted Lasso’dan ayrıldığı noktada içinizi ısıtan ve sevimli bir karakteri değil ama en az onun kadar sevebileceğiniz, kusurlu ve depresif bir karakteri anlatacağı; kendi gerçeğe çok yakın olan ama bir yönüyle de tuhaf ve uçarı kalan gerçekliğini kurabiliyor.
Başrol Harrison Ford da Jason Segel da onlara ek olarak Christa Miller da kendilerini çoktan ispat etmiş isimler. Onların can verdiği karakterlerin yanında, dizide danışan rolünde yan karakterler de görüyoruz. Bu noktada karakterlerle ve genel olarak dizinin yazım başarısıyla ilgili söylemek istediğim bir başka şey de dizinin psikolojik açıdan yardıma ihtiyaç duyan bu karakterlerin kusurlarını ne özendirerek ne dışlayarak ne de onlarla alay ederek önümüze koymaktaki başarısı olabilir. Evet, bazen kör göze parmak hissi yaratacak kadar dramatikleşmeye meyilli bir dizi izliyoruz fakat Shrinking söz konusu durumları fazla sündürmeyerek, doğru yerde tonu değiştirerek ve ekranda gördüğünüz her şeyin samimiyetine güvendirerek dengelemeyi de başarıyor.
Devamı Nasıl Olur?
Jimmy başlangıçta mesleğinin bir nevi bug‘ını bulduğunu düşünse de son dakikada hastalarının hayatlarına bu kadar dâhil olmasının tehlikelerini beynine işleyecek kadar temiz bir dayak yedi. İlk tavsiyesinin başarısızlığını da ikinci denemesinin boşa çıkışı ve kızıyla olan ilişkisinin biraz daha zedelenmesi gibi zincirleme bir reaksiyon izledi elbette. Sonraki bölümlerde onun kısa yolların işe yarar gibi gözükseler de uzun vadede denenmiş yöntemler kadar etkili olamayacaklarını kabullenmesini ve hayatını düzene sokmasını izleriz. Bu dersi kendi kendine alana kadar da birçok başarısızlık ve başarı ânına tanık oluruz.
Ve Sonuç! İzler Miyim?
İzlerim. Ted Lasso’yu zaten fazlaca seviyorum, iki dizinin arasındaki benzerlikler bu kararı vermekte mutlaka bir etken. Buna ek olarak kulağa tamamen sıradan ve tanıdık gelen bir konuyu, büyük bir fikirle değil ama büyük bir yürek ve samimi gülümsemelerle anlatabilmeyi başardığı için Shrinking’i de seveceğim gibi gözüküyor.
