Baştan birkaç şeyi netleştirelim. Bu yazı, spoiler’larla ağırlıklı olarak yazılacak, uzun uzun filmi analiz edecek; ve -spoiler vereceğiz yazının fikriyle ilgili ama- filmin neden Marvel’ın şu ana kadar yaptığı en vasata yakın iş olduğunu masaya yatıracak. Eğer benim şahsi görüşlerimi, spoiler olmadan okumak istiyorsanız, dün Radikal’e yazdığım yazıyı şuradan okuyabilirsiniz. Eğer filmi beğenen birinin ağzından okumak isterseniz de Can şurada mis gibi döktürmüş. Oraya da göz atabilirsiniz.
Ama burada, ben baya detayına girerek, dilim döndüğünce filmi parçalarına ayırarak; neden yakında güncelleyeceğimiz “En İyi MCU Filmleri” listesine, en azından benim kafamdakine yedinci sıradan girdiğini izah etmeye çalışacağım. Spoiler’lar şu aşağıdaki görsel sonrasında başlayacak, o yüzden yanlışlıkla tıkladıysanız, sayfayı kapatmak için son şansınız. Onun dışında tamamsak, buyurun, oturup konuşalım.
Önce bir şeyi söylemem gerek; ben filmi son iki günde, iki kere izledim. Birincisi, Çarşamba sabahı yapılan bir basın gösterimiydi; ikincisi ise dün Kanyon’da gerçekleştirilen galasında. Radikal’e yazdığım yazıyı ilk gösterimden sonra yazdım, ama siteye tam görüşlerimi aktarmak için sizin de izleyebileceğiniz bir ortamın oluşmasını bekledim biraz. O sırada filmi ikinci kez seyretmem, hatalarının ne olduğunu daha net idrak etmeme sebep oldu. Daha doğrusu şöyle demem gerek; ikinci izleyişimde filmden daha fazla keyif aldığımı fark ettim ve bu, filmin en büyük kusurunu kafamda bir defa daha doğruladı: Zamansızlık.
Bu film çok fazla şey anlatmak istiyor. Niyeti çok iyi, gerçekten. Scarlet Witch’in zihin manipülasyonu güçleri üzerinden var olan tüm karakterlerine daha derin bir bakış attırmak istemiş. Bu muhtemelen elinizdeki karakterleri biraz daha geliştirmek istiyorsanız, bir süper kahraman filmi hikayesinde yapabileceğiniz en başarılı konu yedirmelerinden bir tanesi. Tek tek nereden geldiği belli olmayan “flashback”‘lerle uğraşmak zorunda değilsiniz, böylelikle hikayenin hızını kırmak mecburiyeti yok altında ezildiğiniz. Elinizde zihin manipüle eden bir karakter var ve mevcut karakterleri kendi korkuları ve derin umutlarıyla yüzleştiriyor. Bu harika bir fikir. Gelin görün ki, filmin bu fikri uygulayacak zamanı yok.
Thor, Captain America ve Black Widow’un rüya sahneleri toplamda takriben birkaç dakikaya zar zor ulaşıyorlar. Hepsinin post-prodüksiyonda kırpıldıkları çok belli. Bazı şeyleri çok gizleyerek ve üstü kapalı anlatmak zorunda kalıyorlar. Thor’un rüyası, son cümlede Iron Man’in rüyasından farklı değil ve ekstra bir şey söyleyemiyor; söyleyemediği gibi üzerine Thor’un “konuyu ilerletmek için bir havuza dalıp çıkmam lazım” sahnesi de çok hızlı geçildiğinden, üzerne de çıkılamıyor. Captain America’nın gördüğü imgeler, altı çok doldurulamayan semboller olarak kalıyorlar, en nihayetinde bunlar Cap’in kendini sadece savaş alanında rahat hissettiği tespitinin üzerine çok ucu ucuna bağlanabiliyor. Black Widow’un mazi sahnelerinin kırpıldığı, Julie Delpy gibi isimli bir aktörün üç saniyeye sınırlandırıldığından belli. Bu fikirler, fikir aşamasında harikuladeler gerçekten. Ama ekranda iyi işlenmiyorlar.
Bu filmin harika bir kötü adam olma potansiyelini böğründe taşıyarak, bağıra bağıra gelen bir antagonisti var. Ultron. James Spader karaktere öyle bir can vermiş ki, bu filmi dublajlı izlememeniz için tek başına geçerli bir sebep; her ne kadar dublajlı versiyonu da çok ustaca halledilmiş olsa da. Ultron’un meramı, derdi, tasası ve her şeyden önce Tony Stark ve Vision ile olan ilişkisi çok ilginç yazılmış kağıda, bu çok belli. Ama beyaz perdeye yansıyan hâlinde, bu potansiyeli kinetiğe çevirecek zaman kalmamış, o da bariz.
Ultron’un “kafası karışık bir yapay zeka”‘dan, “Avenger’ları öldürmeliyim”‘e geçişi, bir yapay zekaya atfedildiği vakit bile anlamlı olamayacak kadar kısa. Tony Stark’a olan şahsi nefreti, daha önceki Ultron yazımızda sahip olduğunu anlattığımız neredeyse Oedipal kompleksi sadece Ulysses Klau ile olan bir sahnede ete kemiğe bürünmeye yaklaşıyor; ama orada da bunu başaramıyor. Vision ile ilgili bir noktada “kendi etimden olanı bana döndürdünüz” repliğini kullanıyor, ama film o dakikaya kadar sizi izleyici olarak Vision ve Ultron arasında “kendi etimden” lafını haklı çıkaracak bir bağlantı olduğunu hissettiremiyor. Ultron’un lejyonlarıyla birlikte saldığı korkunun halk nezdindeki hâline de nail olamıyoruz izleyici olarak, zira filmin ilk Avengers gibi binalarda sıkışmış garsonlara, panik olmuş polislere, olayı takip eden gazetecilere ayıracak pek vakti de yok.
Ortada kağıt üzerinde çok iyi duran, gerçekten de düşününce “ulan evet” dedirten ve bu dakikaya kadar gelen Marvel filmlerinde de filizleri hafiten serpilmiş bir aşk var Black Widow ve Hulk arasında. Bu iki karakterin ilk Avengers’da olan münasebetleri akla gelince, “yahu hakikaten” diyor insan içten içte. Üstelik bir noktada da Avengers’ın işin içine biraz romantizm katması gerektiğini de bildiğinizden, bu fikir de çok heyecan verici geliyor. Ama yine, filmin bu aşkı anlamlı kılacak bir alanı da yok.
Natasha ve Bruce’un karşılıklı paylaştığı dört sahne var filmde topu topu. Birincisi baştaki “ninni” sahnesi ve sonrasında gelişenler, ikincisi parti sahnesindeki bar diyalogu, üçüncüsü “ikimiz de canavarız” konuşması ve son olarak da Sokovia’da paylaştıkları bir öpüşme. Ninni sahnesi ümit vaat ediyor, ama parti sahnesindeki diyalog, Bruce – Natasha arasındaki ilişkinin önceden süren bir şey mi, yoksa yeni başlayan bir şey mi olduğuna karar verememiş. Beraber kaçmayı düşündükleri sahnede ikisinin de vardığı sonuç tatmin edici değil, çünkü Bruce’un aksine Natasha’nın ilk defa olduğu kişiden rahatsızlık duyduğu izlenimini vermeye çalışıyor film ve dört filmdir izlediğimiz Widow’da bu eğreti duruyor, hele de Hulk ile denkleştirilmeye çalışan çarpıklıkların, hiç de denk olmadığı da düşünülünce. Bunlar sonucunda da o öpüşme sahnesi havada kalıyor, tatmin edemiyor.
Film Avengers kadrosundaki hemen hemen herkesin şahsi motivasyonlarını, başka şekillerde inceleyip, bunların ışığında kadroyu yenilemeye kalkıyor. Bu, belki de benim en şiddetle olması gerektiğini savunduğum şeylerden biri. Iron Man, Thor ve Hulk sonsuza kadar Avenger kalacak mizaçta karakterler değiller. Bunların Cap, Hawkeye ve Widow gibi buna daha yatkın karakterlerle yan yana konulması, felaket anlamlı. Fakat, gelecek cümleyi biliyorsunuz, film buna da hakkını verecek vakti ayıramıyor.
Film finalinde yeni Avenger kadrosuyla yolluyor salondan bizi. Kadro War Machine, Vision, Scarlet Witch, Falcon ve onların liderliğini yapacak Black Widow ve Captain America’dan oluşuyor. Beni az buçuk tanıyorsanız, bu kadroya göbek atmış olabileceğimi tahayyül edersiniz muhtemelen. Sonda yan yana geldikleri yerde, kafayı duvarlara vura vura seviniyor olmam gerekiyordu; ama kimin nereye niye gittiğine hâlâ kafa patlattığımdan, ikna olamadığımdan, yeni ekip de beni kağıt üzerinde durduğu kadar çok tatmin etmedi; edemedi.
