Sanat dediğimiz şey nedir? Sanatçı kimdir? Neler sanat eseri kapsamına girer? Şimdilerde sanat denilen şeylerin antik çağlarda sanat sayılmaması ya da tam tersi bir durum ne derece normal? Bunların hepsi çok güzel sorular, değil mi? Üstelik cevaplarının herkese göre değişiklik gösterecek olması da ayrı bir değerli. O halde sizlere tüm bu soruların cevaplarını ve hatta daha fazlasını bulabileceğiniz bir kitaptan bahsetmeme ne dersiniz?
Muhtemelen başlıktaki kitap ismini görünce yazının başında beklediğiniz giriş tarzı bu değildi. Bunun farkındayım ve öyle olmasını da ben tercih ediyorum. Çünkü yere göğe sığdıramayacağım bu kitabı överken sizlerin de benim gibi ilk şaşkınlık deneyimini yaşamanızı istedim. İnanın, okuyunca siz de çok iyi anlayacaksınız beni.
Kitabımız Scott McCloud’dan Çizgi Romanı Anlamak. Eserin 90’lara kadar dayanan bir geçmişi olmasına rağmen ülkemizdeki sesinin yükselmesine yardımcı olan isim ise Sırtlan Kitap. Kasım 2018’de M. Cem Ülgen’in çevirisiyle ve şahane bir düzenle Türkçe’ye kazandırılan kitabımız için Sırtlan Kitap’a ne kadar teşekkür etsek az. Zira yabancı kaynaklara yasal yollardan ulaşım sağlayamayan veya İngilizce dilinde okumakta zorluk çeken herkes için Türkçe’ye kazandırılan Çizgi Romanı Anlamak, günümüz geekleri için şahane bir kaynak.
Peki neymiş bu kitabı böylesine iyi kılan? Bilmediğiniz bir şey olmamasına rağmen bildiğinizi sandığınız ve bilmediğiniz her şey aslında. Kafalar karıştı mı? Karışmasın, gelin bir açıklık kazandıralım.
Scott McCloud, Çizgi Romanı Anlamak‘ta çok geniş bir araştırma alanının tam on ikiden vurulmuş kanıtlarıyla tertemiz bir eser sunuyor okuyuculara. Çizgi romanın kelime anlamından başlayıp da sizleri ta antik çağ sanatlarının kökenlerine ve de okuduğunuz panellere bir çizer çerçevesinden bakmanızı sağlayacak kadar ucu bucağı olmayan bir eser sunuyor. Bunu yaparken de dördüncü duvarı kıran anlatımı ve tıpkı bir çizgi roman hikayesi samimiyeti sunuyor. Böylelikle okuyucunun dikkatini sürekli canlı tutuyor ve kitabı bir solukta bitirmesi için olanak sağlıyor.
Kitabı okumadan önce ve okuduktan sonra mutlaka genel olarak aklınızda kalacak bir cümle olacaktır: “Bilmediğim pek bir şey yoktu aslında.” Evet; eğer sıkı bir çizgi roman okuyucusuysanız, farkında olmadan algı süzgecinden geçirdiğiniz birçok şeyi refleks olarak yaptığınızı ve aslında biliyor olduğunuzu göreceksiniz her bir sayfada. Ancak çok başarılı bir çizgi roman çizeri olsanız da, okurkenki deneyiminizde keşfedebileceğiniz onlarca şey olacaktır. Genele vurduğunuzda aslında hepsini biliyor gibisinizdir, ama aslında hiçbir şey bilmiyorsunuz hissi yaşatır. McCloud’ın anlatımı da işte bu yüzden paha biçilemez bir tat veriyor.
Esasen çizgi romanın neden bir sanat dalı olarak görülmediği probleminden çıkarak bu alanın tarihini kurcalayan McCloud, son derece kaliteli ve yerinde referanslarla size savını ispatlamak için uğraşıyor. Ancak her bir hiyeroglifin çizgi romanın atası olmayacağını, yine de bu noktaya gelene kadar atılan adımlar sebebiyle nasıl bir gelişim gösterildiğini bir bir anlatıyor. Üstelik bunu yaparken sadece çizgi roman için değil, genel anlamda dünya tarihi üzerine kültürel bilgilenme seansı geçirmenize olanak sağlıyor.
Bölümler ilerledikçe, okuduğunuz çizgi roman panellerinin beyninizdeki sürecini daha detaylı ve daha ayrıntılı keşfetme şansına erişiyorsunuz. İki kutucuk arasındaki bir santimlik boşluğun dahi, görsel anlamda beyninizde yarattığı hissiyatın farkına varmanızı sağlıyor eser. Hatta ve hatta hikayeci ile çizerin sorumluluklarının ayrı ayrı çok mühim olduğunu ama bir araya gelmeden de tam anlamıyla bir bütünlük sağlayamadıklarını anlatıyor. Ben çok iyi çizerim demekle iş bitmiyor; benim hikayelerim çok sağlamdır diye de yetinmemek gerekiyor yani.
Bunca geniş çaplı meselenin tek bir kitapta nasıl oluyor da nokta atışı olarak anlatıldığını merak ediyorsanız, Çizgi Romanı Anlamak’ı kesinlikle kitaplığınıza katmanız gerekiyor. Akıcı ve eğlenceli üslubu ile her bir sayfasında ayrı tat alırken aynı zamanda da birçok şey üzerine aydınlanma yaşıyorsunuz. Tanıdığınız veya daha önceden hiç duymamış olduğunuz isimlerin işlerine yapılan referanslarla da son derece sağlam bir tez sunuyor McCloud.
Tüm yazı boyunca tez ve sav gibi kelimeleri kullanmamın bir sebebi de, bu alanda akademik açıdan bir şeyler sunmak veya üretmek isteyen herkesin mutlaka edinmesi gereken bir eser olduğunu düşünmemdir. Edebiyatın sadece kelimelerle yapılmadığını ve aynı zamanda sanat denince de akla sadece çizilen portrelerin gelmemesi gerektiğini savunan önemli bir eser. “Hala şu çocuk şeylerini mi okuyorsun?” cümlelerine karşı tokat gibi çarpabileceğiniz esaslı bir kaynak.
Neil Gaiman’ın, Çizgi Romanı Anlamak‘ın kapağında da söylemiş olduğu çok önemli bir söz vardır: Bu kitabı okumak zorundasınız.