Ortada bir iç güvenlik yasası var. Bunu bir MHG üyesi sıfırlama talebini anlamamakta direnen oğluna anlatan bir baba gibi anlatmıştı, ekşi’de bellatrix’de şöyle c/p yapmıştı zaten Bu paketin ilk on maddesi, geçen gün, mecliste CHP ve HDP milletvekillerinin ciddi protestolarına rağmen gelen raporlara göre usulsüzce ve muhalefet milletvekillerine söz verilmeden ivedilikle geçirildi. Geçen ilk on madde, polise halihazırda şu yetkileri verecek.
- Polis arama yapmak için yargı iznine gerek görmeyecek. Kişinin üstü, eşyaları ve aracının dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümleri kolluk amirinin yazılı ya da yazılı hâli sonradan teslim edilme şartıyla sözlü izniyle aranabilecek. Bu sözlü izin önceden verildi mi, yoksa polis aradı da sonra bir kolluk amiri “he ben önceden izni vermiştim” dedi mi; bunu denetleyen bir mekanizma? Kurum amirleri, mülki idare amirleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve ilgili bakanlığın teftiş elemanlarınca, yılda en az bir defa. Ayda bir defa değil. Yılda en az bir defa.
- Polis başkalarının can güvenliğini tehlikeye düşürenleri olay yerinden kendi inisiyatifiyle uzaklaştırabilecek. Nereye? Canı nereye isterse. Bunu denetleyen bir mekanizma yok. Neyin can güvenliğini tehlikeye düşürdüğünü belirleyen bir mekanizma? Yukarıdaki kurum listesinden medet umacaksınız.
- Polis müşteki, mağdur ve tanıkların istemesi hâlinde evde ya da iş yerinde ifade alabilecek. Hangi tanık, olayla ne kadar alakalı olmak zorunda böyle bir talepte bulunmak için? Belli değil. Belirleyecek olanalr da yine yukarıdaki kurumlar.
- Polis kendisi, başkaları, iş yerleri, konutlar, kamu binaları, okullar, yurtlar, ibadethaneler, araçlar, kişilerin bulunduğu açık ve kapalı alanlara molotof, patlayıcı, yanıcı, yakıcı, boğucu, yaralayıcı ve benzeri silahlarla saldıran ya da teşebbüs edenlere karşı silah kullanabilecek. Molotof kokteyli dışında burada net bir şekilde belirlenmiş bir silah türü yok. Sapan tutan vurulabilecek mi? Evet. Yasada belirtiliyor. Demir bilye de özellikle belirtilmiş. Polis eğer birinin elindeki bir cismi yukarıdaki yirmi beş kategoriden birine ait sanarsa vurabilecek mi? Evet. Sonradan bunu cezalandıracak bir sistem var mı? Bunu hep beraber konuşalım. Var mı? Gönül rahatlığıyla “evet, gücünü aşan, haksızca can alan polisleri doğru oranda cezalandırdık bu ülkede” diyebilecek olan var mı?
- Polis yasa dışı toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde boyalı su kullanabilecek. Bu fişlemek. Yıllardır yaptıkları bir şey zaten. Protestoya çıkmamızı istemediklerini zaten anlamıştık.
- Hakim kararıyla, ya da o gecikecekse Emniyet Genel Müdürü ya da İstihbarat Dairesi Başkanı’nın yazılı emriyle telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimler dinlenebilecek. Artık bu gecikecek gibi gözükme durumunda verilen EGM ya da İDM emirleri yargıca 24 değil, 48 saat içerisinde verilebilecek. Polis kendi dinlemesini kendi yapacak yani. Madem gecikmesi endişe verici bir durum yaratıyor ve o yüzden hızlı bir şekilde EGM’den çıkartılıyor bu emir, onu hâkime ulaştırmak için ek 24 saate niye ihtiyaç duyuyorlar? Belli değil.
