Gerçekten, bir dakika durup, sample’lamanın kadir bilmeyen kıymeti üzerine konuşabilir miyiz sevgili geek ahalisi? Sağdan soldan duyduğunu yapıştırmak olarak görüp yargılamak çok kolay, farkındayım. Üstelik yaptığım şu liste de, muhtemelen bu konuda benim argümanıma bir fayda sağlamayacak. Ancak gerçekten, eğer böyle düşünüyorsanız, en azından bir 300 kelime kadar fikrinizi değiştirmeye çalışabilir miyim? Okey mi?
Şöyle başlayayım o hâlde: Biz bu listenin açılışına Leon Haywood‘dan I Want’a Do Something Freaky To You‘yu koyduk. İki saniye dahi dinleseniz, direkt olarak bunu neyin sample’ladığını anlayacaksınız. Bu rap tarihinin en meşhur ritmlerinden biri, Ain’t Nuthin’ But A G Thang’in ana melodisi. Ancak biraz daha dikkatli dinleyin. Temposu aynı mı? Perküsyonları aynı mı? Ritmi birebir mi? Üzerindeki vokaller doğru yerde mi duruyor?
Hayır. Dre melodiyi buradan alıp, iskeleti buradan inşa etmiş. Ancak tempoyu bozmuş. Altına başka bir perküsyon koymuş. Etrafına başka vokaller bezemiş, ekstra bir ritm atmış. Köprüyü oynatmış, yolları değiştirmiş. Benzer bir şeyi Phil Manzanera’sının K-Scope‘unda da duyacaksınız. Orada da direkt olarak No Church In The Wild’ın hızlandırılmış hâlini duyacaksınız birkaç saniye. Birebir, çok az değişiklikle alınmış olanlar bile, fark edeceksiniz, şarkıların ortasından alınıp uzatılmışlar.
Çünkü bu bir eski DJ geleneği. Şarkıların müzikal yerlerini alıp, birbirleriyle eşleştirmek; yani esasında birbiri için yaratılmamış iki aşkı bir araya getirip evlendirmek, hip hop’ın en temel taşı hareketlerinden biri. Ve ben bunu tahayyül dahi edemiyorum. İki farklı şarkıyı duyup, “bunun perküsyonu ötekine çok iyi gider” demek, nasıl bir müzik kulağı gerektirir, şarkıyı dinlerken, “Bir dakika, buna 1979’dan şu bilinmeyen funk albümünün ara sesleri çok iyi gidecektir” diyebilmek nasıl bir müzik dağarcığına ihtiyaç duyar, düşünemiyorum. Bu yüzden de sample’lamak, çok zarif bir sanat gibi geliyor.
Bu liste de oradan çıktı işte biraz sevgili geek’ler. Bir dinleyin bakalım, siz de sonunda benim kadar saygı duyacak mısınız bu zanaate. Ne dersiniz?