90’lı yıllarda çocuk olmanın avantajlarını orada burada salyalar saça saça anlatırken, aslında yaşadığımız handikapları da kendimizce bir güzel makyajlamayı da ihmal etmiyoruz. Bir düşünün! Sokakta çamurun içinde yuvarlandıktan sonra Parlament Sinema Klubü Kuşağı‘nda bünyenin kaldırabileceğinden fazla Gremlin‘e maruz kalmış; televizyon kanallarından fırlayan bir dolu steroid deposu çirkin adamın orayı burayı patlatmasını, kimi zaman gıpta kimi zaman da ızdırapla izlemiş garip bir kuşaktan bahsediyoruz burada!
Hal böyle olunca, bu kuşağın en azılı mensuplarının konsol ve pc’lere gömülüp sokağa çıkmayı reddetmesinin altında fallik gevelemeler aramak ne kadar doğru orası meçhul. Yine de oyunsever delikanlıların gelişim(!) çağında belli başlı video oyun karakterlerine abayı yakmış olması da pek sürpriz değil hani! Oyun tarihine kendi aciz jargonumuza “oyun sattıran dişiler” olarak kazıdığımız bu güzide kızlarımızı hatırlamaya gerek var mı? Neden olmasın ki?
Listeye kızların gerçek hallerini de, hayalimizde kalan hallerini de koyduk ki neymişiz, ne olmuşuz, ne hayal etmişiz iyice belli olsun!
10 – Rinoa Heartilly (Final Fantasy VIII)
Şüphesiz ki oyun tarihinin en cici kızlarından biri duruyor karşımızda. Asla sonu gelmeyecekmiş gibi görünen Final Fantasy serisinin sekizinci halkasından, konsol başında terli terli yükleme ekranının sona ermesini bekleyen, ergenliğinin ilk aylarını yaşayan pek çok oyun severe nanik yapmıştır kendisi. Oyunun açılış sekansında kapışan Squall ve Seifer kardeşlerin şiddet senfonisinin arasında çiçekle, kuş tüyüyle, börtüyle böcükle oynayarak kalbimizi çalmıştır. Rinoa nedir? Rinoa sevmektir… Rinoa emektir…
9 – Jill Valentine (Resident Evil)
Valentine’in birkaç pikselden oluşan patates kafasına hiç birimiz hasta değildik elbette! Bizi hasta eden, oyun dergilerinde boy boy yayınlanan şuh fotoğraflarıyla, tuttuğumuz sayfayı yakıp küle çevirecek ahu bakışları olmuştur şüphesiz. Eğer mantıklı düşünecek zaman aralığını yakalarsanız, bu fazlasıyla fettan görünümlü hatunun, kısa eteğinin etrafına bağladığı beyaz kazağının manasını sorgulamaya başlarsınız. Nitekim Jill o patates kafalı günlerini geride bırakalı çok oldu! Uptown Kızı, Resident Evil serisinde kendisine yeni meşgaleler bulmakta gecikmedi ama biz büyüdük ve dünya da kirlendi pek tabi!
8 – Lara Croft (Tomb Raider)
Ergen erkeklerin kadınlara dair toparladığı pek çok yanlış anatomik bilginin kaynağı hiç kuşkusuz ki Lara’nın ta kendisidir. Bizi sadece “üçgen meme” kavramıyla tanıştırmakla kalmamış, hayatın (insan anatomisinin) hiç de oyunlardaki gibi olmadığı gerçeğini yüzümüze adeta bir tokat gibi çarpmıştır! Fakat ilk Tomb Rider oyunuyla tamamen hayali bir karakter olarak ulaşılmaz görünen Lara; zaman içerisinde oyun severlerle iyiden iyiye samimileşerek adeta aileden biri olmaya başlamıştır!
Lara’yı uzaklardan sevmek ne kadar cazip gelse de, en azılı fanatikleri bile bu gereksiz yakınlaşmayı tehlikeli bulmuştur pek tabi! Kısa süre içerisinde Eidos tarafından kafi miktarda keklendiğinin farkına varan biz salyalı babayiğitler, kendisine tavır almakta vakit kaybetmemiş olsak da, Croft tarikatının ergen kafalama taktiğinin çıtasını düşürmeye yetecek sayıya ulaşamamanın acizliğiyle save dosyalarının, hafıza kartlarımızdan aforoz etmekle kendimizce tepkiler vermişizdir. Nitekim, kurbanlar arasına her gün taze kanlar katılmasını göz yaşlarıyla izlemek de kaderimiz haline gelmiştir. Son tahlilde nihai evrimi tamamlayan Lara, aksanlı bir şekilde “ayyy heytt tüymbsss” diyerek eski kırgınlıkları unutturmuş, iz bırakanlar arasında haklı yerini devralmayı başarmıştır!