- Toplumsal olaylarda havai fişek, sapan ve demir bilyelerin de arasında bulunduğu bir takım “yasak maddeler” belirlendi. Bunları taşıyanlar 2 yıl 6 aydan, 4 yıla kadar hapis yiyebilecek. Merak ediyorsanız söyleyeyim, havai fişek, sapan ve demir bilye haricinde özel olarak belirlenen tek şey molotof kokteyli. Ne kadar da aynı kategorideler değil mi? Ne kadar mantıklı molotof kokteyli ile demir bilyenin aynı cezaya tabi tutulması?
- Yasa dışı örgüt ve topluluklara ait amblem, işaret taşıyanlar; bunları üzerinde bulunduran üniformayı andırır giysiler giyenler, kanunların suç saydığı afiş, pankart, döviz, resim, levha, araç ve gerçeler taşıyanlar, bu nitelikte slogan söyleyen ya da ses cihazlarıyla bu sloganları yayınlayanlar 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası alacak. Hangi nitelikte sloganlar bunun kapsamında, hangi afişler bunun kapsamında? Sadece Tayyip Erdoğan ile ilgili 10 yıl içerisinde 110 hakaret davası açıldığına dair bir önerge var mecliste CHP’li milletvekili Özgür Özel tarafından verilmiş. Bunun yarısını alsak dahi, kanunların suç saydığı beyan ve sloganların kapasitesinin baya geniş olduğunu düşünebiliriz.
- Yüzünü kısmen ya da tamamen gizleyen, bezle ya da başka bir şeyle (bez özel olarak belirtilmiş) örtenler de artık suçlu sayılacak. Valla ne yalan söyleyeyim, kusuruma bakmayın ama, oturaklı olamayacağım, bu baya baya biz biber gazını sıkacağız, siz de efendi gibi yiyin yasası. Bunun cezası “terör örgütüyle ilgili propaganda yürüyüşlerinde” 3 ila 5 yıl arası hapis.
- Ha bir de, eğer belirli mallara zarar gelir ve devlet karşılarsa; devlet bunu daha sonra sorumlulardan rücu edebilecek.
Şu yasayla ilgili “ne var, molotofçu musunuz?” diye yorum yapanları görüyorum sık sık. Bu şüphesiz ki çok başarılı bir paketleme taktiğidir. Bunu daha önce AKP referandum döneminde de, içinde zilyon tane farklı şey bulunan pakete karşı çıkanlara bir madde üzerinden “Kenan Evren’in yargılanmasını istemiyor musunuz yani?” diye saldırmıştı. Şimdi de bununla ilgili bir şey söyleyenler otomatikman molotofçu oluyor, terörist oluyor.
Oluyor da, mesele bu değil. Yasanın bir bölümü direkt olarak “bir gezi daha olmasın” diyerek, Gezi sembolleri ve hareketleri üzerinden yapılmış. Geri kalanında molotof kokteyli çıkartanları vurabilme yetkisi başka bir insaniyet düzleminde tartışılır. Bu iki şey, aslında geçen 10 maddenin bile çok küçük bir kısmını içeriyor. Polis sapan tutanları da vurabilecek. Olayla alakalı olduğuna kendi kanaat getireceği bir tanık bulursa evinize veya iş yerinize gelip sorguya çekebilecek. Sizi kendi kanaatine göre tehditkâr görürse alıp, kendi istediği bir yere götürecek. Kendi kanaatine göre telefon dinlemesi yapabilecek, kendi kanaatine göre üzerinizi arayabilecek.
Şurada üst üste bir kelimeyi boşuna boldlamadım. Kendi karar alacak artık polis. Kendi uygulayacak. Yargıç, hâkim ya da savcılar sistemden çıkartıldılar.