Son olarak bir de ikizler var işin içinde. Quicksilver’ın X-Men’de nasıl kullanıldığını görenler, Scarlet Witch’in Marvel evreninde nelere kadir olduğunu bilenler için deli heyecan verici bir gelişme onların katılımı. Biz de merakla bekliyorduk zaten kendilerini. Ama ikisi de, özellikle Quicksilver, o kadar az karakter gelişimine sahipler ki; sahip oldukları geri plan hikayesi o kadar kabaca ve çabuk bir şekilde geçiliyor ki; her şeyi geçtim; Quicksilver’a zaten o kadar az replik ayırılmış ki, sonunda delicesine dramatik olması gereken Quicksilver’ın ölümü ve Scarlet Witch’in yıkılması, çok boş kalıyor, etkilemiyor, vuramıyor…
Bunların hiçbirini filmden bir “Dark Knight” beklediğim için söylemiyorum. Böyle düşünmediğimden emin olmak için de geçen gün basın gösteriminden çıktıktan sonra ilk Avengers’ı tekrar izledim. Sadece emin olmak için. Filme çok yüklenmediğimin, görüşümün ilk Avengers’a gönlümü kaptırdığım seneden bu zamana değişmediğini bilmek için. Sonra Winter Soldier’ı açtım tekradan. SHIELD’ın son bölümünü izledim. Bu üç iş, aynı telden çalan, aynı kulvarın yarışçılarıydı. Ve fark ettim ki; sorun bende değil. Değişmiş olabilecek görüşlerimde değil. Sorun Age of Ultron’da.
Avengers: Age of Ultron hikayesinin temposunu, nabzını ayarlayamıyor. Bu festival filminde aradığım bir niteliğin kaybı değil. Bu temel sinemacılık. İlk Avengers, daha önceden karakter gelişimleri bir ölçüye kadar tamamlanmış piyonlarının her birine bir komik an, bir de epik sahne vermeyi başarabilen; bunu yaparken gelen tehdidi anlamlı bir şekilde yükseltip, bu yok olduğunda izleyiciye manalı bir tatmin yaşatan; her şeyin ötesinde de başından sonuna çok iyi kurgulanmış bir filmdi. Age of Ultron, bu saydığım şeylerin her birinde tökezliyor; çünkü bunların her birini biraz daha fazla yapmaya çalışıyor.
Salt karakter gelişimini burada gördüğümüz dört karakteri var. En az bir komik an, bir de epik sahne vermek istediği altı karakteri var. Konuya böbrekten eklemlemeye çalıştığı, ama hakkını hiç veremeden köşeye attığı yan karakterleri dolu. Motivasyonlarını ve aksiyonlarını hem skala, hem de niyet olarak çok derinleştiremediği bir kötü adamı var. Girişinden itibaren seviyesini ayarlayamadığı, bu yüzden de sıfırdan yüz kilometreye kademeli çıkmak yerine yüz elliyle elli arasında zig zag çeken bir gerilimi / temposu var. Ve hepsinden önemlisi, tüm bunları yediremediği için, tatmin edici olmayan bir finali var.
Filmde iyi şey hiç mi yok? Gırla! Binanın altında yatan iskelet çok iyi, o belli zaten. Buradan da bazı şeyler zamana kurban olmadan çıkabilmişler. Oyunculuklar üst kalibre. Vision, resmen Marvel evreninin hak ettiği o muhteşem kahraman; Paul Bettany yıllardır beklediğimiz kurtarıcı. Hulk vs. Hulkbuster savaşı tek başına bilet paranızı çıkartıyor. James Spader insanın tüylerini ürpertiyor. Hawkeye bir anda “harcanabilir” karakterden, “ay canım” mertebesine yükseliyor. Film Marvel’ın gelecek işlerini de pürüzsüzce yerleştiriyor yüzey üzerine. Çıkışta arkadaşlarınızla teorileri gazlayacağınızı rahatça garanti altına alıyor. Ve ikinci izleyişinizde, acayip keyif veriyor. Çünkü ikinciye gittiğinizde, karakterlerle ilgili bilgileri, hikayeleri, konu gelişimlerini bilerek gidiyorsunuz. Hızlı geçmiş olmaları önemini yitiriyor ve sadece keyfinize bakabiliyorsunuz.
İşte bu yüzden Age of Ultron’un zayıf kaldığına silme eminim. Film sizin için listeye nereye oturur bilmiyorum. Bunun hükmünü kesecek değilim. Görüşlerimin objektif doğru olarak oturacağını düşünecek kadar hulyalanmadım henüz. Tek bildiğim, emin olduğum şey şu. Bu film, eğer Joss Whedon’un ilk kurgusu gibi 3 saate yakın sürseydi, her şeye biraz daha vakit ayırabilinseydi; bir başyapıt olabilir, Marvel’ın standardının da üstüne çıkabilirdi. Şu hâliyle, benim için ciddi bir anlam teşkil edemeyecek kadar sabun köpüğü, ve benim şahsi MCU filmleri sıralamamda, fütursuzca yedinci sırada.
63 Comments
Harfi harfine katılıyorum hocam cidden.
Ne yalan söyleyeyim ben de buruk ayrıldım salondan. İlk filmden çıkarken yakın zamanda izlediğimiz TF3 sonrası işte ÇR’den uyarlama film böyle yapılır demiştim ama bu sefer içimde beni hoşnutsuz eden bişeyler vardı. Güzel bir yazı olmuş. Pek çok şeye açıklık getirmiş.
spoiler
Bence ilk filmden hatta winter soldier’dan daha iyiydi. Eğlenceli ve akıcıydı. Can Sungur’un da dediği gibi yeni karakterler uyumlu bir şekilde dahil oldu. Evet quicksilver’ın karakter gelişimi hızlıca geçildi belki o yüzden ölümü o kadar etkili olmadı ama scarlet witch’in karakter gelişimi açısından etkili olduğunu düşünüyorum. Banner ve natasha’nın arasındaki ilişki konusundaysa katılıyorum.
Filmin bazı yerlerinin zaman kısıtlamasından dolayı kesildiği çok belli hatta fark etmişsindir fragmandaki bazı sahneler bile yok ki buda son günlerde çıkan extended edition muhabbetini doğrular nitelikte bence.
Bu konuda iki şey söyleyeceğim.
Birincisi, Gerçekten de sadece çekirdek kadronun bile bu kalabalığı -ki karakterler açıklanırken bize hepsi ayrı ayrı ‘Bu da mı gol değil!’ dedirtmişti- tüm Marvel hayranlarını düşündürdü… Ultron’u serbest bırakan esas düşman Hydra’nın başının tamamen ezilemeyişini göstermek görevini üstlenen Agents of S.H.I.E.L.D da bunu layıkıyla yerine getiremeyince, hikayenin girizgahı da havada kalmıştı. E ikizler zaten ortada, Vision ‘dan’ diye muhabbetin ortasına düşüyor… Bu bağlamda, filmi henüz görmedim ama, tatmin edici bir film olmayacağını da içten içe seziyordum. Bununla birlikte, eğlendireceğinden şüphem yok.
İkincisi, Burada benim gelecek için henüz kesin hatları ortaya çıkmamış olsa da, resmi anonsu yapılan bir projeden çok büyük bir beklentim var : CAPTAIN AMERICA CIVIL WAR. Çok daha büyük sürprizlere gebe olmakla birlikte, çok temel bir hikaye ve yeni kahramanlar… Ayrıca, -Whedon’ un da hakkını teslim etmekle birlikte- Russo Biraderler’in The Winter Soldier’da ne kadar iyi bir iş çıkardıkları hepimizin malumu… Avengers: Infinity War için de onların adının geçmesi tevekkeli değil. Evrenin karakteristik olarak yavaş yavaş tamamlandığını da göz önünde bulunduracak olursak, bizi bundan daha iyi bir filmin beklediğine inancım tam.
Filmin tek sorunu şuydu: Beklentilerimiz… İnsan ister istemez ilk filmi izledikten,Marvel’ ın başarılarını gördükten sonra ister istemez MUHTEŞEM bir şey bekliyor. Age of Ultron berbat değildi. Hatta hoş ve eğlenceliydi. Ancak muhteşem olduğunu da söyleyemem
Quicksilver icin soyleyebilecegim tek bir sey var: PROJECT T.A.H.I.T.I.
aynen dostum. ben Hawkeye’ yi de harcarlar diye düşünmüştüm ama sonraki filme sakladılar sanırım.
