Her an yeni bir macera, her adım yeni bir gizem, her hareket yeni bir sonuç ve her hayat nihai bir son. Her şey sona erdiğinde ise elinizde kalan tek şey hikayeniz. Hikayenizin değeri ise yaşarken ne kadar özgür olduğunuz. Roguelike türünün size vaadettiği şey özgürlük. Kendinizi benzine bulayıp elinizde propan tüpüyle uzaylıları kahramanca bir fedakarlıkla havaya uçurup yarı kömür kafanızı fezaya uğurlayabilir, güvercinin cesedini fırlatarak 2 metrelik bir barbarın kafatasını parçalayabilirsiniz. Aklınıza getirebileceğiniz her şey mümkün, bir oyunda değilse diğerinde. Taptığınız iyilik tanrısı çok mu hamur kalpli? Düşmanlarınızı çilek reçeliyle boğun. Açlıktan ölmek üzere misiniz? Parmaklarınızın havuç gibi ısırılıp ısırılamayacağını öğrenmek için asla çok geç değildir. Yarattığınız hava elementaliyle öpüşerek okyanusa dalın; magmadan yaptığınız botlarınızla ormanda koşun. Çünkü özgürsünüz.
“Özgürlüğünüzün kanıtı.”
Bu yoğun girişten sonra öğretmen hırkamı giyip bir kaç ezber bilgiyi sizinle paylaşayım. Roguelike nedir? Turn-based, karışık ve detaylı oyun mekaniklerine sahip hikaye konusunda ucu açık, tekrar oynanabilirliği yüksek ASCII tabanlı grafikleri kullanan oyun türüdür. İstisnalar mevcut olmakla birlikte hor görülmemelidir zira kötü roguelikelar alpha aşamasındadır ve geliştirildikçe güzelleşir. Roguelike dünyasına girmek birazcık meşakkatlidir. Her güzel şey gibi emek ister, vakit ister. Ne kadar verirseniz o kadar alırsınız, yani dünyadan tüm kobold ırkını silen adam olmak da şişedekini su sanıp deterjan içerek acı içinde ölen vampir avcısı olmak sizin elinizde.
“Eski bir dwarf bedduası, su içerken sazanlara gelesin.”
Önümüzdeki hafta Dwarf Fortress: Adventure mode gameplay’i geliyor. Bakalım adımı tarihe “Çok tehlikeliydi! Kılıcını salladığında herkes ölürdü. Tek kolu iki ayı büyüklüğündeydi!” dedirtecek şekilde yazabilecek miyim? Eğer izlemek istediğiniz bir oyun varsa oyunun ismini yorum bölümünden esirgemeyin, haftaya görüşürüz!
“Neden olmasın? konseptinin en başarılı örneklerinden biri”
Bu arada, kaybetmenin diğer yarısının ne olduğunu söylemeyi az kalsın unutuyordum. Kaybetmek, kaybetmek bayağı eğlenceli bir şey.