Invincible 3. sezonuyla ara vermeden yoluna devam ediyor. 3 bölüm birden yayınlayarak başladıkları sezonda haftalık bölümlere geçiş yaptılar. İlk 3 bölümü şurada irdelemiştim, aradan geçen 2 haftanın ardından 4. ve 5. bölümlere de bir bakış atalım istedim.

invincible 3. sezon 4. bölüm

Invincible 3. Sezon 4. Bölüm İncelemesi

4. bölüm baya iyiydi bence, hele ki tadımı kaçıran 3. bölümden sonra çok iyi geldi. İki part‘a ayrılan bu bölümün ilk kısmı Invincible’ın geleceğe gidip dünyanın yönetimini ele geçiren Immortal’la karşılaşmasını anlatırken ikinci kısmı Allen the Alien bölümü olarak geçiyor.

Bölümün tek tadımı kaçıran yeri başta Mark’ın direkt olarak GDA’ye saldırmasıydı. Mark hâlâ genç ve bazen düşünmeden hareket edebiliyor, ama Cecil’in senin evini bu kadar açıktan gözlemeyeceğini hiç mi düşünmedin? Zaten Cecil de “seni gözetlemek isteseydik bunun hiç farkında olmazdın” diyerek savundu kendini. Doğruydu da. Ayrıca bu gözetlenme işi 5. bölümde asla konuşulmadı, en azından Atom Eve’in odaya bir perde yaratmasını falan beklerdim. Direkt kamera geldi evinizin bahçesine, insan biraz etkisini yaşar bunun yani.

invincible 3. sezon 4. bölüm

Sonrasında Eve ile Mark’ı romantik bir buluşma yaparken görüyoruz, date’e çıkıyorlar yani. Basit de bir date değil, Eyfel Kulesi’ni gören bir mekanda oturuyorlar. Yani şu süper kahramanların güçlerini falan kıskanmıyorum ama yeşil pasaportlarını acayip kıskanıyorum ya. Biz şurada şehir değiştirmeye kalksak bin tane şey düşünüyoruz, adamlar bakkala gider gibi Eyfel’e gidiyor. Buradan Birleşmiş Milletler’e sesleniyorum, şuna bir düzenleme bir şey getirin, bu adaletsizliğe son verin.

Tabii bu date’te iki süper kahraman yer aldığı için ülke değiştirseler bile rahat yok kendilerine. İlk bölümde Bağımsızlık Bildirisi’ni çalan ikiz kardeşler geliyor ve Mark’ı “geleceğe” davet ediyorlar. Burada zaman yolculuğu olduğu için işleri berbat edecekler diye düşünmüştüm, fakat öyle olmadı. Invincible’ın dünyayı terk ettiği ve giderken yönetimi Immortal’a bıraktığı, Immortal’ın bir noktadan sonra psikolojisinin bozulup despot bir yönetime başladığı, sokağa çıkma yasağının olduğu karanlık bir geleceğe gittik. Bu gelecekte Immortal, Mark’tan kendisini öldürmesini istedi. Evet, ölümsüz birinin ötanazi isteğini gördük adeta.

Henüz Angstrom Levy dışında birini öldürmüşlüğü olmayan Mark, bu isteği kabul etmedi elbette. Ama sonrasında “her şey senin yüzünden oldu, beni mahvettin” diyerek kendisine saldıran Immortal’a da kayıtsız kalamadı. Ve kafasını koparmak suretiyle canını aldı Immortal’ın. Bu esnada dizinin isminin yazıldığı giriş sekansının kırmızıdan griye geçişi de güzeldi. Invincible 3. sezondaki yazıları her bölümde üstüne kan eklemek gibi bir ilerleme göstermiyor, onun yerine her seferinde farklı bir renk alıyorlar. Bunun neye gönderme olduğunu öğrenmek ve çizgi roman spoiler‘ı yemek isteyenler Google’a Invincible War yazabilir.

invincible 3. sezon 4. bölüm

Bölümün ikinci kısmı ise Allen’la Nolan’ın hapis tutuldukları uzay gemisinden kaçışını anlatıyordu. Allen, Nolan’ı idam edilmekten kurtardı ve sonrasında hapisteki Battle Beast’i de serbest bırakarak Viltrumlularla dövüştüler. Evrenin en güçlü varlıklarının gövde gösterisi yaptığı, güçlerinin boyutlarını gördüğümüz ve Invincible dizisinin böyle anime dövüşü büyüklüğündeki savaşları nasıl yansıtabileceğine dair bir ön gösterim gibiydi.

Anime demişken, Invincible’a paralel Your Friendly Neighborhood Spider-Man’i izleyince Invincible’ın animasyonu gözüme çok batmaya başladı. Çok temiz ve çok detaysız duruyor çizimler. Your Friendly Neighborhood Spider-Man de herkese hitap eden bir tarza sahip değil, ama en azından bir tarzı var. Bu düz ve temiz çizim şekli bahsettiğim tarzda büyük dövüşleri yeterince güzel yansıtamıyor gibi görünüyor. İşin uzmanı değilim elbette ama detaylıca irdelemek isteyenler için Youtube’da Invincible’ın animasyonuna dair onlarca eleştiri mevcut.

