Ne yalan söyleyeyim, ben hâlâ biraz Daredevil’ın sarhoşluğundayım açıkçası. Agents of SHIELD’ı sıkılmadan, üfleyip püflemeden kırk dakika boyunca izledim; ama ne bir not alabilmişim, ne de sağlam bir inceleme yazısına materyal olacak kadar ekran görüntüsü. Öyle akıp gitti dizi. Bu bölümün kabahati değil elbette. Agents of SHIELD S02E17 “Melinda”, gayet hoş, dizinin ortalama günlerinin bir tık üstünde bir bölümdü. Ama ne çare, benim kafamda Daredevil hâlâ o koridordaki adamları dövüyor arkadaş…
Her zamanki gibi, resimden sonra spoiler’ımız var.
Dizi, bu bölümde hikaye arkını iki sütun üzerine yerleştirdi; ki söylemek gerek, bunu çok uzun süredir yapmıyorlardı. Bir süredir dizi her bölümünde Real SHIELD karargahı, Coulson ve arkadaşları ile Inhumans olayları şeklinde üçe bölünüyordu. Bu bölümde Coulson’ı tamamen denklemden çıkardılar, ellerinde iki tane nurtopu gibi hikaye akışı kaldı. Melinda May’in geçmişi ve Skye’ın Inhuman ailesiyle olan münasebeti. Bu ikisinden biri çok doğru işledi, diğeri ise biraz tökezledi. Sebebi ise aynı: ön sevişme. Kafalar mı karıştı? İzah edelim.
Daredevil’ı on bölüm deli dürtmüş gibi övmemizin arkasında yatan şey, dizinin kaba tabirle ön sevişme olarak adlandırabileceğimiz dönemi çok yavaştan almasıydı. Kıyafetler çıkmadan önce uzun uzun tutkulu bakışmalar yaşandı, dudaklar daha uzun süre kilitlendi, kulaklara güzel kelimeler fısıldandı… En sonunda o yüzden finalde Daredevil maskesini geçirdiğimizde daha büyük bir keyif yaşadık izleyici olarak. Dizi o keyfi sizden tırnaklarıyla kazıyarak kazanmıştı.
Agents of SHIELD bunu bir hikayesinde yaptı, diğerinde yapamadı. Skye ve Inhumans sahnelerinde, Jianying Skye’a önce dağdan çığ düşürtmeyi öğretti, sonra iki dakika sonra da “ben senin annenim yavrum” dedi. Bu noktada Chloe Bennet’ın oyunculuğuna diyecek bir şey yok, kızcağız gözleriyle o hissiyatı çok iyi verdi ama, dizi böyle duygusal bir anı henüz hak etmemişti. Hakeza Skye’ın güçleriyle yaptığı şovu da.
Baba parasıyla aldığınız Porsche biraz kuru kalır, çalışıp didinerek alırsanız hazzı devasa olur ya? Biraz cepten yedi SHIELD bu sahneleri. Henüz karakter olarak oraya gelmemiz gerekmiyordu, izleyiciler olarak Skye’ın güçleriyle acemice uğraşmasını da, annesiyle olan muhabbetle mücadele etmesini de yeterince uzun süre görmemiştik. Dolayısıyla karşılığında gelen hisler, ikna edici olamadılar. Yarım bir tat bıraktılar damakta. Biraz daha uğraşılabilirdi, ama sanıyorum vakit yoktu bunun için…
Ama Cavalry’de öyle mi? Bir yandan May Coulson’ın gizli planına şoke olurken, bunu yedik, zira yıllardır tanıdığımız Coulson hakikaten tehlikeli işlerin peşindeydi ve herkesin bundan kıl kapması için makul sebepleri vardı. Bu Coulson’ın karakterini dört film, iki kısa film ve otuz dizi bölümüdür gördüğümüz için bize yeterince şoke edici geldi. Ama bölümün hissiyat olarak doğru noktada balonu patlattığı yer, May’in geçmişiydi.