Filmin konusunu biraz öğrendikten sonra özellikle ilk fragman sonrası bu kadar olayı bir filme sığdıramayacaklarını ve bunun ciddi sorun olacağını tahmin ediyordum yanılmamışım anlaşılan. Quicksilver ve Scarlet Witch gibi karakterlerin gelişimi için daha önce bir film çekseler yada bu Age of Ultron olayınıda belki iki filmde işleseler fena olmazdı ama şu şartlar altında imkansız olacağını için çok ta takılmaya gerek yok aslında. Süper bir seyirlik film sonuç olarak bir Dark Knight beklemeye yada muhtemelen çok karanlık ve ciddi olacak olan bir Batman v Superman tarzı birşey olmadığı kesin. Marvel, Age of Ultron olayını bir filme ancak bu kadar sığdırabilirdi yine iyi kotarmışlar.
Çoğu kısmına katılmakla beraber karakter gelişimleri için yeterli zaman ayarlamasını yapmak neredeyse imkansız gibi. Infinity War’un 2 filme bölünmesinin ne kadar yerinde olduğunu da kanıtlar nitelikte. 2.5 saatlik filmde çıkartabileceğim sahne yok neredeyse. Kurguda çok fazla sahnenin kesildiği söyleniyor ki böyleyse genel izleyici kitlesine en uygun şekilde kesildiğini düşünüyorum. Filmin blu-ray versiyonunun 3.5 saat olacağı haberleri de var. Filmden bu şekliyle de çok büyük keyif aldım ve umuyorum blu-ray versiyonu bu keyfi katlar. Blu-ray versiyonu çıktıktan sonra da bir değerlendirme gelmeli 🙂
Ek olarak, aksiyon sahneleri tek kelime ile olağanüstüydü. Açılış aksiyonu, thor-cap comboları, hulk-hulkbuster kapışması.. Kaç kere tekrar tekrar izleyeceğimi kestiremiyorum.
Filmden bende yeni çıkıp geldim hemen yazını okudum,yazdıklarına katılıyorum.Filmde özellikle ilk yarı için söylersek baya baya sahne kırpılmış ve filmin asıl süresi 3 saat 20 dakikadan 130 dk ya kadar düşürmüş.Bu kırpmalar yüzünde ilk yarı baya havada kalıyor.Normalde josh whedon 10 numara film yapmış ama bu sahne kesme ve çıkarmaları benim göümde flmi 8-9 arasına düşürüyor.Tony starkın avengers 1 de yaşadığı korkulardan yola çıkarak ultrona bağlanmaları aslında güzel ama seyici tam olarak konunun içine giremeyince havada kalıyor konu!
DR. cho olaya iyi yedirilememiş,belliki sahneleri kesilmiş,sonra ultron avengers towerdayok edilip kendini sokoviadaki hydra kalesine kopyalayınca birde karşımıza yeni bedeni ile çıkıyor ve direk scarlet witch ve qs ile muhabbete başlıyorlar bu geçiş sıraasındada en büyük sahne kırpmasını yapmışlar!Ultron ise gerçekten sesiyle görünüşüyle,ürkütücülüğüile şimdiye kadar gördüğüm en iyi villiandı.
Olumlu yönelride çoktu,oyunculuklar,ana konu,felsefeleri (hemde avengersların hemde ultronun),efekt-CGI,aksiyon sahneleri çok iyiydi.
Kısacası sahne kesmeleri yüzünden tam anlatmak istdiklerini biraz ıskalasada yine su gibi zamanı akıp geçirtecek bir filmdi.
Fİlmden çıktıntan sonra ilk işim geekyapar’a girmek oldu. Çok fazla aksiyon sahnesi vardı bu kötü anlamda değil iyi anlamda ve hangisini anlatayacağımı şaşırıyorum resmen. Ama filmde beğendiğim tek şey ultrondu. Bu kadar mı güzel bir karakter olabilir ? baba şefkati besledi scarlet’e resmen… Hal ve hareketleri süperdi . Neyse 1 hafta arayla tekrar gideceğim
Öncelikle Geekyapar editörleri, önlerinde şampanya arkalarında karideslerle filmi izlerken :), ben halkımla beraber izledim filmi. İlk seans olmasına rağmen inanılmaz doluydu, takdir ettim geekseverleri.
Filmle ilgili ilk görüşüm, mükemmel değil ama süper bir film.
Bir kere görsel olarak muhteşem olmuş hakikaten. Film deli gibi geekgasm yaşatacak sahnelerle dolu. Co-op aksiyon sekansları falan şık durmuş. Eski ve yeni kahramanların da yeni görünüşlerinin hem yenilikçi hem de çizgi roman hallerine selam çakar hallerini çok beğendim. Ultron tam olmuş. Hem sesi, hem de görünüşü tam “villain” kavramına yakışmış.
Hikaye konusunda, filmin aksiyonunun önünü açmasını ama bunu yaparken de boş bir kabuk haline gelmemesini takdir ettim. Vermeye çalıştıkları mesajlar yerinde ama sizi esas olaydan uzaklaştıracak kadar derin olmadığı için bir Marvel filmi için ideal olduğunu düşünüyorum. Yiğitcan’ın aksine kısa geçilen çoğu yeri filmin akışını bölmediği ve uzun uzadıya anlatıp sıkmadığı için yerinde buldum. Evet extended edition da falan daha kapsamlı görmeyi isterim ama sinema salonunda o kadar saat oturmayı çok tercih etmem. Özellikle eski kahramanların iç dünyalarını farklı yönlerini gösterdikleri kısım şu anki haliyle de gayet yeterli.
Bunu demişken, yeni karakterlere ayrılan sürenin ise yetersiz olduğu konusunda hemfikirim. Kötüden iyiye geçişleri kısmen yeterli olsa da, baştan kötü olmaları kısmı çok tatmin edici değildi. Aynı şekilde Quicksilver’ın da seyirciyle bağ kurmasını sağlayacak kadar geliştiremediler. Yine Stark vs. Ultron konusu da hakkettiği yeri bulamadı. Bir de ilk filmde zaten işlenen “Takım olamadık.. Aha şimdi olduk..” teması yerine bireysel korkularını, endişeleri yenmeleri üzerinde durulsaydı çok daha güzel olurdu diye düşünüyorum.
Sonuç olarak hala en başarılı MCU filmi Winter Soldier ama 2. sıraya Avengers: Age of Ultron’un yerleştiğini düşünüyorum.
Turku hocam yazdıkların umut saçıyor,katılmakla beraber şu sahne kesme işini keşke hiç yapsalardı,2 saatlik filme 20 tl mi alıyorlar 5 saat yapsınlar 100 tl vereyim bilet parası sorun olmazdı ama film normalde 3 s 20 dk civarıymış,izlenebilirdi aslında.Birde filmde beni çok etkilyen sahnelerden biride,sık sık tiyatro izleyenler çok iyi anlar ve bilir. Ultronbot no 5’in (parçalanmış,kırık dökük olan haldeki robot) avengers ekibinin,avengers towerda verdiği ufak çaplı partiyi basma sahnesi!Sanki bir tiyatro ustası,büyük bir heybetle tiyatro sahnesine çıkıyor edası vardı,( yıldız kenter, nejet Uygur, Müşfik Kenter vd.)dikkat ederseniz ultronun ilk gözüktüğü yerde arkasındaki fonda sanki tiyatro perdesi açılmışta her an bir oyun sergileyecekmiş havası vardı ve öyle de oldu,usta James spader sahneye çıktı!
Lord of the Rings’i sinemada izlemiş biri olarak, belli bir yerden sonra arkamdaki acıya mı bakıyim mükemmel filme mi bakıyım tedirginliğini yaşadığım için biliyorum, bazen kısaltmak iyidir. Eleştirdiğim kısımlar dışındaki kesintiler fazla önemli gelmedi bana. Hatta Hawkeye’ın özel hayatının (Spoiler free takılmaya çalışıyorum da 🙂 ) fazla olduğunu düşünüyorum.
James Spader başka bir adam zaten. NBC’de Blacklist diye bir dizi var, belki biliyorsunuzdur. Normalde çok numarası olmayan bir dizi olmasına rağmen James Spader sayesinde dizi resmen boyut atlıyor. Burada da özellikle sesiyle, tonlamasıyla Ultron’u MCU’nun en karizmatik kötü adamı haline getirmiş.