Bu iki kısma ayrılan bölümden aldığım keyif, yine paralelinde 20 dakikalık Your Friendly Neighborhood Spider-Man’i izlememin de etkisiyle, acaba Invincible’ın süresi de kısalmalı mıydı diye düşündürttü. Tamam Amazon Prime buna çok önem veriyor, yetişkinliklere yönelik ve profesyonel bir seslendirme kadrosu içeren bir animasyon dizi izliyoruz AMA hikâyesi zaten yan görevlerle dallanıp budaklanan bir diziyi kendi içerisinde de uzatmak seyirciyi çok mu yoruyor acaba? Bakın 4. bölüm ne kadar keyifle izlettiyse kendini, 5. bölüm pek de öyle olmadı.

invincible 3. sezon battle beast

Invincible 3. Sezon 5. Bölüm İncelemesi

5. bölüm dizinin brutality‘sini göstererek başlıyor. Önceki bölümde kafa kopmuştu, bunda da Multi-Paul’ün klonları ile hapishane hücresini doldurup klonlarını patlatmak suretiyle kaçışını izliyoruz. Artık bu sezon karar vermişler, her bölüm illa ki bol kanlı sınırları zorlayan bir sahne izletecekler. Multi-Paul hücreden kaçsa da hapishaneden kaçamıyor bu arada, dolayısıyla Mr. Liu kendisini kaçırma konusunda ısrarcı olduğu için Titan’ı sıkıştırıyor yine.

Titan’la birlikte Isotope ve Machine Head’i de görüyoruz. Bunlar en son 1. sezon 5. bölümde gördüğümüz karakterler arkadaşlar. Tamam, dizi başlarken bir “Önceki Bölümlerde” sekansı izliyor olabiliriz fakat az önce dallanıp budaklanan bir hikâye derken bundan bahsetmek istiyordum işte. Titan ne durumdaymış, The Order neymiş, Mr. Liu neler yapabiliyormuş bunları öğrendik eyvallah ama 4. bölümü Viltrumlu öldürerek biten bir dizi için tempo bozuluverdi bence. Frene bastılar adeta. Mark’la Eve’in para kazanabildiği bilgisi ve Machine Head’in The Order’ın başına geçmesi dışında bir şey elimize geçmedi bölümden.

Ayrıca Mark yine ölesiye dayak yedi. Zamanında bu ejderha saldırdığında Omni-Man arkasını dönüp bakmamıştı. Babasına yetişebilmek için kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor Mark’ın onu anladık da, keşke sezonu “bu Mark’ın en güçlü hâli” diye açmasaydınız. O sahneden beri her bölümde klişe bir şekilde ölümden son anda kurtuluyor Mark. Ayrıca 3. bölümde abisine yardım etmek için canla başla çalışan Oliver nerde?! Noldu hapishaneye ejderha indi de haber kanalları vermedi mi bunu? Eve’le Mark’ın aile yemeğini de mahvetti zaten, tam bir sinir bozucu velet kendisi ya, hiç ısınamıyorum maalesef arkadaşlar. Büyük güç sıfır sorumluluk getiriyor çocuğa.

invincible 3. sezon 5. bölüm

Machine Head’i tüm sinir bozuculuğuna rağmen çok seviyorum ama. Her ne kadar kulağa hoş gelen bir sesi olmasa da replikleri ve tarzı çok iyi bence. Tam bu dizinin ihtiyacı olan burnu havada, kimseyi dinlemeyen, narsist villain tipinde. Zengin züppe tarzı da çok uyuyor kendisine. Bu arada bölümün hakkını yemeyeyim, Titan’ın planı çok iyi işledi bence. Kurnaz bakışlarıyla ve güçlüden yana olmasıyla tanıdığımız Isotope’un taraf değiştireceğini sanmıştım, meğerse planın bir parçasıymış. Machine Head, Mr. Liu ve Invincible üçlüsüyle iyi oynadı Titan; kendisini ve Machine Head’i ileride daha çok göreceğiz gibi duruyor.

Ancak artık Invincible 3. sezonun son 3 bölümüne girmişken daha fazla “yan görev” izlemek istemediğimi belirteyim. Son 2 bölüm herhalde bağlantılı olur da 6. bölümden korkmuyor değilim. Umarım Omni-Man ve Angstrom Levy gibi kritik hikâyelere odaklanılan ve dizinin geleceğine dair heyecan uyandıran bir final yapar 3. sezon. Siz ne dersiniz geekler, sizce Invincible 3. sezonu nasıl gidiyor, yorumlarda buluşalım.

Author

Genellikle popüler kültür evrenlerinde yaşıyorum çünkü Thanos'un da dediği gibi "Reality is often disappointing."

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.