Yıllardır May kendine Cavalry dendi mi “sus lan” diye çıkış yapar, biz de sebebini anlamazdık. Bakın bu tip inceden yere serilip sonra çıkartılan hikayeler Half-Life’daki el bombası gibidir. Elinizde çok uzun süre bekletirseniz bir noktada suratınızda patlatırlar, ama maksimum etki yaratmak için de tam doğru anda fırlatmanız gerekir. SHIELD yazarları bu Cavalry hikayesini o kadar uzun süredir ısıtıyorlardı ki, karşımıza çıktığında “e bu muymuş?” deme ihtimalimiz çok vardı. Ama olmadı. Zira izleyince anladık ki, SHIELD’ın beklettiği bomba büyükmüş, yazarlar bunu bildiklerinden görgüsüzce pimi çekip beklemeye başlayabilmişler.
Mevzunun hem Inhumans’a bağlanışı, hem kendi içinde yeterince acıklı ve haklı bir şekilde travmatik oluşu, hem de sunuş tarzı gerçekten de insana “Kadın haklıymış lan yıllarca sus demekte” dedirten türdendi. Hakeza, Marvel’ın tüm süper güçlü insanlarının arasında neden Inhuman’ların en normal halk nezdinde korkutucu tabloyu çizenler olduğu gerçeğini de güçlendirdi. Ki bunun kıymeti büyük, zira Marvel’ın Inhuman’lardan almak istediği “mutant” randımanı için bu tip dokunuşların büyük önemi var.
Son not olarak da dikkat çekmek istediğim üç şey var. Coulson’ın gizli gizli süper insanlar için bir yurt kuruyor olması hakikaten de meselenin ileride Defenders’a bağlanabileceğini gösteriyor. Bu hiç de imkansız bir senaryo değil, zira her ne kadar ton ve atmosfer olarak skalanın iki farklı yerinde dursalar da iki dizinin başında da özünde aynı adam (Jeph Loeb) duruyor. Bu yüzden Coulson diğer dizilerde inceden gözükebilir gerçekten de.
İkinci olarak, Raina’nın gücünü açık eden sahne, bana kalırsa baya güzel çekilmişti, içimden bir Amerikalı ergen gibi “Ov ŞİT” haykırışını koyuverdim. Neden bilmiyorum, ama dizideki hayatının ciddi bir bölümünü sahte bir “clairvoyant” hizmetinde geçirmiş olan Raina’nın şu an gerçekten “clairvoyant”, yani geleceği görme yetisine sahip, medyum olması bana çok manidar bir dokunuş gibi geliyor. Üçüncü maruzatım ise çok daha basit, tek cümlelik. Kyle McLachlan’ın o son sahnedeki ifadesi, bakışı, saçlarını geriye yatırmış oluşu falan ne kadar güzeldi arkadaş, bu adam ne kadar muhteşem bir oyuncu ya. İki bölüm önce korkutucu bir canavardı, içinden bir anda şapşal bir çocuk çıktı ya!
15 Comments
Bu bölümde skye ile annesinin konuşması sırasında skye yetimhaneden bahsetti ve orda tanıdıgı birinden söz etti.Büyük ihtimalle matt murdock- (daredevil) olabilir,aynı yetimhanede kalmışlardı.Coulson,skye aracılığı ile daredeville tanışıp ordanda Defendersı biraraya getirebilir.
yaş itibariyle anlamlı bir şekilde denk gelmiyor olmaları lazım matt ve skye’ın. skye bu bölümde öğrendiğimiz gibi 26 yaşında. matt’in yaşı da daredevil’da 35-36 olarak verilmişti. skye’ın bebeklikten itibaren st. agnes’a geldiğini varsaysak, aralarına da 10 yıl koysak aynı anda aynı binada olmuş olabilirler, ama skye bırak arkadaşlık kurmayı, okuyacak yaşa geldiğinde matt reşit olmuş oluyor. ben de düşündüm senin dediğini, ama st. agnes’ı böyle bir bağlantıdan ziyade hoş bir referans olarak yerleştirmiş olmaları daha makul.