Pesimist ve testesteron iki yazının yanında senden de kapsamlı bir yazı görmek fena olmazdı Tutku
Valla Lordum, bu konuda konuşmadık ama şahsi görüşüm bir film için üç inceleme yazısının çok fazla olacağı yönündeydi, dolayısıyla yazacağım her şeyi azıcık özet geçerek yorum olarak belirtmeyi tercih ettim. Ben iki yazıyı da, hem içerik olarak hem de misyon olarak (iki uç noktada farklı görüş olması açısından) çok beğendim açıkçası ve bu haliyle benim ikisinin ortasında duran görüşlerimden çok daha işlevsel.
Tutku, bence yaz, niye fazla olsun? Yılın en büyük ikinci filmi bu.
Şu yorumla yaptığım karizmayı riske atamam artık.. (Bir de ekleyecek çok birşeyim yok, çaktırma..)
Ah be hocam, keşke Can Sungur yerine siz yazsaymışsınız 2. İncelemeyi 😀
Olm bunun bir sırası yok ki. Tutku da yazıyor, ben de yazıyorum, Yiğitcan da yazıyor. Dergi değil ki bu sayfamız bitsin. Kaldı ki sen benim incelememe kurban ol, yazdığım ilk film incelemesi. 🙂 O kadar beğenmesem yazmazdım.
Hocam espri olarak demiştim, film incelemesi yazmakta çok kolay bişey değil biliyorum. Sadece ilk incelemen çok heyecanla yazılmıştı, bir sonrakilerde duzeltirsin artık, sonra senin incelemelerine hep beraber kurban oluruz sen alınma ;D
Gerçekten yorum olarak olsa bile sitede en beğendim eleştri yazısı 😀 Bende o salondaydım cidden Geek’ler doluşmuştu güzel bir seyirci kitlesi vardı . Film genel olarak değerlendiricek olursak kesinlikle aksiyon – komedi türünü hiç sırıtmadan diğer filmlere zemin hazırlayarak , karakterleri çok iyi yansıtarak (bu sefer ilk filmdeki rezil Hawkeye yerine çizgi romanlardaki eğlenceli insanı yansıttılar sonunda !) ve özellikle Ultron’u MCU’da olabilecek en güzel şekilde işledi . Marvel’ın bence en iyi işi milletin beğenmemesini çok garip karşılıyor ve keşke Tutku Tuzlu’nun eleştrisini okusaydık diyorum … Son olarak bir Geek sitesi bu filmi nasıl bu kadar saçma eleştirip Agents of S.H.I.E.L.D. dizisini bu kadar över anlayabilmiş değilim . Hala dayı biri mi var kadroda hacı nedir durum ?
Bu yoruma %100 katılıyorum, hobbit gibi 4 saatlik hikayeyi 8 saatte anlatmaktansa, herkesin “geek” olmayacağını düşünerek 3s20dk’lık filmi varsın 40dk kısaltsın çok bir şey kaybetmez. Cap2’den sonra benim için de 2. sıraya bu film oturdu, cidden pek çok şeyi fazlasıyla yaptı…
Velhasıl “çok az şey yapabilen” değil, “mükemmelden az uzak” demek daha doğru.
Film başlayınca “ulan SHIELD zaten burda bitti ya” dedim, diziyle çok iyi bağlamışlar. Film bitince de “anaa bitti ya” dedim, çok akıcıydı çünkü, özellikle sağlam aksiyon sahnelerinin bolluğuyla insanı içine çekiyor, karakterlerin gelişimlerini birkaç cümleye indirgemesiyle de iyice hız kazanıyor. Julia Delpy’ye çok az yer verirken, Hulk-Widow romantizmi bolca yer kaplıyor. Ama benim bu filmden beklediklerim bunlar değil ki. Karakterlerin arka planını, yaptıkları hareketlerin sebeplerini görmek; Ant-Man ve özellikle Civil War gibi gelecek filmlere önemli yatırımlar yapılmasını fark etmek istiyorum. Thor’un halüsinasyonunda “her şey yok oluyor” tarzı cümlelerden güzel bir Ragnarok göndermesi bulmak istiyorum. Aksiyon ve romantizme yapılan ayrımcılık filmi normalleştirmiş sanki; tüm kitleyi memnun edebilmek için süper kahraman filminden aksiyon filmine çevirmeye çalışmışlar gibi ve bu da harika dövüşler izletse de Hulk-Widow ilişkisine ayrılan sürenin başka şeylere ayrılmamasına neden olmuş. Filmi izlerken ne Klaw’un olayını tam anladım, ne ikizlerin geçmişini ve amacını, ne de Thor’un yaptıklarını. Widow flashback’inde Dottie Underwood görürüm diye bekliyordum ama sarışın bir kadın -ki Julie Delpy olur kendisi- geldi geçti. (Madame B. diyor MCUWiki’de, filmde söylendiyse de bilmiyorum valla) Filmden çıkınca aklıma Cap’in kalkanının şovları ve Hulk’un zıplamalarının yanında Civil War için ne yaptılar ve fragmandaki kadın neredeydi gibi sorular kaldı. Kabul, film söylediğin gibi her şeyden-hızlıca- bahsediyor, ama Yiğitcan’ın dediği gibi aşırı hızlıca. Benim filmin artı hanesine yazabileceğim şeyler diziyle kontağı, Hawkeye sürprizleri, Scarlet’in yansıtılışı, solo filmlere göndermeler ve çok iyi pekiyi aksiyon sahneleridir sadece.
Eksikleri olsa da bu kadar şahsi olarak ezilmemesi gereken bir filmdi. Beni ve bir çok kişiyi tatmin eden bir filmdi. Film size istediğiniz her şeyi veriyor zaten. Ayrıca bu kadar anlatılması gereken konu varken ortaya böyle kotarlmış bir filmin çıkması bile filme bir tebrik gerektirir. Böylesine ezilmeyi filmin haketmediğini düşünüyorum. Ayrıca MCU’nun en iyi filmlerinden biriydi. Benim şahsi listeme 2. sıradan bileti kaptı bile. Bana kalırsa liste ;
1 – The Winter Soldier
2 – Age of Ultron
3 – The Avengers
4 – Guardians of the Galaxy
5 – Iron Man
6 – Iron Man 3
7 – The First Avenger
8 – The Dark World
9 – Iron Man 2
10 – Thor
11 – The Incredible Hulk
böyle olacaktı. 7. Sıra böylesine bir filme çok az, bence bir süre sonra az olacağını fark edeceğini umuyorum.
Site editörleri ayrı bir başlık açarlarsa orda da belirtirim sen yazmışsın bende maydonoz olayım 🙂
1-Wİnter soldier
2-Age of ultron (sadece efsane aksiyon sahneleri bile yeter!)
3-Ironman 1
4-Avengers
5-Guardians of the galaxy
6-Ironman 3
7-Thor 1
8-Cap:first avenger
9-Ironman 2
10-Thor dark world
11-Hulk
winter soldier yaptığı en iyi şey zamanı çok iyi kullandı boş kalan yeri pek yoktu
Quicksilver’ın fragmanlardaki aksanlı konuşmasını merak ediyordum ne yapacaklar diye.Ama pek konuşması yok ,tek hatırladığım lafı”You didn’t see that coming”(Galiba tüm filmde bunu söylüyordu).Onun dışında extended versiyonunun çıkacak olması eksik kalan yerleri doldurur.
bence de film her şeyi çabucak geçiyor. Ama özellikle X-Men’de ki Quicksilver daha iyi lanse edilmiş bir karekterdi. O yüzden pek ısınamadım. Ama Ölmesini de beklemiyordum.
Keşke bu filmi de 2’ye bölselermiş. Şahsen beklentim 10/10’luk bir film idi. Ama karşılaştığım 7/10 olmuş.
Film hoş ve güzeldi ama tam tatmin etmedi, extendedı beklemek lazım. Ayrıca Baron Von Strucker bu kadar çabuk ve alakasız harcamaları beni üzdü, daha fazla rölü olmasını beklerdim.
Gerçekten filmin süresi yetmedi, bir de Ultron’un fragmanlarda yaptığı atar ile daha fazla şey bekliyordum. Hayal kırıklığına uğrattı. Onun dışında görüşlerimiz bire bir aynı. 7/10
aslında tek sorun zamandı en azından 150 dk olabilirdi ultronun biraz daha durmalarını isterdim ve quiksilverin bu kadar çabuk harcanmayacağını düşünüyorum bi şekilde dönecek
Ben beğenmeme sebebini beklentinin çok fazla olmasına bağlıyorum. Dendiği gibi film kırpılmış ve normal izleyiciler için uygun hale getirilmiş bizim gibi geek bünyelere bu film 4 saat falan olsa anca hararetimizi dindirebilir, her şeyine rağmen çok güzel bi filmdi haa bi başyapıt mıydı ?! Hayır.. ama marvel en iyi yaptığı şeyleri gene yaptı görselliği gene en üst seviyeye çıkardı, gelecek filmleri için pürüzsüz bi zemin hazırladı new avengers’ı shield avengers’ı hazırladı.. Beklentileri karşılamadı ama yine de Winter soldier’dan sonra 2. sıraya yerleşti, After credit sahnesiyle heyecanlandırdı..
