Gündelik hayatının büyük bir kısmını fantastik evrenlerde geçiren biri olarak fantastik evrenleri haddinden fazla sevdiğimi söylemeliyim. Bunun sonucunda ise artık fantastik dünyalar, karakterler, olaylar benim vazgeçemediğim bir parçam gibi oldular. Bunu böyle çok öznel anlattığıma bakmayın aslında bir çoğunuzun da benim gibi hatta benden daha düşkün olduğunu biliyorum fantastik evrenlere. Bu yüzden bu liste; otobüsün peşinden koşanlardan çok ejderhanın peşinde koşanlar için, yemek tarifi öğrenenlerden çok büyü tarifi öğrenenler için, tatile çıkanlardan çok maceraya çıkanlar için: Bizim için!

Listemizin adının “monomit” olduğu dikkatinizi çekmiştir. Bu isim tabii ki Joseph Campbell‘ın yazdığı Kahramanın Sonsuz Yolculuğu kitabında oluşturulan şablonun isminden geliyor. Parçalar da zaten bu şablona göre seçildi ve dizildi. Her bir parça kahramanın sonsuz yolculuğu kitabındaki bir adıma denk geliyor.

Başlangıçta sıradan biri olan kahramanımız ailesi, eşi ve dostlarıyla beraber Edema Ruh şarkısını söyleyerek başlıyor maceraya. The Call ile beraber maceraya çağrılıyor ama o da her kahraman gibi ilk başta reddediyor bu çağrıyı. “Birazcık ateşin başına oturup düşünmem gerekiyor” diyerek I Sit Beside Fire and Think şarkısını söylüyor yalnız yalnız. Ama daha sonra akıl hocası, mentoru ateşin başındaki kahramanımızın sırtına elini koyarak Shudder Before the Beatiful ile ikna ediyor onu. Artık kahramanımız, yolculuğa çıkmak için hazır.

Tabii, gül yapraklarıyla dolu bir yol olmayacaktır bu. Daha macerasının başında ilk engeli ile karşılaşan kahramanımız epik bir mücadele ve Warriors of the World şarkısı ile birlikte ilk sınavını verir. Yolculuğu onu sayısız şehre, ülkeye götürecektir. Bu şehir ve ülkelerde yeni insanlar tanıyacak ve hepsiyle kan kardeşi olacaktır. Artık yoldaşlarını da bulan kahramanımız yeni arkadaşlarıyla birlikte Blood Brothers şarkısını söyleyerek dostluklarını pekiştirecektir. Ama heyhat, kader onu ikinci bir teste sokacaktır. Hem de bu test ilkinden çok daha zorlu bir test olacaktır. Kahramanımız en büyük korkularıyla yüzleşirken dostları ona Don’t Fear the Reaper şarkısını söyleyerek destek olacaktır.

Kahramanımız bu zorlu testten de geçse de bu sefer bir bedel ödemek zorunda kalmıştır. O da ödediği bu bedeli düşünerek yas tutar, ağıt yakar ve While Your Lips are Still Red şarkısıyla beraber saatlerce ateşin başında yalnız oturur. Onu teselli edecek kelimeler henüz dünya üzerinde var olmamıştır. Yine de ayağa kalkması, macerasına ne olursa olsun devam etmesi gerektiğini anlaması gerekir. Bu noktada arkadaşları devreye girer ve ona hayatın devam ettiğini hatırlatır. Şenlikler kurulur, şölenler verilir. Fires at Midnight şarkısı ile beraber danslar edilir. Artık kahramanımız macerasını tamamlamak için son yolculuğuna çıkar. Hem geride bıraktığı evi ve arkadaşlarını hatırlayarak Far From Home şarkısı ile kendisini son mücadeleye hazırlar.

Ve son ama en büyük test… Kahramanımız bugüne kadarki en büyük sınavı ile karşı karşıyadır. Bugüne kadar çektiği bütün çileler, öğrendiği bütün yetenekler bu an içindir. Ağır ağır onu bu maceraya sürükleyen düşmanının üzerine yürürken bir yandan da “Umarım ölmeye hazırsındır” diyerek tehditler savurur Bad Moon Rising şarkısıyla. Ama bu sözleri kendisi için mi yoksa düşmanı için mi söylediğini asla bilmeyiz. Zira kahramanımız da kendisini hazırlamıştır ölüme. Buradan dönüş olmayacaktır.

Son kılıç darbesi vurulduğunda, son büyü yapıldığında büyük düşmanı kahramanımız önünde can verir. Onun ölümüyle beraber rahatlayan kahramanımız da bitkin düşer ve o da yere kapanır. Gözlerini açtığında dünyayı büyük bir tehlikeden kurtardığı için ona müteşekkir olan insanlar ve yaşadığı için mutlu olan arkadaşları karşılar onu. Artık macerası sona ermiştir kahramanımızın. Evine doğru yolculuğa çıkma zamanı gelmiştir. Ama bütün bu maceraya son bir şarkı gerekir. Geri dönüş şarkısı, kaybettiği yoldaşlarına bir ağıt olacak, çektiği çileleri ve dertleri anlatacak, macerasını ölümsüz kılacak bir şarkı. Bu yüzden atının üstündeyken The Bard’s Song’u söyleyerek doğan güneşe doğru ilerlemeye başlar ve biz de gözden kayboluncaya kadar onun arkasından bakmaya devam ederiz…

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

1 Comment

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.