Ya da şöyle diyelim; polis direkt olarak İçişleri Bakanlığı’nın altında çalışıyor. Yani yürütmeye bağlı. Eskiden hareket etmeden önce çoğunlukla savcılar ve hâkimlerle ortak çalışmak zorundaydı. Yani, yargı kanadının oluru olmadan çok sık adım atamıyordu. Şimdi öyle değil. Denetim polisin kendi kurum ve kuruluşları ile ilgili bakanlıklara verildi. Her şey yürütmenin altında yani anlayacağınız. Yürütme de zaten ülkemizin siyasi strüktürü yüzünden yasama kanadını oluşturan meclisin çoğunluğunu ele geçiren parti tarafından kurulan kabineyle icra ediliyordu.
Bu yasa tasarısının iki amacı var dedik. Bir tanesi, Gezi sembollerine karşı durmak, bir Gezi’nin daha olmasını engellemek. İkincisi ise şu.
28 Comments
Bilader sen şimdi diyorsun ki ben üstümde her türlü zımbırtıyı gezdireyim, bi eylem olursa anında fırsat bilip polise saldırayım, beni görmesinler diye yüzümü kapatayım, az önce etrafı yağmalarken ara sokağa girip masum taklidi yapayım ve polis buna hiç birşey söylemesin. Polis değilim ama bir de polis bakış açısından düşünün. PKK meselesi bir yana senin savunduğun şey tamamen ayrı bir bencillik. Gezi ruhu adı altında en ufak protestoda etrafa zarar verelim millete saldıralım sonra bizim hakkımıza müdahale edilmesin. Polis yetkilerinin artması en üst düzeyde gerekli bir hareket sadece eylemciler anlamında da konuşmuyorum. Adam çekip vurmaya çalışıyor silahlı soygunda. Şu anki yasalarla karşı taraf polise ateş açıp yaralamadan karşılık bile veremiyorlar.
Nasıl yav? paralel evrenden mi geldim ben yani?
Yok, bu dediklerini yapanlar benim oturduğum kafeye gelip masum taklidi yaparken polis beni de alıp götürmesin istiyorum. Beni değil, o gün o saatte benimle aynı kafede oturdun diye poils seni de eylemden uzaklaştırmak için alıp canının istediği yere götürebilir. Kafa dağıtayım, iki karı kız keseyim diye evden çıktığın bir sabahın akşamını kim bilir polisin canı nerede isterse orada geçirebilirsin yani.
Daha da kötüsü, bu durumda polis haklı olur. Ağzını açıp da “Neden beni de aldınız, ben bişiy yapmadım.” diyemezsin.
Aslında bencil değil bu yazı, seni de düşünüyor ama neden bunun farkına varmıyorsun, anlamış değilim.
Şu yukarda sıraladığın 10 maddeyi yapan, gerçekleştiren, bunların doğruluğunu savunan insan fişlenmeyi, biber gazını, gözaltına alınmayı sonuna kadar haketmiştir. İç güvenlik paketi sırf geziciler için değil, polise taş otobüslere molotof atan her türlü terörist gruplar içindir.. Hee bu ülkenin malına zarar vermeye kalkan gezici de olsa pkk’lı da olsa polisin bunları yapmaya sonuna kadar hakkı vardır.. Bu bi akp-chp-mhp-hdp meselesi değil.. Eğer ülkeni seviyosan bu ülkeye zarar vermeye çalışmayacaksın.
“Yüzünü kısmen ya da tamamen gizleyen, bezle ya da başka bir şeyle (bez özel olarak belirtilmiş) örtenler de artık suçlu sayılacak.” aynen kopyaladım ifadeni sonra da eleştirmişsin, bi insan yüzünü neden gizler yanlış bi iş yaptığı için peki soruyorum bunun savunulacak neresi var???
Bu söylemler çok yanlış.. Polise taş atan cezasız mı kalacak?? “burası muz cumhuriyeti değil”..
burada dikkat çekilen yer yüzü gizlemek için ortulen bez değil biber gazından korunmak için örtülen bez.
Yahu adam özellikle biber gazı demiş, sen yukarıda yazılanın istediğin kısmını algılayacaksan nasıl iletişim kurabilirz ki.
