Ms. Marvel #13
Ms. Marvel’ı ne kadar övsem az. Gerçekten. Dedik ya Marvel artık tonla Inhuman hikayesi anlatıyor diye? Aralarından açık ara en iyisi Ms. Marvel. Tek bir parça şüphem yok bu konuda. Loki ile kısa bir münasebet yaşandıktan sonra Ms. Marvel yine küçük ölçekli hikayeler anlatıp, bunları Inhuman dokusu üzerinden büyük resme bağlama işine devam etti. Serinin yazarı G. Willow Wilson işini mükemmel yapmaya devam ediyor anlayacağınız; ortada yine çok tatlı ve çok dürüst bir diyaspora hikayesi var ve Kamala Khan Marvel evreninin son yıllarda gördüğü en iyi Peter Parker olmayı da sürdürüyor.
Fakat bu sayıda metin kadar çizimler de alkışı hak ediyor. Bu dakikaya kadar Marvel Kamala’nın hikayelerinde Wilson’ı hep sabit tuttu, fakat küçük arklar arasında farklı çizerlerle çalıştırdı; bunların başlıcası da serinin çoğu sayısını çizen Adrian Alphona’ydı. Bu yeni arkta da yeni bir çizerle çalışmışlar: Takeshi Miyazawa. Marvel’da daha önce ufak ufak çalışmalar yapmış olan Miyazawa Ms. Marvel’a çok yakışmış. Öyle böyle değil. Onun çizim tarzı bu yeni başlayan arkı inanılmaz kıymetli bir hâle sokuyor. Marvel, bozma kendini, Miyazawa’yla devam et olur mu?
Spider-Gwen #2
Daha önce Spider-Gwen ile ilgili detaylı bir analiz yazısı yazmıştık; şuradan okuyabilirsiniz. O sayıda Spider-Gwen’in biraz fazla Peter Parker olduğuna dair kaygılarımız vardı. Gwen onunla Edge of Spider-Verse’de ilk tanıştığımızda kendine has şeylerle bizi kendine aşık etmişti; özel serisinde ise bunları kaybetmiş gibi gözüküyordu. İkinci sayıda rotayı düzeltmişler. Sadece Spider-Gwen’i Spider-Gwen yapan özel şeyleri değil, içinde bulunduğu evreni de Earth-616’dan ayıran tatlı detaylara odaklanmaya başlamaları hayırlarına olmuş. Anlayacağınız, seri yine geleceğe dönük ümit vermeye başladı. Hayırlısı!
The Surface #1
Image için, eğri oturup doğru konuşalım, son yılların en zayıf haftalarından biri oldu. Yeni başlayan serilerden Southern Cross beni feci hâlde hayal kırıklığına uğrattı, severek takip ettiğim serilerden bu hafta dönen olmadı ve Spawn’ın geri dönüşü bile zayıftı. Bu haftaki Image mamüllerinden bizi mesut eden yegane şey daha önceden djital olarak yayınlanan The Surface’ın toparladıkları ilk üç sayısıydı.
The Surface çok gizemli, biraz da ketum bir seri. Boyundan büyükmüş gibi gözüken laflar ederek açılıyor, alışıldığın dışında fikirleri; artık basmakalıplaşmış konseptler üzerine oturtuyor. Görece de ilgi çekici bir gelecek tasviri var. Bilim-kurgu çizgi romanları dünyasında bir klasik olur, unutulmaz hâle gelir mi bilemiyoruz; ama biz şimdilik gördüğümüzü beğendik; onu söyleyebiliriz. Dürüst olalım, biraz çekincelerimiz var; ama yine de ümit vermiyor diyemeyiz!
9 Comments
Rat Queens #9 da harikaydı. Çizeri değişti ve yeni çizer Stjepan Sejic’in sanatı çok iyi.
G. Willow Wilson’ın iki aya çıkacak olan A-FORCE’unu heyecanla bekliyorum. Bir kızla neler yapabileceğini gördük, bütün kızları toplayınca neler olacak acaba?
Yazı için de teşekkür etmek istiyorum, Geekyapar gibi bir sitede bu tarz yazıların olması lazımdı. Haftalık önerilere devam eder, ayrıca Sex Criminals’a yaptığınız gibi detaylı incelemeler de gelirse tadından yenmez 🙂
Buna benzer bir olayı Manga lar için de yapma şansınız var mı ? Yeni veya devam eden mangaları tanıtmak gibisinden ? Çünkü çok ama çok fazla manga var ve seçerken yardımınızı almak isterim.
manga seven geekyapar editörü yok galiba.
Merve Çay var aslında, lobi yapsanıza ona yazsın 🙂
Mangalar için buna benzer bir format yapılamaz, çünkü sayıları haftası haftasına gelen mangalar yalnızca belli başlı olanlar. Nihayetinde Japoncadan İngilizceye çevrilip önümüze sunuldukları ve türlü türlü yayın politikasına sahip çeviri grupları olduğu için çoğu serinin İngilizce okuruna yansıması düzensiz gerçekleşiyor. Ancak ana yayın odaklı aksamalar haricinde düzenli gelme garantisine sahip seriler değerlendirmeye alınabilir, bu söz konusu seriler de aralarından belirli sınırlarda seçki yapılabilecek kadar fazla sayıda değiller. Ama örneğin One Piece ve Bleach gibi serilere düzenli olarak haftalık değerlendirmeler yapılırsa hoş olabilir hakikaten de.
