La La Land ve Whiplash’in muhteşem yetenekli genç yönetmeni Damien Chazelle’e sorduğunuzda First Man projesinin onu heyecanlandırma sebebi olarak “Herhangi birinin başardığı en ünlü şeylerden birini başarmış biri olmasına rağmen, hikayenin içindeki insan büyük bir gizem” diye açıklıyor. Bu cümleyi okuyunca siz de kafanızda küçük bir tarama yapıyorsunuz. Bir saniye, gerçekten Neil Armstrong filmi yapılmadı mı hiç bugüne kadar? Ay’a ayak basan ilk adamın filmi, yok muydu?
E artık var.
Başrollerini Ryan Gosling ve Claire Foy’un paylaştığı First Man’in fragmanını izlediniz. Nasıldı? Kendinizi nasıl hissettiniz? Tahmin edebiliyoruz, çünkü filmi tahmin edebiliyoruz. Oscar’ların çok sevdiği; Kasım – Aralık aylarında izlenmesi için yaratılmış, illa ki oyuncularına bir adaylık; en kötü de bir Ontario Film Sevenler Derneği Özel Ödülü falna kazandıracak o biyografik filmlerden biri gibi First Man. Hatta gibi’si fazla. Direkt bu grubun üyesi.
Gelin görün ki Chazelle’in önceki iki filmi o kadar orijinaldi ki, artık biraz Hollywood’culuk oynamasını da anlayışla karşılıyoruz. Üstelik görsel olarak da çok konform etmişe benzemiyor. Fragmandaki birkaç kare “Hah!” dedirtiyor insana, La La Land’in o muhteşem trafik sıkışıklığı sahnesini çeken adam gözünüze çarpıyor. Öte yandan fırlatma esnasında gözlemlenen yakın planlar, sallanan kameralar; yani işin uzay kısmı çok tanıdık.
Kuvvetle muhtemel film bunlar üzerine değil, daha ziyade Neil Armstrong’un başardığı şeyi başarmasını sağlayacak iradesini ve azmini; bu irade ve azmi barındıran karakteri, bu karakteri ortaya çıkartan ve sınayan durumları ele alacak. Bu noktada da karısıyla olan ilişkisi büyük bir rol oynayacaktır gibi hissediyoruz. Her ne olursa olsun, kaynak sağlam. Spotlight’ın yazarı tarafından kaleme alınan senaryo, James R. Hansen’ın Armstrong’la elli saatlik mülakatları sonucu oluşturduğu kitabından uyarlanmış. Yani insanlık için çok büyük o adımı atan adamı derinden tanıma ihtimalimiz yüksek.
Peki sizin heyecanmetre ne alemde geekler?