Şüphesiz ki oyun dünyasında artık standartlaşmış, ama kimsenin standartlaşmasından hoşnut olmadığı bazı pratikler var. Bazı oyunların ve pek çok konsolun multiplayer hizmetlerini paralı satışı, Pay-2-Win ya da Pay-2-Eziyet-Çekmeden-Oyununu-İstediğin-Gibi-Oyna modelinin Free to Play oyunlar tarafından hunharca benimsenişi, ilk gün DLC’leri… Saymakla bitmez. Ama bunların arasında herhalde en abesle iştigal duranlardan bir tanesi, Season Pass ile gelen, her biri bombastik fiyatlara satılan fakat özünde eskiden bedava dağıtılan, hatta oyunun topluluğu tarafından ücretsiz üretilip yayılan harita, skin ve silah modlarından bir farkı olmayan “Map Pack”, “Costume Pack”, “Weapons Pack” gibi DLC’ler.
Her firma yapıyor bunu, artık mücadele edemiyoruz. GTA IV’e Lost & Damned ve Ballad of Gay Tony gibi taş iki paket DLC yapan Rockstar bile GTA V için habire etek, bluz falan yapıp koyuyor oyuna. Blood Dragon ile ufkumuzu açan Ubisoft, Assassin’s Creed için baya baya “cheat” satıyor. Neyse ki arada ışıldayan bazı firmalar da var.
CD Projekt RED de bunlardan biri. Polonyalı firma, muhtemelen 2015’in en merakla beklenen oyununu yapmakta şu sıralar: The Witcher 3: Wild Hunt. Bütün oyun dünyası yeni nesil RYO umudunu Geralt’a bağlamış vaziyette, Geralt da bu umutları kara çıkartmayacak gibi gözüküyor. Peki CDPR bu talebe karşılık arzı DLC üzerinden abartma peşinde mi? Hayır. Kendi naif tabirleriyle oyunu alan herkese teşekkür etmek adına, oyunu alan herkese DLC’lerin çoğunluğunu ücretsiz verecekler.
Bu tam olarak 16 DLC paketine tekabül ediyor. Bunlar diğer oyunların para kestiği DLC tipleri hem de. CDPR yetkilileri ileride büyük bir içerik eklentisi yaparlarsa onu parayla satacaklarını söylüyorlar, ama kostüm, silah, eşya ve görev paketlerini oyun çıktıktan sonra; ön sipariş veya koleksiyon sürümü istemeden, platform gözetmeksizin, haftalık periyotlarla oyunculara ücretsiz olarak verecekler.
Valla ne diyelim… Helal olsun CDPR!
