Bu seferki kısa yazı/seçkim büyük iddialara sahip değil. Geçenlerde eski oyun müziklerini karıştırıyordum. Kafamda tek bir şarkıyı bulmak vardı, lakin hepimiz biliyoruz ki YouTube bir koca tufan. Nereden girdiğini bilsen yarım saat sonra nereye ulaşacağını kestiremiyorsun.
Bilinmeze yolculuk kıvamındaki bir dolu gezintinin ardından eski bir sürü oyunun vaktinde kalbimi çalmış müziğiyle kendimi mutlu ettim. Meraklılarına tecrübemi yansıtasım geldi. Buradaki şarkılarımızın bir hiyearşik düzeni yok, “en güzel” diye bir iddia bu yazının yoldaşı değil. Belki paylaştıklarım arasında siz de eski bir oyuna denk gelirsiniz, ya da çalışırken fonda çalacak bir ezgi yakalarsınız. Başlayalım.
Theocracy – Main Menu Theme
İlk şarkımız tarihin arka odasından geliyor. 2000 yapımı Theocracy, muhtemelen artık tasarımcılarının bile geri dönüp oynamadığı, çok kıyıda kalmış bir fantastik strateji oyunu idi. Ubisoft markasıyla piyasaya sürülen oyun, Amerika kıtasında gerçekleşen 15. yüzyıldaki kabile savaşlarını konu alıyordu. Aztek mitolojisinden yoğun şekilde beslenen oyunda amaç Avrupalı’lar gemileriyle gelmeden tüm kabileler arasında birliği sağlamaktı. Oldukça zor olan bu projeyi bugün sadece gerçekten rekabet tutkunlarına önerebilirim. Müziğimizin muhteşemliği konusunda ise dinleyen herkes hemfikir olacaktır.
Knights and Merchants – Main Menu Theme
Bilenler bilir, Knights and Merchants kendini kilometrelerce öteden belli eden bir Settlers klonudur. Lakin öyle güzel bir oyundur ki insana ister istemez “tüm klonlar böyle olsun” dedirtmeyi de bilir. Main Menu Theme’i de ayrı bir tatlı, ayrı bir huzur vericidir. Sakin ortaçağ folklorü sevenler es geçmesin.
Magic and Mayhem – Celtic 2
Samimi olarak söylüyorum, bu oyunu başından sonuna büyük bir heyecanla oynadıysam sebebi müzikleridir. Hatta yılmadım, sonrasında da defalarca sadece müziğini dinlemek için yeniden yükledim. Bu oyun sayesinde muhteşem bir müzik grubu olan Afro Celt Sound System’i tanıma fırsatı buldum ya, feda olsun bilgisayar başında geçen onca saat. Celtic 2’yi saniyeler geçtikçe seviye atlayan şarkıları seven tüm okurlara öneriyorum.
Akuji The Heartless – The Temple of Tears
Bu şarkımız için Fatih Yürür‘e binlerce teşekkür etmeliyim. Geçen günkü yazısı olmasa Akuji’yi asla hatırlamayacaktım. Tüm albüm arkada çalsın, ben dinleyeyim. Talihsiz bir aksiyon, muhteşem bir müzik ziyafeti bahşetti bize Akuji.
Journey – Apotheosis
Yeni oyunlardan çok bahsetmek istemiyorum ama Journey’in hakkının da teslim edilmesi gerekiyor. Apotheosis eşliğinde yazılan roman edebiyat tarihini değiştirir, yapılan resim akım yaratır. Özellikle Braid’in müziklerine aşık olan oyuncular es geçmesinler. Fırsat buldukça dinlesinler, dinletsinler.
Rise of the Triad – Goin’ Down The Fast Way
Yeni versiyonlarını da dinledik pek beğendik ama bu ilk tecrübenin tadı bambaşka. Tüm o epik girişin ardından bir anda “sen 90’lar çocuğusun büyük düşün!” dercesine kendini gösteren melodi karşısında hangi taş kalp yumuşamaz? Goin’ Down The Fast Way’siz bir Youtube düşünmek istemiyorum.
Ve kapanış olarak:
Red Alert 2 – Hell March 2
http://www.youtube.com/watch?v=9WqwFhX6Cqg
Kambersiz düğün olmazdı sonuçta.
1 Comment
Theocracy halen açar oynarım, halen Pc’de kuruludur… Ve Listede gördüğüme çok sevindim :)… Eski oyunların değeri buradan anlaşılıyor işte… Şimdiki stratejilere göre single’ı acayip derecede zordur…