Listelerimizi ele alırken, her türlü hisse odaklanmaya çalışıyoruz irili ufaklı. Daha önce sinsi üzenler diye bir liste yapmıştık örneğin. Amacımız, öyle gözükmese de, bir an sizin kendinizi üzgün bulmanıza vesilen olan şarkıları toparlamaktı. Film hislerini bile yapmıştık bir zamanlar. Zootopia‘nın bize hissettirdikleri üzerinden bir çıkarım yapıp, şişeye koymaya çalışmıştık. Neşeli şeyler de koyuyoruz elbette kenara. Ancak bazen müzik, yaralayıcı olduğunda da güzel oluyor.
Biz de o yüzden, bir yalnızlık şarkıları listesi yapalım dedik. Burada hissiyat ön plana çıktı ama, o hissiyatı veren şarkılardan da çok vurucu yalnızlık cümleleri çıkıverdi. Mesela sıradan dinlerseniz, listeyi On A Highway açıyor, nakaratında “Sabırsızlanıyorum / Bir ev bulmak için” diyerek. Cornerstone‘da Alex Turner, benzettiği herkese soruyor, “Sana onun adıyla seslenebilir miyim?“. Like A Stone var akabinde, ilk cümlesinde “Bir örümcek ağı akşamında / Boşlukla dolu bir odada” diyor. Swim Until You Can’t See Land geliyor akabinde, ve soruyor: “Sen bir adam mısın / Yoksa bir torba kum mu?”
Pioneer to the Falls tüm haşmetiyle gürlüyor akabinde, “Ama şimdi sonbahar geliyor işte” diyor ve coşturuyor gitarları. Black ile Eddie Vedder inletiyor ortalığı, “Çürümüş tüm sevgiler, dünyamı siyaha çevirdiler” diye. Hey You soruyor duvarın öteki tarafındaki kişiye, acaba sesini duyabiliyor mu? Placebo’nun meşhur eseri Without You I’m Nothing zaten ismiyle müsemma o beyanı koyup bırakıyor ortaya. (Nice Dream) daha başka bir yaklaşım sergiliyor, yalnızlığın olmadığı bir dünyayı, rüya olarak koyuyor kafalara.
Never Had No One Ever, yine Morrissey’e ortamın en net konuşanı olma onurunu veriyor. Ve en son şarkıya geldiğimizde, The Who alıyor mikrofonu, ve Behind Blue Eyes diyor ki: “Kimse bilmiyor ne demek olduğunu / Kötü adam olmanın / Üzgün adam olmanın / Mavi gözlerin gerisinde“. Böylece 11 şarkıda, 48 dakikada, bizim yalnızlığı en iyi kristalize etme denememiz de böyle son buluyor. Biz şöyle iliştirelim. Siz arzu ettiğiniz gibi tüketin. İyi dinlemeler!