Manga için yardım alabileceğiniz pek çok site forum vb. mevcut aslında buraya gerek yok manga konusunda. ayrıca manga dipsiz bir kuyu onu değerlendirmek için baya tecrübe gerekir american comics gibi hiç değildir tarzı. Bence bu siteye neyi iyi yapıyorlarsa onu bırakalım manga için de o konuda iyi olan yerleri araştıralım (ezbere isim veremeyeceğim ama var olduğunu biliyorum). Çünkü kült mangalara yorum gelse bile sağlıklı olmaz, american comics uzmanı birilerinin önyargısına sahip olur ki emin olun bunu istemezsiniz. Ama yazarlardan senelerdir manga okuyup takip edenler varsa o başka tabii 🙂
acaba onerdiginiz cizgiroman sitesinin turkce versiyonu var mı veya turkce dil destegi var mı
I-ıh olmamış, bir kere DC ve Image’de pek takip ettiğiniz seri olmaması önünüzü tıkamış (hızlıca söz edip geçtiğiniz DC yayınlarının en azından bir kısmını okumadığınızı anlamak güç değil) . Marvel’ın bu haftaki listesinden daha fazla sayı seçip onlardan söz etmek istemişsinizdir muhakkak, ancak diğerlerinden birer gelince Marvel’da da en fazla 4’e çıkabilmişsiniz. Her neyse, ben de Marvel dışına pek çıkmayan biri olarak Marvel’daki seçimlerinizi değerlendireyim. Hani şöyle bir bakıyorum da bu haftaki sayılardan dört tanesini seçecek olsam tercihlerim bunlar olmazdı herhalde. Öncelikle Amazing Spider-man Special orta karar bir sayı olsa da baya baya geri planda kalıyor. Ant-Man, evet yine iyi bir sayıydı ancak ilk iki sayıyı uzunca değerlendirmiştiniz zaten. Şimdi de sayıdan hiç bahsetmeyip önceki yazınızdaki düşüncelerinizi tekrarlamışsınız, gereksiz yer işgal etmiş kısacası. Ms. Marvel’a gelince, bak bu olabilir. Başarılı giden serinin olağan temposunun bile yukarısında sayabileceğimiz bir sayıydı. Spider-Gwen’de ise ilk sayıdan daha farklı ne buldunuz bilemedim doğrusu, her sayısını merceğe yatırmaktansa biraz zamana bırakılması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum. Eğer haftayı dört taneyle sınırlandıracak isek burada yer almış olması gereken sayılar bana kalırsa şu şekilde olmalıydı: Howard the Duck #1, New Avengers #31, Fantastic Four #644, Star Wars #3 ve alternatif olarak da Miles Morales #11.
Howard the Duck, yıllardan beri yeniden kendi serisine kavuşması beklenen bir karakterdi ve nihayet bu gerçekleşti. Çok parlak durmasa bile yeni başlayan serilere her daim böyle listelerde yer verilmesi gerekir diye düşünüyorum ki geçen haftaki, Fraction-Aja sayılarını aratmayan, All-New Hawkeye ile beraber Howard the Duck şimdilik senenin en iyi başlangıç yapan serisi denilebilir. Fantastic Four ile Miles Morales’in neden önemli sayılar verdikleri malum, her ikisi de bir sonraki sayılarıyla final yapacaklar ve bu söz konusu finaller gerçek anlamda birer final olacaklar. Fantastic Four biliyorsunuz ciddi ciddi bitiyor, Miles Morales ise Secret Wars döneminde gelecek olan Ultimate End’i saymazsak okuduğumuz son Ultimate yayını. Hadi alternatif olarak dahil ettiğim Miles Morales olağanından biraz zayıf bir sayı verdi de Fantastic Four gayet iyiydi. New Avengers’ta da iki yılı aşkın süredir gizemini koruyan büyük villain Rabum Alal’ın kimliği açıklandı ki bu Secret Wars yolunda oldukça önemli bir adım. Star Wars #3’e gelince, hani Spider-Gwen zamana bırakılması gereken bir seri dedim ya hah işte bunun tam tersi de Star Wars oluyor. Ortaya inanılmaz özenli bir iş çıkarılmasının yanı sıra yeni oluşacak bir külliyatın amiral gemisi, bu sebeple her sayısı dikkate değer diye düşünüyorum.
Son olarak da başlangıçta dediğime döneyim, yani DC ve bağımsızları aktif olarak takip eden birinin desteğine ihtiyacınız şart gibi, aksi takdirde bir süre sonra yine sırf Marvel odaklı olduğunuza ilişkin eleştiriler gelebilir. DC ve bağımsızı güçlendirme imkanınız olmazsa yalnızca Marvel’la yola devam etmenizin daha iyi olur gibi. Bu şekilde hem genel bir hafta değerlendirmesi yapma iddiasıyla gelmemiş olursunuz, hem de dilediğiniz kadar Marvel yazarsınız 🙂 .