Dizi sadece iki sezon (1,5 diyelim) ama bu kadar koklu ve baglantili hikayeler anlatmak buyuk basari
yeter şu dizinin sizden çektiği…Bi agent carterdan sonra yavan demeler aklımda hala daredevil var demeler.Hakkını verin şu dizinin artık.Ya da bırakın başka yazar yorumlasın.İyi yorumluyosunuz falan tamam da şu diziye hakkını veremediğinizi düşünüyorum artık.Ulan şu skye ın babasına acıyorum yeminlen adam süper oynuyo yüreğim sızlıyo.Son olarak şunu söylemeliyim CAVALARYYYY
SHIELD, o ikilinin yanında arka planda kalıyor bence.
Yiğitcan’ın 8. bölüm incelemesinden bir bölüm bunu çok iyi anlatıyor:
“Ben bu sekizinci bölümü izledikten sonra iyice emin oldum. Daredevil sadece MCU içerisinde anlamlı bir iş değil Agents of SHIELD gibi. Agent Carter gibi kadın perspektifinden bakınca kıymeti katlanan sosyal bir başarı olma anlamı da taşımıyor. Daredevil, iyi bir dizi. Ötesi yok. Bu diziyi sadece Avengers sevenlere önermem ben. Eğer ömrünüzde bir dizi izlediyseniz; herhangi bir dizi izlediyseniz, Daredevil’dan etkileneceksiniz. Daha ötesi yok.”
Yani Agents of SHIELD, Winter Soldier’ın sonrasını, Inhumans’ın öncesini anlatmasa -ki ilk sezonun başında böyleydi- elimizde pek bir şey kalmıyor.
sadece dizinin diğerlerinin etkisi altında kalınmadan yorumlanması gerektiğini düşünüyorum.
amenna, ama birdman’in etkisinde kalıp furious 7’yi yorumlamıyorum. hatta guardians of the galaxy’nin etkisinde kalıp agents of shield’ı dahi yorumluyor değilim. aynı firmanın aynı departmanının elinden çıkan üç dizi bunlar. hepsinin tepesinde aynı amca duruyor ve peş peşe geliyorlar. evet, daredevil’da netflix farkı var elbette ve bu yabana atılacak bir şey değil; daha fazla bütçe ve uzun form hikaye anlatımı özgürlüğü demek netflix. ama işte yapacak bir şey yok, kıyas ediyor insan. orada dizinin ana karakterinin güçlerini on bölüm boyunca parça parça anlatan bir iş var, burada “ha bakayım skye çek şu dağın rezonansını” çağrısıyla bir anda ana karakterine çığ düşürten bir iş. maalesef shield şu an kötü bir dizi olmadan MCU’nun en kötü dizisi olmak gibi çok garip bir konuma yerleşti, ama bu konuma onu ben yerleştirmedim, konuyu açan Marvel =)
haklısınız,yanıldığınızı söylemedim lakin sadece sanki aos incelemesi değil marvel dizileri kıyaslaması okuyormuş gibi hissetmeye başladım.Sadece yorumlanırken daha az kıyas yapılması gerektiğini düşündüm.Sonuçta başlığı gören aos incelemesi okumaya giriyor.Tabi ki takdir sizin fakat ben de fikrimi belirtmek istedim.Bunun dışında yazılarınızdan memnunum,elinize emeğinize sağlık.
Kiyas uzerinden yazmak bir gereksinim degil ki? Agents of Shield’in bu bolumunun tum olayini Cavalry’i anlatmasi, gerisini filler olarak dusunsek dahi ortalamanin uzerinde bir bolumdur.
Jianying ile Skye arasindaki dialog da o kadar “normal”di ki… Karakter motivasyonu olarak zaten kimligini saklamaya calismayan bir annenin hayati boyunca settlement problemini yasadigini duygusal bir bicimde anlatan kiziyla durumu paylasmasi veya o noktada duygusal bir ruh haline girmesi cok da “yersiz” degildi.
