Yaklaşık en az bir yüz yıldır, kahramanlarının siyah yahut beyaz olduğu; konularının da aynı ölçüde doğrusal ve iyi yahut kötüye yönelik ilerlediği hikâyelerden şikayet edip, gerek beyaz ekranda gerekse de beyaz perdede biraz daha gri karakterler görmek istediğimizi dile getiriyoruz. Fakat çoğunluk bizimle aynı fikirde olmasa gerek, her yıl en az bir tane ‘eskinin masalı‘nın live-action yeniden çekimini izliyoruz. Bu yıl da sıra, Cinderella yahut Türkiye’de bildiğimiz şekliyle Külkedisi‘ne geldi. Filmden ilk kısa tanıtım yayınlandı, buyurunuz:
Başrol Camila Cabello‘nun ufak bir şarkıya girdiği kısa tanıtımdan yola çıkarak söyleyebilecek ayrıca çok bir şeyimiz yok açıkçası. Sadece bunun geleneksel masaldan ayrılan yanına, Cinderella’nın Ella’sından yola çıkılarak saat 12’de ayakkabısını kaybedecek müstakbel prensesimizin, kendi tasarladığı kostümlerini sattığı bir dükkan sahibi olmasını düşünüp, biraz daha günümüz yaşantısında karşılığı bulunan unsurlar eklediklerinin altını çizmek gerekebilir.
Filmin resmi açıklamalarında, geceleri ebeveynimizden dinleye dinleye büyüdüğünüz geleneksel hikâyeye, müzikal odaklı ve cesur yeni bir yorum getirileceği yazıyor. Cabello’nun varlığı zaten müzikal kısmını tek başına açıklayabilirdi, söylemelerine gerek var mıydı, bilemiyorum. Bu uyarlamada Cinderella, hayalleri dünyanın izin verdiğinden daha büyük olan hırslı bir genç kadın olacak karşımıza çıkacak ve onun, zaman ve zeminine uymayan bu hayallerini gerçekleştirmeye çalışmasını izleyeceğiniz. Kadrosunda Cabello’nun yanında Idina Menzel, Minnie Driver, James Corden ve Pierce Brosnan bulunan filmin yazarı ve yönetmeni ise Kay Cannon.
3 Eylül 2021 olarak açıklanan çıkış tarihinden itibaren film, Amazon Prime Video üzerinden izlenebilir olacak. Ben kendi adıma Külkedisi masalı okumaktan, Külkedisi çizgi filmi izlemekten ve Külkedisi referansı vermekten yorulmuş hissediyorum. Bu aslında bir tek Külkedisi’ni de kapsamıyor; bin yıldır anlattığımız ve her on yıl, bilemediniz yirmi yılda yeni uyarlamasını önümüze sürdükleri tüm karakterler için geçerli. Bir yandan doğru, yeni nesillere böyle böyle taşınacak bu hikâyeler ama bir yandan da… Belki de asıl sormak istediğimiz soru, bin yıllık bu hikâyeleri gerçekten yeni nesillere taşımak istiyor muyuz olmalı. Benim kişisel cevabım ayrı bir konu elbette ama Amazon uyarlamasından gelen teaser da çok yeni bir şey vaat etmediği için, ben filmi pas geçerim. Siz ne dersiniz?
