Eskiden çok iyi bir çizgi roman takipçisiydim. Böyle ciltler falan yokken ve her sayı tek fasikülden oluşurken, okuması 5 dakika dahi almıyorken her ay çıkan tüm çizgi romanları alır keyifle okurdum. Sonra aylık yayınlar bitti, cilt işine girildi, çizgi roman takip etmek biraz daha masraflı hale geldi, ben de hem çulsuz hem de yoğundum o zamanlarda, haliyle ortamdan biraz koptum. Şimdi gelir düzeyim biraz daha düzlüğe çıkınca -şatoda yaşıyorum evet- ilk yaptığım şey eski keyfime hızlı bir şekilde dönmek oldu.
Böyle olunca bu Türkçe çizgi romanlardan beğendiklerimi, sevdiklerimi sizlerle paylaşayım istedim. İlk konuğum tek başına okunabilmesi özelliğinden dolayı tercih ettiğim, karakter olarak Marvel’ın kendisini her yerde kullandığı dönemlerden bir antipatim olsa da solo kitaplarını çoğu zaman beğendiğim Wolverine’i seçtim. Bugün sizlere kendisinin Marvel’ın New 52’ya cevabı olarak kurguladıkları Marvel Now etiketi altında çıkmış olan, Türkçe’ye de sektöre sağlam bir giriş yapan Çizgi Düşler tarafından kazandırılmış olan Savage Wolverine‘i tanıtacağım.
Şimdi burada size oturup da Wolverine şudur, budur diye anlatacak değilim. Dolayısıyla direk içeriğe giriyorum. Şu anda iki cildi mevcut olan Savage Wolverine’in ilk cildi Mighty Avengers, Hulk’daki işleriyle öne çıkmış olan Frank Cho tarafından yazılmış ve çizilmiş. Kendisinin çizimlerini zaten beğeniyor olmam dışında isimdeki “Savage”i de anlamlandıracak bir hikaye yazmış olmasını başarılı buldum. İlk ciltte ülkemizin muhafazakar yapısına hiç uygun olmayan -tövbe tövbe, böyle bikinili falan- ama beğenerek izlediğim Shanna konuk oluyor. Kendisinin solo işlerinde de Frank Cho’nun çizer-yazarlık yapmış olduğunu da not olarak ekleyeyim. Bunun yanında isimsel benzerlikten dolayı olsa gerek Amadeus Cho ve onun kankisi Hulk‘un da hikayeye bir yerinden girdiğini belirteyim. Öykünün Vahşi Belde’de geçmesi de temamıza son derece uygun.
İkinci cildimiz ise iki kısma ayrılıyor. İlk kısım Heroes for Hire ve çeşitli Spider-Man öyküleri yazmış Zeb Wells ve Uncanny ve Astonishing X-Men çizerlerinden Joe Madureira tarafından hazırlanmış. Bu sefer Wolvie’nin yanında güzel kız olarak ikisinin dinamiklerini çok sevdiğim Elektra var. Olay Kingpin‘e falan bağlanıyor ve daha uzakdoğu temalı olarak ilerliyor. Çizimler yine çok başarılı ve öykü de son derece başarılı aktarılmış. İkinci kısım ise Judge Dredd’den tanıyabileceğiniz Jock tarafından yazılıp-çizilmiş ve bize gelecekte uzayda geçen tuhaf bir Wolverine öyküsü anlatıyor ki, ben diğerlerine kıyasla daha az çizgi romansal bulduğumdan ve Jock’un çizim tarzını da çok sevmediğimden diğer iki öyküye kıyasla daha az beğendim.
Her biri birbirinden ve genel olarak Marvel ana olaylarıyla çok iç içe olmaması sebebiyle okumak için bütün Marvel külliyatına hakim olmanız gerekmeyen bu çizgi romanı kesinlikle tavsiye ederim. Bir şaheser olmasa da klasik eski usül bir çizgi roman öyküsü okumak isteyenlere hitap ettiği gibi, içerisinde team-up sevenler için de güzel dinamikler sunuyor. Daha önce okuduğum solo Wolverine öyküleri gibi -zamanında Arkabahçe’den çıkan şaheserler gibi- karakteri farklı gözlerle göstermeye çalışmak yerine bildiğimiz Wolverine’i bildiğimiz şekillerde ortaya atıyor ve keyifle bir çırpıda okunacak öyküler sunuyor. Hiç Wolverine okumamış olup nedir diyenler de bir kaç dakikalık wikipedia gözleminden sonra hemen okumaya başlayıp orada yazılanların en basit pratik halini burada gözlemleyebilirler.
Yazımızın sonuna geldik Geekyaparlar. Sizin de Türkçe’ye çevrilmiş fakat alıp almama konusunda kafanızda soru işaretleri olan çizgi romanlar varsa yorumlara yazın, eğer okumuşsam inceleyeyim, yazayım, okumamışsam da bir kaç ay için de alır okurum zaten. Sağlıcakla kalın efem.