Bu fikre sahip olanlar kulübünde yalnız olmadığıma sevindim. Ben filme dair beğenmediklerim listeme çok daha fazla şey sığdırabilirim ama taşlanmak gibi bir arzum yok burada. Daha izlemeden seven hayranlar birazcık sakinleşsin. 🙂
Yazdığınızı ilk başta anlamadım ancak kendi yorumuma gelen olumsuz eleştirilerden sonra anlayabidim. Bi yorum yazdım sonrada yazmaz olaydım dedim. Ben nerden bileyim sitenin liseli kaynadığını. Bazıları öylesine kör öylesine önyargılı ki marvel kara Muratı avengers ekibine katsa OFFF SÜPER OLMUŞ diyecek tipler var. Bide bunlar kendilerine yılların film eleştirmeni süsü vermişler ya insanın kendi kafasına sıkası geliyor. Neyse ilk ve son yorumumdu zaten.
kesinlikle katıldığım bir yazı olmuş, öncelikle Yiğitcan’ı işini bu kadar doğru yapmaya çalıştığı ,için aynı filmi iki kere izleyip üstüne hatalı yazı yazmamak için diğer filmleri izledikten sonra oturup yazı yazmasını takdir ediyorum.Ben de aynı görüşlere katılıyorum,bu filmde nerdeyse hiçbir karakterin motivasyonunu doğru dürüst anlayamadığım için salt aksiyon filminden fazlası değildi,İkizlerin bir anda iyi tarafa geçmesi ultron un ilk andan ihtibaren dünyayı yok etmeye çalışması, thor’un geri dönmesi, hemen vision ın oluşturuşlması ..vb…bir süre sonra filmde kim neden neyi yapıyor anlamaya çalışmakla uğraşmadım bile oturup aksiyon sahnelerinin keyfini çıkardım.Kötü film değildi kesinlikle ama beklentileri karşılamadı.
Bu kadar çok reklam yapmak belki de yanlıştı. Çok uzun zamandır bu anı bekledik ve bu yüzden de belki bir çoğumuz buruk çıktık sinemadan. Çok fazla fragman izledik. Bir çok aksiyon sahnesini fragmanda gördük. Aslında filmde görüp wow diyebileceğimiz sahneler aa fragmanda görmüştüm zaten durumu yarattı ben de.
Agent of shield’in son bölümünden sonraya bağlanması beni heyecanlandırdı başta. Açılış sahnesi gerçekten güzeldi. Keşke ikizlerin üzerinde biraz daha fazla durulsaydı. Belki Stark!a düşman olma nedenleri baştan söylenseydi ve daha sonra Ultronla tanışsalardı beni daha çok tatmin ederdi. Sanki ikizleri ultron çağırmış gibi hemen birbirlerini buldular ve taraf oldular. Black Widow ve Hulk aşkı bana pek inandırıcı gelmedi film boyunca. Aynı şekilde hawkeye’ın aile hayatı da ilgimi çekmedi hatta herhalde bu kadar ailesi gösterildiğine göre sonda Hawkeye ölecek sandım. ama onun yerine Quicksilver öldü. Karakterle yeteri kadar bağ kuramadığım için üzülmedim ama quicksilver’ın harcanması iyi olmadı. Vision’ın doğuşu ve bir anda herkesin onu benimsemesi bana çok hızlı geldi. Hadi savaşa gidelim oldu bir anda. Hulk ve iron man savaşı süperdi gerçekten. Film boyunca beni en çok o sahne heyecanlandırdı. Hem aksiyon hem komedi o sahnede tamamen kullanılmıştı. Son sahnede yeni kahramanları yeni kostümleriyle görünce hoşuma gitti ama iki Avenger filminin sonunda da bu kahramanların ben artık gidiyorum havaları olmasa daha iyi olurdu.Filmin ilk fragmanı çıktığında günde 10-15 kez izlemiştim. Müzik,sahneler ve Ultron çok etkileyiciydi. Fakat film bana o heyecanı veremedi. Belki 2. sefer izleyişimde durum değişir.
Bende bu yazıya katılıyorum. Salondan ayrılırken sanki birşeyler eksikti sanki puzzle’ın birkaç parçası eksikti. Bu arada ben bonus sahnesini izleyemedim makinist erken kesti. Gerçekten nete sızdırılan videodaki gibi spider man varmıydı yoksa o video fakemiydi ??? İzleyebilen varmı??
thanos çıkıyor
———————————-SPOILER———————————-
Thanos, Infinıty Gauntlet’i takıyor.
———————————-SPOILER———————————-
Yazar ona karşı yermek için bile olsa bu filmin adını Dark Knight’la yan yana koymasa iyiydi. Dark Knight sinema tarihinin en önemli işlerinden biri, ciddi bir “film”ken, Marvel filmleri çocuk eğlencelikleri. Hoş mu hoş, keyif veriyor mu veriyor, emek var mı var, izlenir mi izlenir. Ama Marvel filmlerini bunların ötesine geçirmemek lazım. Kitle avcılığına bakarsak da çok başarılı filmler haklarını yememek lazım yalnız. Dünyada bu tür işlerin iyi film olduğunu sanan, bunlardan aldığı çocuksu zevki sanatla karıştıran insanlar bol. Bir de Marvel filmlerinin “son anda kurtarma” ve “bir türlü ölmeme” süslü belirsiz güç dengesi meselesinin seyirciye saygısızlık boyutuna varacak kadar suyunu çıkardığını artık kabul etmek lazım. Bu saçmalık filmlerin olan kalitesinin de büyük bölümünü götürüyor zaten. Peter Jackson da yeni Hobbit serisinde kurguyu bu temeller üzerine dayayarak ilk serinin nezdimdeki olumlu yargısını yerle bir etmişti mesela.
Yiğitcan birader film kültürün sıfır,görüşün ”geek” kültüründen öne geçemiyor hatta genel izleyici kitlesinin arka koltuğundan az biraz izleyip eleştirebilmişsin filmi ama kendine matrixten bir evren kurup kendini virüs yazılımı gibi göstermen takdire şayan.Ayrıca ilk gösterimde ki izleyici kitlesine saygılar.
Benim filmden çıkardığım şey şu; elinden çizgi roman düşmeyen bir adam şu filmi izlediği zaman müthiş tatmin olmuş şekilde ayrılır. Bunun sebebi de Yiğit’in de söylediği gibi hem karakterlerin hem de hikayenin arka planında kalan bir boşluğun oluşu ve bu boşluğu benim görüşüme göre çizgi romanların dolduruyor oluşu.
Mesela ben hayatında çizgi romanlarla akalası olmamış, ancak MCU filmlerini takip eden bir arkadaşımla filmi izledim. Çıkışta film üzerine konuştuğumuzda filmin neden beklentileri karşılamadığını anladım. Örneğin arkadaşım ”ulan şu Hawkeye da sağlam elemanmış aslında” dedi. Ancak ben bu durumun zaten farkındaydım. Zamanında hangi seriydi şimdi hatırlayamadım, diğerleri için kendi canını feda eden, komik okçumuz Hawkeye zaten sağlamdı.
Ya da ”şu büyücü kız robota (Vision) hasta oldu yalnız” demişti. E zaten onlar tanıştıktan bir süre sonra evleniyorlardı… Varmak istediğim yeri anlayabilmişsinizdir umarım. Film sanki ”çizgi romanları takip edenlere selam olsun!!” tadındaydı. Karakterlerin arka planlarındaki boşluk bu yüzden bizim tarafımızda boş kalmadı.
Sonda oluşan New Avengers kadrosu, Hulk’un, Thor’un hadi eyvallah demesi, Tony’nin bir başına yanlız kalması, Civil War’u daha bir merakla beklememe sebep oldu. Son olarak şunları söylemek istiyorum; bu filmle bakış açımız şöyle olursa herkes multu ayrılır; phase 3’e geçilmesi lazımdı, ortalık sonsuza dek güllük gülistanlık olmayacaktı, Civil War için takımı kökten sarsacak birşeyler gerekiyordu, takım kadrosunun da genişlemesi ve yeni üyelerin gelme zamanı gelmişti, bu filmde o arada bir köprü oldu. Evet bakın film için müthiş bir sıfat buldum; ”Köprü”. Bu şekilde yaklaşırsak Age of Ultron’a, Ultron’un da filmde söylediği gibi ”büyük resme bakarsak” sonuç olarak bizi Civil War ve sonrası MCU’ya hazırlayan, başarılı bir filmdi.
editör bey haklısınız aslında ama haksız olduğunuz yerlerde var birşey demiyeceğim ama herşey çok hızlı oldu hemen geçti be. ultron o kadar kısa sürede geldi gitti..
