Amerika’nın Efsane Çifti BONNIE ve CLYDE’ın Yaşam Öyküsü – Hem de FBI’ın Kendi Sitesinden!

İsimlerine aşina olduğunuz bir çift Bonnie ve Clyde. Adları sadece Hollywood filmlerinde değil ayrıca şarkılarda, şiirlerde, hikâyelerde bol bol geçiyor. Kendilerine bir sürü referans yapılmasına rağmen kendiniz hiç oturup “Kim ya bu Bonnie ve Clyde?” diye merak ettiniz mi? Çünkü söylemeliyim ki birçok kişinin ilgisini çeken bir hikâyeye sahipler. Amerika’nın başına bir dönem bela olan bu Bonnie ve Clyde çifti de kimmiş, neden isimlerini bu kadar çok duyuyoruz, Amerika’nın Robin Hood’u ne demek tek tek açıklayacağım şimdi.

Yazı süresince FBI’ın kendi sitesinde yayınladığı kanıt ve yazılardan bol bol faydalandım, linkini de aşağıya bırakacağım. Bir incelemek isterseniz diye söylüyorum çünkü yani, bence çok ilginç. Biraz da havalı. FBI’ın kendi sitesi ya! Tak güneş gözlüklerini, otur bilgisayarın başına, klavyedeki tuşlara tak tak bas ve bir gençlik filminin asi hacker gençlerinden biri gibi hisset!

Suç hayatına çok erken yaşta atıldılar aslında. Clyde Barrow, ilk kez tutuklandığında yalnızca 17 yaşındaydı. Tutuklanmasının sebebi de kiraladığı aracı zamanında geri götürmemesiydi. Yalnızca birkaç sene içinde döneminin en ünlü suçlularından birine dönüşecek olan bir adam için ne kadar da ilginç, değil mi? İkinci kez tutuklandığında ise suçu bundan daha ilginçti: Abisi Buck Barrow ile beraber hindi çaldığı için yakalanmıştı. Sonraki iki yıl boyunca da araba çalmaktan dükkan soymaya kadar türlü türlü suç işledi. 19 yaşında, Bonnie Parker ile tanıştı.

Bonnie ise Clyde ile tanıştığında henüz 20 yaşındaydı. 16 yaşına girmeden hemen önce lise aşkı Ray Thornton ile evlenmişti fakat Thornton’un hapse girmesinden sonra onunla hiç görüşmedi. Dolayısıyla boşanmadı da, yani Clyde ile olan ilişkisi sırasında evliydi.

Clyde, Bonnie ile tanışınca suç hayatını bırakıp 9-5 çalışan bir aile babası olmadı, hayır, onların ilişkisi bundan daha karmaşıktı. Ortak bir arkadaş aracılığıyla tanışan ikili, birbirlerine sırılsıklam âşık oldu. Öyle ki artık birbirlerinin suç ortaklarıydılar. Aralarındaki ilişki, Clyde bir soygundan hapse girince kısa süreliğine yarıda kesilmiş olsa da Bonnie’nin içeri sızdırdığı silah sayesinde Clyde hapisten kaçtı. Yakalanıp yeniden hapse atıldı elbette fakat bir kez daha hapisten çıktığında -sonunda- kavuşmuşlardı. Hapishaneye silah sızdırmak. Bu gerçek hayat bu arada, film değil.

Genelde beş kişi takılırlardı: Clyde’ın abisi Buck -hani Clyde’ın beraber hindi çaldığı- ve eşi Blanche, William Daniel Jones, Bonnie ve Clyde. Kendilerine Barrow Çetesi denilen bu grup, ülkenin birçok noktasında soygunlar gerçekleştirdi. Bir yılı beraber geçirdikten sonra Buck yaralandı, Blanche ve Jones ise yakalandı. Geriye bir tek Bonnie ve Clyde kalmıştı.

Bu ikili ise beraber suç işlemeye devam etti elbette. İkilinin beraber geçirdikleri bu suç dolu yaşam esnasında polis memurları da dahil olmak üzere en az on üç kişiyi öldürdüğü ve birçok kişiyi de yaraladığı biliniyordu. Bunların yanında birçok kez de soygunculuk yaptılar. Bonnie ve Clyde’a Modern Robin Hood lakabı verildiğini duymuş olabilirsiniz, bunun nedeni de zenginlerin sahip olduğu şirketleri de soymaktan kaçınmamaları. Gariptir, buna rağmen kazançlarının on doları geçmediği de oluyordu.

Dönemin polisinin başına iyice bela olan bu ikilinin yakalanması da hayat hikâyelerinin en bilindik kısımlarından biri. Altı kişilik bir polis ekibinin pusuya düşürmesi sonucunda yakalandılar, hatta polisler Bonnie ve Clyde’ın üzerine mermileri bitene kadar ateş etti. Polislerden biri şöyle açıklamış:

Otomatik tüfek ile ateş etmeye başladık. Arabaları bize yaklaşmadan önce mermilerimiz bitmişti. Sonra pompalı tüfeğe geçtik. Arabalarından duman çıkıyordu, alev almış gibiydi. Pompalı tüfeklerden sonra tabancalarımızı boşalttık. Araba neredeyse ters döndü, araba durduktan sonra da ateş etmeye devam ettik. Artık onları elimizden kaçıramazdık.

Çok brutal bir sahne değil mi? Polisin kendilerine ne kadar sinirlendiğini de bu laflardan anlayabiliyoruz sanki. Yani, eminim ki her hafta farklı bir suç ile manşet olan bir çift için sevgi sözcükleri söyleyemezlerdi zaten.

Bu altı kişilik ekibin yaptığı iş, bizim dümdüz okuyup geçtiğimiz bir iş olsa da aslında Bonnie ve Clyde’ın yakalanması gerçekten de büyük bir işti. Öyle ki polis ekibinden bazıları, bu anı unutmamak için ikiliden hatıralar kopartmaya çalıştı. Vücut parçalarından tutun, saçlarından bir tutama ve hatta giydikleri kıyafetlerden bir parçaya kadar her şey hatıra olabilirdi onlar için.

Bonnie öldüğünde parmağında Thornton ile olan evliliğinden kalma yüzüğü duruyordu. Clyde ile beraber gömülmek istedikleri biliniyordu ama gerçekte öyle olmadı. Bonnie’nin gömüleceği yere annesi karar verdi. Clyde’ın gömüldüğü yer ise abisinin yanıydı. Bu arada, öldürüldüklerinde bindikleri araba var ya, delik deşik olana kadar ateş edilen… İşte o araba, şu an sergileniyor.

Amerika’nın en ünlü suçlu çiftinden bahsetmiş olduğumuza göre bu bilgileri sosyal yaşantınızda yeni insanlarla tanışırken kullanabilirsiniz bence! Tanıştığınız insanların gözünde garip birisi olabilirsiniz ve belki bir daha sizinle konuşmak istemeyebilirler, doğru, buna rağmen bir denemeye değer mi sanki? “Merhaba, adın ne? Bu arada Bonnie ve Clyde yakalandığında polisler bütün mermilerini onların üzerine boşaltmış, biliyor muydun?“

Şaka yapıyorum, değmez, lütfen yapmayın. Bunlar komple espri.

Kaynaklar: 1, 2, 3