Entellektüel Wednesday, Beş Çayınızı Nasıl Alırdınız?
Shadow Moon ile Wednesday’in polis merkezinde tutuklu olarak sorguya çekildikleri sırada Bay Wednesday şahane bir dörtlük okumuştu, hatırladınız mı? O dörtlük William Ernest Henley‘in 19. yüzyılda yazdığı bir şiirden geliyor. Devamını da okumuş olsa muhtemelen daha detaya inmemiz makul bir davranış olurdu fakat sadece ilk dörtlüğünden yola çıkarak değerlendirme yapacağım burada. Aslında çok uzatmaya gerek yok; Wednesday yaklaşmakta olan bir savaş sonucunda verilecek zayiatlar olacağını son derece şairane bir dille söylüyor. Aynı dairede naif bir Hayat (Madam Life) ve gaddar bir Ölüm‘ün (Death) varlığı, ama merdivenin başında boğazınıza çökmek için bekleyenin de Ölüm olduğunu söyleyen Wednesday; savaşın kanlı olacağının haberlerini çoktan vermiş oldu bize böylelikle.
“Adım Bay Dünya, İnsanları Manipüle Etmeyi Severim”
Bu bölümün özellikle karakterizasyonlarında döktürenlerinde bir de Bay Dünya vardı bir de, hatırladık mı? İnanılmaz bir manipülasyon yeteneği olan Mr. World’ün gerçekte kim olduğunu, kitabı okumuş kişilerin bilmesi çok daha kolay tabii ama biz sadece bu bölüm üzerinden değerlendirelim şimdilik.
Manipülasyonda harika; tam bir pazarlamacı ağzıyla insanları kendi amacına hizmet etmeleri için çok güzel yönlendiriyor. Her şeyin farkında; Wednesday’in ne kadar güçlü bir eski tanrı olduğunu biliyor ve yaklaşmakta olan savaştan korktuğunu aslında çok da hissettirmemeye çalışarak avantajı kendi tarafında görmek istiyor. Medya ve Teknoloji bile onun sayesinde varlar. Mr. World işte tam da bu noktada kendi sembolik önemini bizlere anlatıyor. Yeni dünya düzeni diye isimlendirdiğimiz olgunun vücut bulmuş hali oluyor. Küreselleşme diye bahsettiğimiz kavram ise onu bu düzende etkili kılan özelliklerden biri. Kapitalist bir dünyada sizi kolay manipüle edebilen birileri elbette bu gibi yetilere sahip olacaktır yani, değil mi?
Mr World’ün, Shadow’un annesine ve hatta özel hayatına dair birçok şeyi biliyor oluşu, gücünü kullandığı zaman ne kadar pisleşebileceğinin bir göstergesi sanırım. Eski tanrıları kızdırdığınızda az çok nasıl bir dönüt alacağınız bellidir diye düşünüyorum; ama bu tip “yeni düzen” tanrıları (bakın Mr World için Yeni Tanrı diye bahsetmiyorum, zira kitaptan tam da bu noktada ayrılmıyorsa dizi, Mr World’ü böyle bir kısıtlamaya tabi tutamayız) kendi amaçları uğrunda verdikleri bu savaşta ellerinden geleni ardına koymayacaklarını ve bunu yaparken de ne kadar çarpık hallere bürünebileceklerini kanıtladılar bence.
Peki siz ne diyorsunuz bölümle ilgili? Yorumlarınızı alalım!