Eğer vicdan sahibi bir insansanız, bu ülkede yaşamanın bazen tek bir çıkar yolu oluyor: İnkar. Psikologlar yıllardır bu terimi sık bir şekilde kullanıyorlar. Resmi tanımı bir şey yokmuş gibi davranmak, varlığını reddetmek, düşüncelerinde buna yer vermemek. Bu ülkede de çoğu zaman bu yönteme başvurmak zorunda kalıyoruz. Yapabileceğimiz bir şey yok. Düşündükçe boğuluyor insan. Ya kaçış yapıyoruz, kafamızı biraz olsun dağıtmaya çalışıyoruz (ki biz bunun için buradayız), ya da toptan inkar ediyoruz. Düşünmüyoruz.
İddiamız şu: Eğer şu aşağıdaki 7 kurgusal yerden herhangi birinde yaşasaydık, eminiz inkar mekanizmasına daha az başvurmak zorunda kalırdık. Sebepleri de şöyle:
7. Coruscant
Önceleri Cumhuriyet’in, sonra İmparatorluk’un, sonra tekrar Cumhuriyet’in başkenti. Tüm gezegeni kaplayan bir şehir. En büyük sorunu alt katlarında yaşanan deathstick ticareti, bir de düzenli olarak Sith’lerin yaptığı darbeler, baskınlar. Açıkçası bu ikisine de bu ülkeden alışık olduğumuz için, çok umurumuzda değil. Sith’lerden daha “sağlam irade” ile yönetiliyor olmak Palpatine’i sempatik, hatta sevecen biri yapıyor. Adam en azından sağ gösterip sol vurmuyor. Zaten bildiğimiz bir yolsuzluğu da yok…
6. Arrakis
Dune olarak da bilinir. Bütün gezegen devasa bir kum çölünden ibaret. Yönetici elit, saraylarda el bebek gül bebek yaşıyor, alt tabaka feodal bir strüktür içerisinde mağaralarda hayatını sürdürüyor. Biz ikisine de tavız. En azından ayakkabı kutusu yok, tapesi yok. Bir cihat meselesi var ama canları sağ olsun, zaten bir cihat meselesi hep var. Kendimize kumdan bir kale yapar onda yaşarız hiçbir şey yapamazsak. Ne yapalım.
5. Narnia
2002 yılının Kasım ayından beri ısrarla, düzenli olarak dolaplarımıza bakıyoruz. Belki bir tanesinin arka bir kapısı vardır da Narnia’ya açılıyordur diye. Kaçış, inkar, ne arasanız gırla zaten burada var. 1 Haziran’dan beri iyiden iyiye bakar olduk, 17 Aralık’tan beri de dolaplarda yaşıyoruz. Nerede yaşıyorsak orayı Aslan yönetsin. İnsanın sadece mutlu olası oluyor ya bazen…
4. Springfield
Bir kere burası zaten belli ki rahat bir anarşiyle yönetiliyor. Homer, Bart ve ekürisi gün aşırı bir şeyler yıkıp, yakıyorlar ve kimsenin konuyla ilgili bir sıkıntısı yok, kimse de zarar görmüyor. Devlet konseptinin hükmünü üzerimizde gaz, kan ve gözyaşı olarak hissetmiş insanlar olarak bence Simpson ailesiyle el ele birkaç bir şey ateşe vermek bizde terapi etkisi yaratacaktır. Nedir, en kötü belediye başkanı Quimby’yle iki hesaplaşırız.
3. Zion
Soru: “Makinelerin baskısı altında yaşamaktan ne anlayacaksın Matrix’teki Zion’da?”. Cevap: En azından makineler Zion’a propaganda yapmıyor. Yani bütün Matrix serisi boyunca makinelerin Zion’a şöyle bir yayın yaptığını duydunuz mu: “Neymiş efendim, Dozer ölmüş. Ne işi var yaşlı başlı siyahi amcanın makinelerle olan savaşta? Otur evinde işini yap!”. Duymadınız değil mi? İşte biz bu ferahlığı arıyoruz.
2. Shire
Beni Hobbiton’un yağmurlarında yıka sevgili Geekyapar. Sam’le ormanda koşalım, Merry’le çilek çalalım, Frodo’yla kitap okuyalım, Gandalf’la pipo içelim. Ne bileyim, mutlu olalım yani. Yaşadığımız yerle gurur duyalım, yaşadığımız yerin insanları da bizimle gurur duysun. Sauron’muş, Saruman’mış, vız gelir tırıs geçer o zaman. Efendi gibi köyümüzü savunur, sonra da döner çoluk çocuğa karışırız. Kafa rahat, sıkıntı yok.
1. Hogwarts
Şu an bile bekliyoruz. Kapımız çalacak, Hagrid gelecek. “Ya kanka çok özür dilerim,” diyecek, “senin mektubun üzerine oturmuşum ben. Seni 11 yaşında Hogwarts’a almamız lazımdı be” diyecek. Biz de arkasındaki motora atlayıp geç bir eğitime doğru atılacağız. Evet olacak bu. Olması lazım.
Olması lazım, çünkü gerçekler yüzleşemeyeceğin kadar ağır bazen. Yaşadığın ülkenin bir yarısının diğer yarısını sevmediği, ölüm üzerinden prim yapabilecek kadar birbirlerine kanlı bıçaklı olduğu ve bunun hepsinin ne insanların içindeki pislik, ne de büyük bir buhran yüzünden değil; düpedüz devletin yüce elini yöneten birkaç kişi yüzünden olduğu gerçeği çok fazla. Sabah kalkıp, Twitter’a bakmayı alışkanlık hâline getirdiğin ve her sabah mutsuz uyandığın bir ülkede kim bir gelecek düşünebilir? Senin ülkenin kontrolü için çatışanlardan biri “Bir gün lazım olur” diye etrafındakilerinin telefolarını dinleyen bir organizasyon, diğeri de “Bir gün lazım olur” diye etrafına para, ihale, güç ve kolaylık dağıtan bir organizasyon ise hangi sabaha beyninde inkar mekanizmasını çalıştırmadan mutlu uyanabilirsin?
“Geekyapar gibi siteler topluma inancımı iyileştiriyor” demişti bir okuyucumuz. Biz de aynı şeyi okuyucularımıza baktığımızda düşünüyoruz. O yüzden, daha iyisi gelene kadar, birbirimizin Hogwarts mektubu olacağız. Devlet bizi sevmiyorsa, biz birbirimizi seveceğiz. Devlet bizi görmüyorsa, biz de onlara bakmayacağız. Biz buradayız. Siz de buralarda kalın.
#BerkinElvanÖlümsüzdür