Gerçek ortada, şu günlerin en popüler olayı Pokemon GO. Sokakta şöyle bir etrafınıza baksanız en küçük kalabalıkta bile birkaç kişinin olduğu yerde durup dikkatle telefonuyla ilgilendiğini görebilirsiniz. Baştan söyleyeyim ben bu akıma kendini kaptıranlardan değilim. Hatta Pokemon GO çılgınlığının yayıldığı hızda tükeneceği görüşündeyim. Kolay tüketiyoruz. Pokemon Go da kolay tükenecek.
İddialı laflar bültenini geçersek yazının asıl konusuna gelelim. Ben mobil oyun indirirken telefonu sıklıkla kontrol etmem gereken oyunlardan özellikle kaçınıyorum. Onun yerine şöyle bir açışta sıkıntımı alacak, eğlendirecek bir şeyler yapıp sonra aklım onda kalmadan kapatabileceğim oyunları tercih ediyorum. Listemizde yer alan oyunlar da tam olarak bu kafadaki oyunlar. Eğer aradığınız buysa buyrun, 3 maddelik bir liste:
Plants vs Zombies
Bu yıl sinemada ve televizyonda o kadar versus gördük ama hiçbiri bana zombilere tohum atan fasulyeler ve bahçe bitkilerini yemeye çalışan hunili zombilerin tadını veremedi. Oyun bilindik ve eski sayılabilecek bir oyun olsa da oynanışından kısaca bahsetmek gerek. Bölümler ilerledikçe tipleri git gide daha eğlenceli olacak zombiler, zombilerden daha mal olduğu kesin olan bir adamın bahçesini aşıp adamın evine varmaya çalışıyor. Biz de yine bölümler ilerledikçe keşfedip taktik denemesi çok zevkli olacak bazı bahçe bitkileriyle evin bahçesine gelen zombi dalgalarını önlemeye çalışıyoruz. Ağzından fasulye atarak zombilere zarar veren fasulyeler oyunun uzun süre başlıca bitkisiyken sonradan yanına çok yaratıcı düşünülmüş bitkiler katılıyor. Bahçeyi korumak için hayatını feda eden tank görevinde cevizler mi dersiniz, zombilerin kafasını iyi yapıp diğer zombilere saldırtan mantarlar mı dersiniz… Oyunu oynarken eğlendiğinizden çok yeni bir zombi veya bitki gördüğünüzde eğleneceksiniz.
Plague Inc.
Bu oyundan zevk almak için bir miktar sadist özellikler taşımanız gerektiğini itiraf etmeliyim. Çünkü oyunun tek amacı özelliklerini geliştirdiğiniz bir virüsü tüm dünyaya yayıp insanlığın sonunu getirmek. Bir virüsü (oyunun tam sürümünü alırsanız başka tip salgınları da) oyunun başında bir hastalığın en kolay yayılacağını düşündüğünüz coğrafyaya salıyoruz. O coğrafyanın insanları teker teker hastalanırken biz hastalığın ulaşım şeklini, dayanıklılığını ve etkilerini belirleyerek Dünya ülkeleri virüse çare bulmadan tüm gezegeni virüsün etkisi altına almaya çalışıyoruz. Oyun normal modunda birkaç kez oynandığında hastalığı geliştirmek konusunda ustalaşmak çok zor değil. Ancak şöyle bir handikap var ki hastalığı geliştirmekte usta olmak hastaların ölümüne hızlı neden olarak henüz tüm Dünya salgına yakalanmadan salgının yayılma yolunu kesmesine neden olabiliyor. Anlayacağınız, hastalığı geliştirmekten ziyade nasıl ve ne hızda geliştirdiğiniz işin marifet isteyen kısmı. Oyunu indirecekseniz siz çıldırmadan biz baştan uyaralım, Grönland’dan çok çekeceksiniz.
Godus
Normalde Farmville, Clash of Clans tarzı kasaba kurayım mobil similasyon oyunu diye tabir edilen oyunlardan pek haz almam. Gel gelelim Godus bir mobil similasyon oyunu ve saatlerimi harcadığım bir oyun olmuştur. Oyunda ilkel bir topluluğun tanrısısınız. Parmağınızın ucuyla topraklara ve sulara şekil vererek kullarınıza uygun yaşama alanı oluşturuyorsunuz. Zaman geçtikçe ve oyunu iyi oynarsanız kulların refah seviyesi arttıkça inanç puanları kazanıyorsunuz. Bu puanlarla topluluğun hem nüfusunu hem de size bağlılığını arttıracak özellikler açıyorsunuz. Zamanla putlara tapan küçük kabilelere doğru genişleyip onları da etkileyerek büyümeye devam ediyorsunuz. Oyunun en önemli yanıysa öğelere şekil verme yönteminiz. Tam bir tanrı yöntemiyle yani parmağınızın ucuyla itip çekerek karaya ve suya şekil veriyor, vadiler; zirveler; plajlar yaratabiliyorsunuz. Bazı ince hareketler küçük ekranlı telefonlar ve büyük parmaklar için sıkıntılı olsa da kalem uçları tırnaklar derken istediğinizi yapmak için yol bulmanız çok da zor değil. Gerisi sizin nasıl bir tanrı olacağınızda.
Hangisini beğendiyseniz ondan başlayın ama diğer ikisine de mutlaka bir şans verin derim. Dünya üzerinde ekran üzerinde göreceğinizden çok daha ilginç kuşlar, bitkiler, balıklar(…) olduğunu da unutmayın. Kendinize iyi bakın Geekyaparlar!
