Bir soru ile başlayayım; İyi bir ajan basıl olunur? Oyun, film ve kitaplarda anlatıldığı gibi bir ajan olmak mümkün mü? Mümkün olup olmadığını bilemem ama en azından Alpha Protocol, gerçek bir ajan olma hissine oyuncuyu oldukça yaklaştıran, gerçekten de başarılı bir oyunculuk ve hızlı karar alma yeteneği isteyen bir oyun. İsterseniz biraz daha ayrıntıya inelim sevgili ajan adayları…
Obsidian Entertaintment’ın bize sunduğu oyunda, hikayemiz Ajan Thorton’un Alpha Protocol adlı programa katılmasıyla başlıyor. Über-süper gizli olan bu program (Valla yalan, oyunda kiminle konuşsam herkes biliyor ya da bildiğini ima ediyor, anlamadım) ile Thorton kendi seçtiği yollar ile ülkesini koruyacak, zengin olacak, sosyal hayatını geliştirecek… bunların hepsini ya da birkaçını yapacak. Tamamen oyuncunun isteğine bağlı.
3. Şahıs gözünden ajanlar, katiller ve yalancıların dünyasına dalıyoruz. Öncelikle hemen şunu belirteyim ki oyunda, “Görevin şu. Git şunu öldür, şunu koru. Hallettin mi? Al sana ikinci görev. Hadi hadi hadi…” gibi bir işleyiş yok. Evet yapılacak olan görevler ve ek görevler belli, ancak bunların sırasını ve bunları nasıl yapacağını oyuncu karar veriyor.Hemen örnek vereyim; Diyelim ki gizli bir üsse girip, veri tabanındaki bilgilere ulaşmanız gerekiyor. Bu işi isterseniz önünüze çıkan herkesi vurarak, yani açıktan açığa yapıyorsunuz, isterseniz kimseye görünmeden, göründüğünüz düşmanları da bayıltarak yapıyorsunuz.
Yapımcıların bu konuda çok tarafsız davrandığını kesinlikle belirtmeliyim. İşinizi sessiz ya da gürültülü şekilde halletmenin kesinlikle bir artısı ya da eksisi yok. Sadece bölüm sonlarında hareket ve davranışlarınıza göre “perk” diye adlandırılan özellikleri alıyorsunuz. Yine örnek üstünden gidersek benim gibi nabza göre şerbet veren bir ajan yarattıysanız, duruma göre bölüm sonunda “Social Butterfly” gibi bir özellik kazanabiliyorsunuz. Bu özelliklerin de genelde bazı kabiliyetleriniz üstünde küçük artıları ya da eksileri oluyor.
Sosyallik üstünden devam edeyim. Oyunda gizli hareket etmek ya da başarılı bir nişancı olmak kadar bilgi toplama, topladığın bilgiyi yorumlama, insanları (hem dost hem de düşmanları) gözleme gerçekten çok önemli. Çünkü bazı noktalarda karşılaştığınız karakterler, onlarla olan hem yüz yüze konuşmalarınız hem de attığınız mail’lar yüzünden sizi sevip yardım etmeye ya da sizden nefret etmeleye karar verebiliyor.
İşin daha öte kısmı ise herkesle aynı şekilde iyi geçinemiyorsunuz. Bazısı deli, “öldürelim de öldürelim” diye dolaşırken bazısı bir güvenlik görevlisinin öldürülmesine bile sıcak bakmıyor. Bazıları ajan Tonton’u çok çekici bulup bu uğurda ona kol kanat gererken bazısı ise iğreniyor. Özetle tavsiyem gerçekten de bir tutum izleyin bve hep o tutumda kalın. Unutmayın ılımlı konuşmak da tehdit etmek de her zaman herkesin üstünde işe yaramaz.
Ajan Tonton ile görevleri başardıkça puan kazanıyor ve bu puanlar ile yeni özellikler satın alabiliyoruz. Oyunun başında seçtiğimiz class, bu özelliklerin açılması açısından çok önemli. Örneğin Commando sınıfını seçtiğiniz zaman çok yüksek seviyede can sahibi olma şansınız oluyor. Bir başka sınıf sessizlik üstüne özellikler biriktirirken, bir diğeri alet kullanımı konusunda kendini geliştiriyor. Kafa karışmasın, daha önce bahsettiğim Perk’lerle buz özelliklerin bir alakası yok. Perk’ler davranışınıza göre aldığınız artılar ya da eksiler. Bunları almamak gibi bir durumunuz yok. Ancak diğer kabiliyetleri siz seçiyor ve sadece istediklerinizi alıyorsunuz.
Batman dediğin, aman pardon ajan dediğin ekipmansız olmaz. Oyunda da ekipmanlarımız mevcut; kamera bozan alet edevattan tutun da alarmı otomatik susturan şeylere kadar bir çok farklı ekipman hizmetimizde…değil. Yani tabi parasını bastırınca alabiliyorsunuz da gerçekten de çok para vermek gerekiyor. Allah’a şükür görevlerden iyi kötü para kazanıyoruz (biraz da ararsanız görevlerden fena para çıkıyor denemez) ama yetmiyor hayat pahalı. Eğer bazı anlaşmalar yapmaz ve açıkçası biraz parayı kovalamazsanız bir çok ekipmanı alıncaya kadar oyun bitebiliyor. Bence bilerek yapılmış bir plandan bahsediyoruz burada; yapımcılar paragöz oyuncuları bu şekilde ödüllendirmiş olabilirler. Yani çok zengin olmak istiyorsanız biraz ahlakı bırakacaksanız. Ya da tersi olacak. Yine bu konuda da oyunun size herhangi bir yargılaması olmadığından vicdanınız ile baş başasınız. Sonra akşam uyuyamazsanız bana kızmayın.
Müziklerin çok iyi olduğunu söylemek zor ancak kulağı da tırmalamıyor. Efektler ve konuşmalardan ise daha çok memnunum. Uğraşılmış olduğu bir gerçek. Benzeri şekilde görsellik de oldukça iyi. Bir şaheser değil belki ama kendi içine çekmeyi biliyor. Oynanış gayet rahat. Zaten oyunun başında (eğer seçerseniz) bir adet intro kısmı var. Burada hızlı bir eğitimden geçip maceralara atılabilirsiniz.
Yazıyı bitirmeden önce ufak bir uyarı; Oyunu oynayacak arkadaşların senaryoyu ve özellikle karşınıza çıkan kişilerle yapılacak olan konuşmaları dikkatle takip etmelerinde yarar var. Yoksa yanlış kararlar verip ilişkilerinizi mundar edebiliyorsunuz. İngilizce ile sorununuz yoksa, karşıdakini hızlı ve doğru bir şekilde anlayabiliyorsanız bir sorun olmayacak, durumu bu şekilde olmayan kişiler için de eğlenceli bir deneyim olacaktır.