Burası bir “geek” sitesi, yazının sahibinin gayet tabii bir “geek” gözüyle yazacak. Bu durum yazı için bir eleştiri olamaz. Yazarın bir sinema filmini masaya yatırıp sanatsal kritiğini yapma iddiasını taşıdığını da hiç sanmıyorum. Usta sinema eleştirmenleri için bu film 2015 yazının blockbuster’larından biridir. Bir “geek” ile aynı beklentileri ve duyguları taşıyanlarının sayısı en iyi ihtimalle çok azdır.
Filme gelirsek… Kurgudaki boşlukların ve özellikle yeni karakterlerdeki sığlığın çıkarılmış sahnelerden kaynaklandığı ortada. Ancak filme eldeki malzemeyle bakarsak Yiğitcan’ın vurguladığı her nokta gerçekten sırıtıyor. Beklentilerimin bir ölçüye kadar karşılandığını kabul etmekle birilikte ben de sinemadan buruk ayrılanlardanım. Ancak extended versiyonu görme ihtimaline sarılmak ve heyecanımı o zamana kadar diri tutmak istiyorum.
Sanırım sevgili (amansız bir şekilde) Marvel forever Marvel always good yazarlar bu filmle birlikte bir şeyleri görmeden yerme ve övme işini abartmamak gerektiğini anlamıştır. Tutku Tuzlu için değil bu söylediklerim. Kendisi gayet oturaklı bir yazardır. Diğerleri ise lütfen üzerine alınsın. =)
Ben de izleyebildim ilk günden. Filme ilişkin düşüncelerimin benzerlerine gerek yazıda, gerekse de yorumlarda rastladım ama ayriyeten kısaca üzerinden geçmek istediğim birkaç nokta var. Filmi henüz izlemeyenler için spoiler bombardımanı gibi olacaktır, şimdiden uyarayım. Öncelikle şundan iyiydi, bundan kötüydü karşılaştırmasına hiç girmeden filmin güzel olduğunu söyleyebilirim. Kimsenin salondan verdiği parayı düşünerek çıkacağını zannetmiyorum.
Age of Ultron’un en başarılı gerçekleştirdiği şey hiç şüphesiz o çizgi roman hazzını verebilmesi. Can Sungur yazısında Amazing Spider-man 2 örneği vermiş ve genelleme yaptığımızda zihnimizde oluşacak grafik roman profiliyle, ana akım çizgi roman profili arasındaki farkın sinemada da kendini gösterebileceğinden bahsetmiş. Bu konuda kendisiyle hemfikirim. Direkt olarak uyarlandığı herhangi bir hikaye olmamasına rağmen Age of Ultron, o ana akım çizgi roman tadını şimdiye kadar sinemaya en güzel taşıyan iş. Elbette bunun anlamı, filmin hiçbir kaygı taşımak zorunda olmaması değil. Nitekim elimizdeki bir sinema ürünü ve onu bu şekilde de değerlendirmek gerekir.
Filmin epeyce kısaltılması sonucu sahnelerin fazla hızlı geçildiği yadsınamaz bir gerçek ve bunun sorumlusu kurgu ekibi değil, Joss Whedon. Yiğitcan’ın yazıda sürekli tekrarladığı gibi bunu son derece iyi niyetli bir biçimde yapmış, fakat ne yazık ki ortaya bir gişe filmi için uzun bir senaryo çıkmış. Daha sonra da belli ki kurgu masasından çıkan karar, sahne uzunluklarını yerinde tutup senaryoda kopukluklar yaşatmak yerine her sahneyi tasarruflu olarak kullanmak olmuş. Bu da Whedon’ın kamerasındansa kalemini tercih etmek anlamına geliyor ki kesinlikle doğru seçim. Tamam, görsel mizah işini iyi beceriyor falan ama Whedon özel bir yönetmen değil, bunu artık kabul etmek lazım. Öte yandan harikalar yaratabilen bir yazar olduğunu defalarca gösterdi. Kısacası AoU’nun bir çizgi roman tutkunu olarak bakıldığında ayrı, bir sinema tutkunu olarak bakıldığında ayrı sonuç verecek bir yapım olduğunu söylemek mümkün.
Genel perspektiften biraz daha içeriğe ineyim ve karakterler hakkında söyleyeceklerimi söyleyeyim. Filmde dikkatimi yükselten ilk şey Cap ile Iron Man’in giriş muharebesi sonrası diyalogu oldu. Bu diyalogda ikilinin aynı yolda yürüseler de aslında ne kadar zıt şeyleri temsil ettiğine biraz kör göze parmak şekilde şahit olduk. Film boyunca bu durumun biraz daha irdelenmesini bekledim , fakat daha sonraki sürtüşmeler büyük oranda fikirsel temelden yoksundu. Bu arada söz konusu diyalogun daha bir üzerine gidilmiş halini bu hafta yayımlanan Avengers final sayısında gördük, bunu da ilginç bir not olarak bırakayım.
İlk filmde üvey evlat muamelesi gören Hawkeye’a sonunda hakkı verilmiş ve sonuç harika olmuş. Rehber olarak yine Ultimate evreni belirlenmiş, aile babası bir Clint var karşımızda. Hawkeye’ı her haliyle severim, ancak bu şekilde sinemaya daha çok uyacak bir derinlik kazandırılması ayrı bir hoşuma gitti. Banner ile Natasha ilişkisinde evet, bir olmamışlık hakim. Sebebi ise karakterlerin veya oyuncuların yakışmaması değil, sahnelerin biraz özensiz hazırlanmış olması. Yine de Scarlett Johansson üstün yetenekleriyle oradaki bağı gerçekçi kılmak için elinden geleni yapmış. Kimsenin oyunculuk derdine düşmediği filmlerde bile performansını alkışlatıyor ya, hakikaten büyük aktris.
Son olarak evrene yeni eklenen karakterlerimize değineyim. Quicksilver ve Scarlet Witch, aksanlarıyla olsun, ilgi çekici güçleriyle olsun filme büyük keyif katmışlar. Bu iki karaktere verilen süre bana öyle az gelmedi, ama bizi vurucu bir ölüm sahnesi hazırlamaya yeterli değildi. Bunun sonucu olarak da yazıda da belirtildiği gibi Wanda’nın çığlığıyla tüylerimizin diken diken olması pek mümkün olmuyor. Ultron ve Vision hakkında ise pek olumlu konuşamayacağım maalesef. Bilmiyorum, belki de Ultron’un James Spader tarafından seslendirilmesi, Vision’ın tanıtımlarda hep biraz gizemli kalması gibi sebepler bu iki karakter için olan beklentilerimi fazla yükseltmişti. Ama gelin görün ki ikisinin de karakterizasyonlarından memnun kalmadım. Her ikisi de kararlarını oldu bittiye getirdiler, motivasyonlarını seyirciye iyi yansıtamadılar. Birbirleriyle yüzleştikleri iki sahnede de beklediğimiz epik tiratlar gelmedi. Aynı şekilde Stark-Ultron ilişkisi de feci halde zayıf kalmış. Nerede çizgi romanlardaki Pym-Ultron ilişkisi, nerede bu. Yine de Vision’dan hala umutluyum, zira Whedon kendisini biraz ketum kullandı. İlerideki filmlerde felsefesiyle bizleri kendine hayran edebilir.
Çok iyi bir yazı olmuş. Özellikle zamansızlık konusunda seninle hem fikirim. Şahsen yine zevk alabildim ama ben beklentimi bunu göreceğime dair de ayarlamıştım hani.
Şunu şöyle bıraksam sıkıntı olur mu ? Film hakkında kendi görüşlerim:
http://www.sinegeek.com/2015/05/age-of-ultron-bir-geek-ziyafeti.html
Film eger bizlerde biraz hayal kirikligi yarattiysa nedeni filmin kendisini bir Ara Gecis filmi olarak sunmasindandir bence. Yani dusunun thor1,cap1,ironman2 filmlerini ve avengers ciktiktan sonra ne denmisti “bu filmler bir ara gecis filmidir her sey Avengersa baglanmak icin onemli olan avengerstir”. Bana kalirsa age of ultron.un sorunuda buydu. Film Civil war icin bir ara gecis filmine donusmus cogu zaman. Captain ve tony.nin sahneleri resmen “biz bu filmden sonra birbirimizin fikirlerine yumruk aticaz ha” kivamindaydi.