Bu tarz karakterler arasi meseleleri sir olarak devam ettirip uzerine 10 entrika daha eklemek bizim turk dizilerimizin karakteristigidir genelde, agents of shield ise “ah beni yanlis anladi” durumlarindan prim kazanmaya calismayan bir senaryo yazimina sahip.
Defenders ile ilgili çok fazla bilgim yok o bakımdan birşey diyemeyeceğim ama Secret Wars’taki Nick Fury vazifesini Coulson’a üstlendirmiş olabilirler mi acaba? Yeteneklileri toplama veya üst kurma işi bununla ilgili olup bir yerlere bağlanabilir mi sizce?
Bir de Skye’ın annesinin Cal tarafından bulunduktan sonra dikilip hayata döndürüldüğünü ve Skye’ı bulmaya dair verdiği söz vs tahmin ettiğim gibi çıktı. Yalnız malum ölümden dönmeler meşhur ki büyük ihtimalle Whitehall da dönecek bir şekilde. Burada açık kapı kalacak nokta büyük ihtimalle Cal’ın bu kadar gözü dönmüş ve Whitehall’ı kendisi öldüremediği için Coulson’a ateş püskürdüğü göz önüne alındığında Whitehall’ı o halde bırakacak kadar bilinçsiz birisi olduğunu bize nasıl yedirecekler. Anne paramparça olmasına rağmen sağlıklı halde kalabilmesinin yanında bir kurşun nedir ki? Cal da bunu göz ardı edecek birisi değil sonuç olarak
Inhumans hikayesi gelişme kısmı iyi işlenemeden sonuca bağlandı, buruk bir tat bıraktı. Olaylar hızlı gelişti ama bir oturmamışlık hissiyatı var. Inhumans hakkında sayısız soru işareti dönüyor zaten kafamda, umarım hepsi cevaplanır.
Cavalry hikayesi çok iyiydi ama. Inhumans’a ustaca bağlandı. Dizinin yaptığı en iyi şeylerden biri bu bence, “vay be, hepsi en başından planlıymış” dedirtmek. HYDRA ile de Inhumans ile de gördük bunu, Cavalry’de bir kez daha şaşırttılar.
May’in Real Shield’e bu kadar çabuk adapte olması bana hiç inandırıcı gelmedi, Coulsonun sırları olması gayet normal ve uzun bi mazileri var May bence gayet güzel oyununu oynuyo eninde sonunda bence kemik kadro + hunter bir araya gelecektir belki o yolda jemma falan feda edilebilir ama bu kadar kolay dağılacaklarını sanmam..
Herkes Daredevil’ı bitirmedi, hatırlatayım istedim.
Coulson’ın “gifted” insanları yetiştirme planı, “yüzlerce yatak toplamış bu herif” filan falan olayı bence Spin-Off’un çıkacağı yer olabilir. Bunun anlamı da Spin-Off dizisi Inhumans değil, ki zaten olmamalı. Ama bu aynı zamanda Spin-Off dizisi Secret Warriors/Secret Avengers da değil demek. Peki şimdi, bu elimizdekilere bakınca, Spin-Off dizisi ne oluyor? Hâlâ anlamadınızmı; Avengers Initiative! Yüzlerce süper güçlü insan eğitiliyor ve Süper İnsan’dan Süper Kahraman olmaya yükseliyor. Ben neredeyse bu konuda eminim. Siz ne diyorsunuz Geekler?
Hasiktir, Clark Gregg yanlışlıkla Marvel’ın YouTube kanalındaki bir videoda spoiler verdi, Avengers Initiative hakkında haklıydım fakyesss!! youtube.com/watch?v=Fdr8Rg… video bu , 01:50’de filan, inceden dizide Avengers Initiative olucak sinyalleri verdi.