Dünya Carrie Fisher’ı kaybetti dün.
Star Wars sevenler için, bir idol gitti. Pek çoğumuzun ekranda gördüğü ilk güçlü kadın karakter. Pek çoğumuz için o metal bikinisiyle ilk gençlik aşkı. Hemen hemen hepimiz için, gelmiş geçmiş en iyi aşk sahnelerinden birinin parçası (Seni seviyorum, Biliyorum). Princess Leia’yı kaybettik. Leia Organa’yı. İsyan’ın gözüpek generalini.
Dünyanın geri kalanı ise, sadece, basitçe, sadece kendisine benzeyen bir alev topunu kaybetti. Fisher, hiçbir zaman aklından geçeni söylememek konusunda başarılı bir kadın olmadı. Hiçbir zaman politik değildi, hiçbir zaman sözlerini yumuşatma gereği duymadığını hissederdiniz. Bu onu çok harika bir konuşmacı (Broadway’de tek kadınlık bir oyun oynamışlığı vardır) ve çok harika bir hatırat yazarı (Kitapları New York Times en çok satanlar listelerine girdi) yaptı. O yüzden, şu an elimizde onun yaşamını anmak için kullanabileceğimiz tonlarca müthiş anı, anektod ve hatıra var.
Reddit, bunlardan birini buldu çıkardı hemen. Biz de okuduktan sonra, sizinle paylaşmaya, paylaşırken yukarıdaki manşeti atmaya ve Fisher’ın arzusunu yerine getirmeye karar verdik. Elveda Carrie Fisher. Elveda, ve gerçekten, her şey için teşekkürler.
“Her neyse, George geldi çekimlerin ilk günü. Elbiseye şöyle bir baktı, ve dedi ki: “Bu elbisenin altına sütyen giyemezsin”. Ben de “Tamam, dayanamıyorum, soracağım. Neden?” dedim. O da “Çünkü… uzayda iç çamaşırı yoktur” dedi. O kadar da inanarak söyledi ki. Sanırsın uzaya gitmiş, etrafa bakmış ve hiçbir yerde don, sütyen, tanga, içlik falan görememiş. […] George’a göre, açıklaması da şu. Uzaya çıkınca, ağırlıksız oluyorsun. Buraya kadar iyi, değil mi? Ama sonra vücudun genişliyor, fakat sütyenin genişlemiyor. Kendi sütyenin tarafından boğazlanıyorsun. Ben kendi payıma bunun müthiş bir ölüm ilanı olacağını düşünüyorum. O yüzden tüm arkadaşlarıma söyleyip duruyorum, nasıl ölürsem öleyim, gazetelerde şöyle yazsın istiyorum: Ayışığında sütyenim tarafından boğazlandım.”