Mesela, sen devletin kendi öğretminie yaptığı muameleyi gördün mü eylemlerde, onlar mı vatan haini? Bak bir kesim daha var o eylemlere gelmeyip evinde oturan, gideni yuhlayan. Eğitim-Bir-Sen (hükümet (işveren) yanlısı sendika mı olur ulan?), sence onların yandaşlıkları esas suç değil mi? Polis onlara el kadırmayacak ama, hatta onlar gibilerden (belki öğretmen olanlarından değil) eli palalı gruplar yaratacaklar. Eğer bu ülkeyi seviyorsam, ülkeme zarar veren kurumları protesto ederim, barikatlardaki kaldırım taşından yediğimiz gaza kadar vergisini biz veriyoruz, devlet zulüm yapıyor gözünün önünde, buna karşı çıkanı sindirebilecek polis, okuduğunu irdele biraz.
Polis şiddetini savunmuyorum eylem yapmak herkesin hakkı ama provakasyon yapmak bu vatana ihanet etmek oluyo.. devleti de hükümet olarak genellemek ne kadar doğru sana bırakıyorum, iç güvenlik paketinin asıl hedefi çözüm sürecinin baltalamak isteyen pkk-bdp’dir. hee geziciler de bundan kendine pay çıkarıyo orası ayrı..
Bak söylediklerin olanlarla çelişmiyor mu sence? Aytıca devletin(hükümetin) tutumu, verdiği tavizler belli değil mi? Neyin asıl hedefi? Kızlı erkekli beyanlarının ardından polisin evlere geldiği bir ülkedeyiz. Hedef terör örgütüyse zaten savcı gereken emri verir, hukuk devletinde kolluk kuvvetleri otonom olamaz. (Haklsının hükümet demem gerekirdi belki ama tüm yönetim örgütlenmesinden bahsediyorum (ülke>devlet>hükümet şeklinde yani), ki zaten hepsi ellerinde)
peki senin söylediklerini kabul ettim say, bu önlemler bazı kesimler için gerçekten gerekli değil mi? Olayı sadece Gezi süreci üzerinden değerlendirmekte pek doğru değil..
Uzatmak istemiyorum bu konular tartışmakla bitmez çünkü.. Eğer yanlış bişe yapmıyosan bunlardan çekinmene zaten gerek yok bu devlette iyi polis kadar kötü poliste var, her meslekte olduğu gibi..
Birdaha gidin meydanlara.Yakıp yıkın.Şunların hepsi sizin üzerinizde uygulansın.Sonrada millet bu yasanın ne kadar doğru bi karar olduğunu görsün.Tek dileğim bu.
valla arkadaşlar yorumlarınıza cevap vermeye geldim, ama yazıda söylemediğim ne ekleyebilirim bulamadım. yazı boyunca bold’lanmış bazı kısımlar var. onları tekrarlamaktan başka ne diyebilirim bilmiyorum; ama inanın mesele “gezicilik” değil, “pkk’lılık” değil, “teröristlik” değil. mesele polisi kimin denetleyeceği sorusu. yargı yapıyordu artık bunu. şimdi polisin kendi kurumları ve kabine yapıyor. yazı bunu diyor. yazı polis gücünü suistimal ederse hesabını soracak olan kim diye soruyor. aldığı cevaptan korkuyor. yazı “beyler molotof atamıyoruz canımız sıkkın” yazısı değil. “fışkiyeleri kıracaktık lan” endişesi değil. “bezim şekil önümden çekil” yazısı değil.
yazı, gözcüleri kim gözlüyor yazısı. ve şu an bu sorunun cevabı çok vahim.