Açıkçası film beklentilerimin birkaç kat altında kaldı. Belki alttaki yorumlarda denildiği gibi birçok fragman vari şeylerin zırt pırt yayınlanması oldu. Thor konusuna aşırı takıntılıyım. O çekici Thor’dan başkasının kaldırmasına bünyem el vermiyor. Marvel biraz mitolojiye daha sadık kalsa çok iyi olacaktır! Şu Thor eldiveni olmadan çekicini kullanamaz özellikle dikkat edilmeli. Hawkeye’nin harcanmasını bekliyordum oysaki Quicksilver gitti. X-Men filmlerinden farklı olarak daha yetişkin gibi gözüken biri vardı. Scarlet Witch daha beklentilerimi karşıladı. Magneto çocukları ne de olsa dedirtti. Hulk konusuna gelince bir şey eksik dedirtti. Mutlaka çoğu yaşadı bunu. Stark’ın Veronica’sı çok hoşuma gitti. Film ayrıca hemen ilk başlangıcında yaptığı savaş bana başlarken film bomba havasına iyice sokmuştu ama tahminen 2 film olsa ancak kurtarır bir konusu olduğundan “yarım” tadı verdi. Gişe rekorları kırmasını beklediğim film kıramayabilir. Ultron çok iyiydi. O ölmez diye düşündüm. Vücudu değil, sonuçta yapay zekaydı.
MCU ile başladım, çizgi romanları yavaş yavaş okumaya çalışıyorum. Avengers karakterlerinden yalnızca Thor’un hikayelerine aşinayım. Bu seviyede ortalama bir izleyici olarak okuduktan sonra hak verdim Yiğit’e çünkü filmde hissedip anlam veremediğim şeyleri dile getirmeyi başarmış.
Film sırasında çok kez hızlıca gerçekleşen olaylar hakkında düşünmeye dalıp filmin devam ettiği gerçeğiyle bir anda silkelenip filme döndüğüm oldu. Sanki durdurup bir şeyleri araştırmak ve yorumlarda söylendiği gibi hikayelere hakim olup daha çok zevk almak istedim. En son sahnede çok heyecanlandım, karakterlerin yenilenmesi fikri beni baya mutlu etti.
Extended lafı geçiyor yine yorumlarda. Böyle bir şey kesin olarak yapılacak mı?
Bence film çok güzeldi.Ben Ultronun böyle birşey olmasını bekliyordum https://youtu.be/M8YjvHYbZ9w çok daha süper olmuş, tam süper teknolojiyle yapmışlar ultronu.
Age of Ultron güzeldi, ama ana film gibi hissettirmedi, daha çok yeni karakter tanıtma, olayları açıklama filan amaçlı kısa clipleri ultron hikayesi üzerinden bağlamışlar gibiydi. Joss Whedon’un ilk hazırladığı 3-3,5 saatlik versiyonu kesinlikle daha tatmin edicidir. Umarım “Extended Version” filan diye DVD/Blu-Ray’e çıkarırlar.
Ps: Marvel ne güzel oyuncu harcıyor ya, Natalie Dormer, Jenna Coleman, Aaron Taylor-Johnson, sırada kim var? Tom Cruise’u da tek film oynatıp öldürsenize ya :/
Ps-2: Scarlet Witch’i kurtaranın Vision olması tesadüf mü? Bence değil.
Ps-3: Helen Cho’yu koymaları demek, Phase 4’de Amadeus Cho’yu da koyabilirler demek bence. (Yeey!)
Ps-4: James Spader’ın Ultron’u seslendirmesi müthişti, Tony’nin kişiliğinden etkilenip, espriler filan yaptığında, sanki James Spader, Tony Stark’mış gibi hissettim. Filmin en beğendiğim yanıydı.
Ps-5: Şu an 6 Infinity Gem’in 1’i Vision’da, 1’i Collector’da, 1’i Asgard’da (Loki’de), 1’i Nova Core’da, 2’si ise bilinmiyor. Collector’daki ve Asgard’daki büyük ihtimalle Thor, Thor: Ragnarok filminde ele geçirecek, bilinmeyelerden birini Doctor Strange’de göreceğimize emin gibiyim, Guardians 2’de Guardians’ın Nova Core’dakini alma ihtimali yüksek, diğer bilinmeyeni de thanos alır büyük ihtimalle. Sonra gelsin Infinity War.
Ps-6: Ben artık emin olmanın da ötesindeyim, Avengers Initiative yapılacak, Defenders takımı’nın Avengers Initiative ile veya en azından Coulson ile bi bağı olacak, Avengers bölünecek ve çizgiromanlarda Siege öncesinde olduğu gibi en az 2 Avengers takımı olacak.
Aynen katılıyorum, internette Fury’nin Avengers’ı topladığı gibi Defenders’ı Coulson’un bir araya getireceği söylentisi dolaşıyor. Daredevil’de henüz o aşamaya gelinmemiş olabilir ama Jessica Jones’un finalinde ipucu görmeyi bekliyorum açıkcası..
Age of ultrona beklnti ön yargi ile gidenlerin amacı ne bilmiyorum marvel hiç bir zaman felsefik düşündürücü unutulmaz filmler yapmaya çalışmıyor izlediğinde zevk aldığın anlık şeyler örnek iron man hulk kavgası bence efectler gayet güzeldi yerindeydi filmde iyiydi ayrıca dark knight ile karşılaştırılması çok saçma ikisi farklı filmler bu filmi beğenmeyen gitsin abuk subuk filmler izlesin
Yazınızı okudum ve söylediklerinize baştan sona katılıyorum. Bencede filmde bazı şeyler ciddi anlamda havada kalmıştı özellikle ULTRON beklediğim gibi çıkmadı. Filmden önce ultronu öyle şişirdiler ki ben joker kadar zeki hulk kadar güçlü, yenilmezleri perişan edecek hatta neredeyse onları yenecekken kıl payıyla kaybedecek bi ultron bekledim. Ama gel görki değil avengers ekibi tek başına demir adamın bile alt edebildiği kaptan amerikayla yumruk yumruğa kavga eden bi ultron çıkınca insan hayal kırıklığına uğruyor ister istemez. Hele o en sonunda korkup kaçtığı sahne berbattı. Kara şövalye filmini izleyenler bilir film mükemmeldi ama filmi mükemmel yapan şey batman değil jokerdi.
İşin özeti sizinde yazınızda dediğiniz gibi ”Hulk vs. Hulkbuster savaşı tek başına bilet paranızı çıkartıyor.”
Filmle ilgili bir şey sorabilir miyim?Quiksilver ve Scarlet Witch’in hikayeleri X-Men’dekiyle farklı mı?Çünkü Age of Ultron da deneylerle o güçlere sahip oldukları söyleniyordu.
zack deadshot ı paylaşmış ve çok iyi olmuşş
https://pbs.twimg.com/media/CEH0cMSUUAA_sJD.jpg
Ucuz Michael Bay filmlerinden ne farkı var Allah aşkına bu filmin?
EFSANE TESPİT! FİLM ASLINDA FELSEFE DE YAPMIŞ EY MİLLET
”Kilisemi bu taşın üzerine kuracağım” Filmin içine yerleştirilmiş ve nedense sizin farkına varmadığınıza çok şaşırdığım harika imgelerden biriydi. Bu cümle normalde incilde geçen ve vatikandaki bazilika olan san pietro bazilikası kurulmadan önce İsa tarafından söylenmiş sözdür. Bende Dan Brown ın romanlarından öğrenmiştim. buradan da siz bakabilirsiniz
http://www.turkcebilgi.com/petrus
Filmde ise bu söz ultron un tıpkı bir dinde olduğu gibi dünya yı kendi kurallarına göre şekillendireceği, müritlerini oluşturacağı(geliştireceği) ve karşı olanları yok edeceğini ifade ediyor. Bir süperkahraman ve aksiyon filmi içine dünya yönetimi ve din felsefesi üzerine bu derece ciddi bir imge konulması beni son derece mutlu etti ki bu filmdeki tek imge değildi. Film aslında düşündüğünüzden daha derin ve kapsamlı.
Yani sadece bi piyuv piyuv kabom bom uçan köy meteor oldu filmi değil yani . Fİlmi dikkatle izlediğinize şüphem yok ama sadece aksiyon süperkahraman gibi yüzeysel birşeyler aramak yerine başka yönlerini de aramak iyi olur. Yoksa bile filmden kendi içselleştirmelerimiz sonucu kendi derslerimizi çıkarabiliriz.
