Uncharted serisinin merkezinde üç şey yatıyor: Birincisi adrenalin dozu yüksek anlarla dolu sinematik sekanslar, ikincisi egzotik lokasyonlarda yaşanan çevresel bulmacalar, üçüncüsü ise göğüs mesafesindeki yarım-duvarların arkasına sığınmak suretiyle yapılan silahlı mücadeleler. İlk ikisinde bir problem yok, ancak bir süredir hayranlar üçüncü kısımla ilgili hafiften sızlanıyorlar. Burada da iki ana başlık var. Birincisi: Neden bu kadar çok düşman geliyor üzerimize? İkincisi ise Drake nasıl bu kadar kurşun yiyip hayatta kalıyor?

İlkiyle ilgili henüz bir malumatımız yok, ancak ikincisi için Naughty Dog’un animasyoncusu Jonathan Cooper’dan resmi bilgi geldi.

Cooper yukarıdaki tweet’te şunu açıklıyor: Nathan Drake aslında o kadar kurşunu yemiyor. Drake ucu ucuna uçurumun kenarına tutunan, düşmekte olan tren vagonundan son dakikada kurtulan, gemisi batarken kendisi hayatta kalan bir kahraman olduğu için süper şanslı bir adam. Kurşunlar da ana karakterlerde sık sık olduğu gibi kendisini teğet geçiyor. Ekran kızarmaya ve renkler solmaya başladığında bu Drake’in şansının tükenmekte olduğu anlamına geliyor, en sonunda da şansı tamamen tükeniyor, o kurşun gelip Drake’i buluyor.

Cooper’ın bu açıklamasının ardından serinin yaratıcısı Amy Hennig de çıkıp bu durumun böyle tasarlandığını doğruladı. Şimdi bu, zaten ana karakterlerin belli bir şans sahibi olduğu gerçeğini hesap ettiğimizde insanın aklına yatan bir şey. Nathan Drake sinematik bir karakter, pek çok sinematik kahramandan ilham alınarak yaratılmış bir karakter; bu tip sinematik karakterlerin sonsuzca sahip oldukları kurşun şansına da mekaniksel olarak bir gönderme yapmış olmaları çok güzel.

Gelin görün ki oyunda bunun esamesi okunmuyor. Cooper da zaten ancak “ekibe katılınca öğrendim” demiş. Biz de şimdi söyleyince öğrendik. Bunun iletişimi nasıl yapılabilirdi inanın düşünemiyoruz, ama doğru düzgün bir şekilde yapılmadığı da bariz. Halbuki aslında fikir gerçekten güzel… Her halükarda, artık iletişimi yapılması için de çok geç. Seri dördüncü oyunu Thief’s End ile en azından Nathan Drake’li hikayelere elveda dedi. Ne diyelim, darısı kızının başına!

Author

Yalnız olduğunu düşünen, ama bunun uzun sürmeyeceğini bilen bir adam. Bir gün Kaliforniya'nın yeşillikleri uğruna Arizona'daki evini terk edip gitti, geri dön çağrılarına da kulak vermiyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.