ben samimi bir şey söyleyeyim mi? akp’li ya da mhp’li ya da chp’li olmak da önemli değil bu yazıda. siyasi görüş, ideoloji gütmüyor bu yazı. buradaki sorun ideolojik değil zira. buradaki sorun sistematik. eli silah tutan adama fazla güç vermek ve sonrasında bu güçle yaptıklarını denetleme mekanizmalarını aynı zamanda yasaları geçiren ve bunları uygulayan mekanizmaya teslim etmek ideolojik bir görüş değildir. gerçekten değildir arkadaşlar. zira polis yargı tarafından denetlenmiyorsa ve her şeyi yürütmenin altında gerçekleştiriyorsa polis olmaz artık, asker olur…
bence siz dış mihraklardan para alıyorsunuz yiğitcan erdoğan. bunu gösteren çok net deliller var elimde. bu gençliği size yedirtmeyiz. hrıstiyan süperkahramanlara hayran çocuklar bu ülkenin toprağını, ruhunu nereden anlasın? sizler batı hayranısınız, ateistsiniz ve her şeyden önemlisi teröristsiniz.
yorumda yazan diğer tüm rezil ifadeleri atlıyorum ve sadece tek bir şey diyorum: Kamala Khan.
Vay be, olay dış mihraklardan para almaya kadar gelmiş. Batı hayranı, ateist, terörist…
Herhalde yazı biraz daha devam etse Yiğitcan Erdoğan’ın paralel yapı için çalıştığını falan görecektik.
Böyle önemli ve üzerine düşünülmesi, konuşulması gereken bir konuda bile fanatik bir takım taraftarı gibi davranmak ve kendi desteklediğin partiyi savunmak doğru değil. Lütfen bu olaya bu kadar yüzeysel bakmayın. İnanın ki bu yasa tasarısı sadece molotof atanları, teröristleri veya provokatörleri hedef almıyor. Bu tasarıya olan itirazımızın ideolojik sebeplerle alakası yok. Lütfen siyasi görüşünüz ne olursa olsun şu yasa tasarısındaki maddeleri iyice okuyun ve gerçekten suistimale açık olup olmadığını söyleyin.
Bence siz paranoyak ve çıkarcısınız Kamil Dertop. Bunu gösteren çok net deliller var elimde. Bu gençliği size yedirtmeyiz. Araplara hayran çocuklar bu ülkenin toprağını, ruhunu nereden anlasın? Sizler doğu hayranısınız, münafıksınız ve her şeyden önemlisi aptalsınız.
Şu paragrafı okuduktan sonra; üstteki kişinin nasıl biri olduğu hakkında iki düşüncem var. Ya troll ya da başkent büyükşehir bld başkanı kendisi.
Sabırlı oturma eylemleri kapıda …
Keşke anlayabilseler. Ben nefret etmemeye çalışıyorum kendi insanımızdan. Kaçmamaya çalışıyorum ülkemden. O yüzden ah bi anlasalar diyorum. Pişman olmasalar olmasak diyorum. Yukarıda ki 10 madde teröre değil eyleme atağa değil savunmaya engel koymaktır.
iç güvenlik yasasını netten indirip okumuştum baya uzun ve akamedik bilgisi olmayan insanlar için zor anlaşılır hatta sonuna kadar okunması bile sıkıcı gelebilir.Tamamını okudum maçasını yiyen delikanlı varsa okusun öyle yorum yapsın!işte burda:
http://web.tbmm.gov.tr/gelenkagitlar/metinler/354189.pdf
Şimdi bunları okuduktan sonra şunları dedim;tamam pkk ve bölücülüük yapan gösteriler için gayet iyi,hatta az bile benim gibi biri için (ÖYLE GÖSTERİLERDE DİREKT ATEŞ EDİLİP GEBERTİLMELERİ TARAFTARIYIM AÇIK SÖYLEYEYİM) Ancak gözden kaçan veya kaçırılan şu peki bu gösterileri kim sınıflandıracak,bölücü olup olmadığına kim karar verecek!
YARIN ÖBÜR GÜN GÜNEYDOĞUYA ÖZERKLİK VERİLDİĞİ ZAMAN BEN VE BENİM GİBİ VATANSEVER TÜRKLER GÖSTERİ VEYA PROTESTO YAPTIĞIMIZDA BU YASALAR BİZEDE İŞLETİLECEK Mİ?YOKSA ZATEN BÖYLE BİR VER-KURTUL POLİTİKASI İZLENECEK VE OLAYLAR ÇIKACAĞI İÇİN VALİLER,KAYMAKAMLAR VE EMNİYET MÜDÜRLERİNE BU KADAR GENİŞ YEKİ VERİLMESİ VATANSEVERLER ALEYHİNE OLACAK MI?