Yazı spoiler uyarısı verdiği için gerek duymayıp direk konuya giriyorum;Uzun zamandır Geekyapar takipçisiyim ve “geek” konulu her şey için ilk adresim burası oluyor, ve hatta özellikle Yiğitcan ne demiş diye geliyorum. Yazılarına özellikle değer verdiğimi bilmeni isterim. Fakat uzun süredir takip etmeme rağmen ilk kez yorum atıyorum, bir şey demek istedim çünkü; ne yaptın usta? Sakin ol.
Filmi bırak MCU hiç bir zaman “derinliği olan film” vaadinde bulunmadı ki, bu derinlik arayışı neden? İlk Avengers ile kıyaslayıp kötü olduğu kanısına varmanın da çok yanlış bir yol olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; geçen gün Iron Man 2’yi izliyordum film boyunca sürekli etrafta “Avengers Inititive” kağıtları dolaşıyor, sürekli Nick Fury gelip takım topluyoruz takım ayık olman lazım kendini toparlaman lazım atarlarında. Coulson var, Widow var. Adamlar Avengers güzel olsun diye yıllarca uğraştılar. O film bir “endgame”di tabiri caizse. Fakat AoU bir ara film. “Olur mu be, adamlar phase bitirdiler bu filmle, bas baya finaldi bu!” diyenleri duyar gibiyim. Hayır. Tam olarak da phase bitmesi yüzünden köprüydü, tam olarak da Civil War geleceği için köprüydü, tam olarak da ufukta Defenders olduğu için, New Avengers geleceği için köprüydü. İnsanların bu filme giderken yanlış beklentilerle gittiğini düşünüyorum fakat tabiki bu benim düşüncem.
Gelelim filme, Ultron ile ilgili senin gibi düşünen insanların dikkate almadığını düşündüğüm bir konu var. Çizgi roman evreninde Ultron yaratıldığında, onu yaratan Hank “Antman” Pym’e kendisini yaptığını unutturup, yıllarca kendini geliştiren, “upgrade” eden ve ciddi bir şekilde dünya dominasyonu amaçlayan, defalarca def edilip defalarca ve fütursuzca geri gelen bir villain evet. Fakat, MCU’nun başka bir evren olduğunu ve bu evrende Ultron’un Tony Stark’ın elinden çıktığını ve bütün bilincini İNTERNETTEN kazandığını unutmamak lazım. “Jesus Christ guys!” diye bağırdı adam bir ara dayak yemekten sıkılıp son hız üzerine gelen Hulk’ı görünce. Kişiliği “THE INTERNET” olsun istenmiş, ve hayli başarılı olunduğu kanaatindeyim. Hatta o kadar oturmuş ki süper ciddi mantıklı ve atarlı konuşurken birden kontrolü kaybedip, kelimenin tam anlamıyla nerdrage’e girip “YA NE ALAKASI VAR BEN TONY STARK DEĞİLİM LOSER O! BENİ ONUNLA AYNI KEFEYE KOYMA BEN BÜTÜN AVENGERS ÇİZGİ ROMANLARINI OKUDUM” diyip lazer sıktıktan sonra “Sorry guys! My bad!” edası bambaşka bir hava katmış karaktere. İnsanlığın sonu gelmeli planı yaparken bunu bir meteor çarpmasıyla yapmaya çalışması, bu denli teatral bir yol izlemesi, kendisini planları yarı yoldayken durdurmaya gelen Avengers ekibine “Şimdi de hikayede size evil planımı anlatacağım yere geldik.” demesi, ölür ayak Scarlet Witch’e “Üzerine kalın bir şeyler giy” temalı konuşması da hep internet yüzünden. Ultron tam anlamıyla bir troll olmuş! Ve çok da güzel olmuş yahu!
Scarlet Witch ve Quicksilver’a gelecek olursak; MCU’nun şu an benim gözümde en çok sıkıntı çektiği noktalardan ikisi “Mutant” kelimesinin haklarına sahip olmamaları ve gereğinden fazla bilimsel temel oluşturmuş olmaları. -Doctor Strange filminde ne halt yiyecekler çok merak ediyorum- Bütün bu bilimsel temeller yüzünden her şeyi Infinity Stone’lar ile açıklamak zorunda kalıyorlar. Mutant diyemedikleri için “Gelişmiş” dedikleri bu arkadaşların originlerini de ona bağlamak zorunda kaldılar. Origin hikayelerinin anlatılmamasının, az replik verilmesinin, yüzeysel kalmalarının ve diğer bütün eleştirilerin film de farkında. Hatta cevap veriyor film buna Hawkeye’ın Scarlet Witch’e kurduğu şu cümle ile; “Hacı şehir uçuyor meteor olup düşecek, kötü niyetli robotlar var uçup lazer sıkan, bende ok ve yay var. Fantastik evren burası, aktörler yaşlandı yeni takım lazım, sen de az çık da dışarı iki robot patlat seni alak.”
Ve geldik asıl sıkıntıya; Vision.
Şimdi özellikle gözlere sokmak istediğim üç şey var; “Ultron’u öldürmeyeceğim.” demesi. Ve Ultron’un öldüğünü bize göstermeyen kurgu ekibi bunların ikisi. Bu adamın kafasındaki taş ziynet eşyası değil, alelade bir pil değil. Bu taş ilk Avengers filminde çatır çutur insanlara “Mind Control” atan, ve Thor’un ÜZERİNE BASA BASA “Taşlar arasında en güçlüsü!” dediği bir Infinity Gem. Bu neden önemli? Üçüncü göze sokulası şey yüzünden. İki saniyelik bir konuşma bu; Ultron’un “İnsanların zaten sonu geldi.” lafına Vision’ın “Evet farkındayım.” cevabını vermesi. Kimisine göre çok da büyütülecek bir şey olmayabilir. Fakat ben bunun altında çok daha fazla şey olduğu kanısındayım. Infinity War Saga’sında Vision’ın rolünün devasa olacağını gösterdiğini düşünüyorum. Ultron da Vision da Thanos’un geldiğinin farkında. Ve Vision bunu durdurmak için kollarını sıvadı bile.
Film boyunca “Bu iki adamı nasıl unuttursak da neden her şeye tek atıp savaşı bitirmiyorlar sorusunu sordurtmasak” diye uğraştıkları Thor ve Hulk’ın gitmesi, takımın dağılıp, Shield Avengers’ın kurulması ile Civil War için harika bir köprüydü bence.
Shield Avengers terimini kullanmamın nedeni de şu; Steve “Yüzbaşı Amerika” Rogers, Albay James “Savaş Makinesi” Rhodes, Hava İndirme Askeri Sam “Falcon” Wilson, Ajan Natasha “Karadul” Romanoff ve Vision’dan oluşan bir takım bu. Kaç tanesi resmi asker sayabildiniz mi? Daha fazla uzatmayıp çılgın bir tahmin/teori ile susuyorum; Marvel ters köşe yapıp Civil War’da tarafları değiştirebilir. Bu yeni kurulan ekip tam bir devlet maşası oldu zira. Bu elemanların hepsi emir almaya dünden razı insanlar. Pro-Registration takımı olarak Captain America’yı görebiliriz benden söylemesi. Sürç-i lisan ettiysem affola, saygılar.
Gerçekten harika bir senaryo. Aksiyon sahneleri her yönüyle muhteşem. Oyunculuklar tartışılmamalı bile. Scarlett Witch’ in özellikleri yansıtılmış. Quicksilver kendini sevdirdi.
Ama zamansızlık sorunu bütün bunların etkisi sıfırlıyor. Aslında çoğu şey hızlı oldu. Sanki geçiştirilmiş gibi oldu.
Fragman ile film aslında hiç uyuşmuyor mesela. Çünkü fragmanda Ultron’ un onları baya zorladığını bize gösteriyor. Ama film de Ultron’ un onlarla oynaması gerekirken onlar Ultron ile oynadı.
Quicksilver öldü ama bize o üzüntüyü hissettiremediler. Sanki kimse ölümüne üzülmemiş gibiydi. Sanki herkes böyle bir şeyin olacağını bekliyor gibiydi.
Sonu gerçekten kötüydü. Thor’ un neden gittiğini anladım. Ama Tony… Tony niye ayrıldı? Geçerli sebep neydi? Hadi Clint ‘e de bir şey demiyorum çünkü neden ayrıldığını bir sahneyle anlattılar ama ya Bruce Banner? Tamam, kayboldu. Ama neden kayboldu? Neden bulunmak istemedi? Bulunduysa bile nasıl bulundu?
Yani ne göklere çıkarabilecek kadar güzel, ne de yerlerde süründürebilecek kadar kötü bir filmdi.