Konu hakkında görüş belirtmeden önce siyasi görüşü ne olursa olsun oylanan iç güvenlik yasa maddelerini iyice okuyan herkesin endişe duyacağını düşünüyorum, düşünmek istiyorum.
Zaten bu yazıyı okuyan veya konu hakkında araştırma yapan herkes meselenin molotofu veya pkkyı savunmak olmadığını anlamıştır.Burada büyük bir denetim sorunu ortaya çıkıyor. Polisi kim denetleyecek ve neye göre denetleyecek belli değil. Maddelerin çoğu önemli mevzuları polisin insiyatifine bırakmış. Bu artık bir parti meselesi değil, bunu herkes anlamalı.
Okuyan yazıyı anlamıyor ki 3 kelimeyi gören ” törörössünüz süz, erörör örörö” modunda. “Polisim” de “polisim”, ben askerimiz de polisimiz de şehit olduğunda onlara düzenlenen yürüyüşlere katıldım, bu demek değil ki devlete ait olan her şeyi kutsal görüyorum (hayır aksine safça “devlet insan içindir” diyenlerdenim). Anladığım kadarıyla bazı insanların kafası iki kutuğ veya kamptan fazlasını almıyor. Devlet zorbaysa, organlarını dikta aracı olarak kullanıyorsa, karşı durmak hakkım arkadaşım, Gezi’de insanlara birşey anlattık sanıyoruz ama yine “reörörö rörörö” seviyesinde cevaplar görüyorum
Bu yazı çok önemli bir yazı, başka bir yerde bulamayacağımız bir içerikle geldiği için falan değil, şu anda ana gündem maddemizin ne olması gerektiğini geniş bir kitleye gösterdiği için. Şu anda tüm medya devlerinin gündemini tümüyle kaplayan Süleyman Şah Türbesi’ne gerçekleştirilen operasyon elbette getirilerini ve götürülerini konuşmamız gereken bir olay, ancak böyle bir operasyon aylardır ve muhtemelen önümüzdeki aylar boyunca yapılabilecek iken tam da bu paketin mecliste görüşüldüğü gece yapılması kim ne derse desin düşündürücü. Yeni iç güvenlik yasası düzenlemeleri toplumsal hayatımızı falan değil direkt “bizi” etkileyecek. O sebeple bunun artık geri alınması yönünde herhangi bir etki oluşturamayacak olsak da lütfen etrafımıza bir bilinç aşılamaya çalışalım. Esasında böyle büyük kitlelere hitap eden her özgür oluşum gerçek gündemi topluma yansıtmayı kendine sorumluluk edinmeli ama yapmıyorlar işte ve bu sebeple Geekyapar! bir teşekkürü hak ediyor.
who watches the watchmen muhteşem oturmuş.
“Başlığı sana kalmış” diye bir haberinizin yazının altında fotoğrafı var içimdeki duyguları direkt olarak yansıtıyor 🙂
Ya onu bunu bırakın (hatta bırakmayın, Platon kesildiniz, devlet insandan kutsal oldu) bu ülkenin bir düzeni avr, kuvvetler ayrılığı diye bir temelimiz var duydunuz mu? Polis kendi kafasına göre hareket edemez kardeşim, bu kadar, yargıya bağlı çalışır, siz diyorsunuz, “az bile, elini kaldıramıyorlar şu an”. Hukuğu (ffilen bıraktık zaten) resmen bırakıp polis devleti olalım yani?
Ya çok kötü yorumlar var burda ya nasıl buldunuz siz bu siteyi nerden gördunüz geldiniz
judge dredd’i hayata geçiren ilk ülke olmanın haklı gururunu falan mı yaşasak? -belki böyle avunuruz.-