Çizgi roman dünyası dün büyük bir kayıp yaşadı. Punisher ve Vertigo’nun efsane serisi Preacher’ın arkasındaki en önemli isimlerden çizer Steve Dillon elli dört yaşında aramızdan ayrıldı. Bu ani ölüm hem yakın çevreyi hem de hayranları afallatmış durumda.
Ölenin ardından “büyük sanatçıydı, daha çok şey yaratabilirdi” demek biraz okur bencilliği olarak tınlar hep. Sanki sanatçının varoluşunun tek sebebi bizi memnun etmekmiş de ölerek bizim rahatımızı sarsmış gibi… Öte yandan her şeyi kötücül, bencil okumamak lazım. Dillon’ın yakın çevresinin onunla kurduğu ilişki pek tabii çok daha başka bir düzlemde idi, biz okurlar ise onu her daim kara bir İngiliz mizahını dolu dolu yansıttığı çizgilerle tanıdık.İşin kederini büyüten şey, her yaratısı ile bizle konuşan bir ahbabın artık konuşamayacak olması. Çok da farklı, kendine has bir konuşması, sohbeti vardı bir de Steve’in. Özlememek imkansız.
Steve Dillon, Amerikan çizgi romancılığının seksenlerde başladığı Büyük Britanya’dan yazar/çizer ithal etme sürecinin doksanlar sonuna yansıyan isimlerindendi. Judge Dredd’ler, Rogue Trooper’lardan Preacher’a geçiş ile başladı tanışıklığımız. Çoğu İngiliz çizer gibi underground bir çizgi roman kültürüyle yetişen Dillon bir de ruh ikizi Garth Ennis ile çalışmaya başlayınca Jesse Custer’ın Tanrı ile girdiği destansı savaş muhteşem bir şekilde hayat bulmuş oldu. Keşke Preacher’ın Amerikan taşrasının üzerine İngiliz kara komedisi damlatılmış özgün yapısı daha evvelden geniş kitleler tarafından keşfedilseydi, belki dizisi için yirmi sene beklemek gerekmezdi. Dillon bu sene yayınlanan dizinin ilk sezonunda da yapımcılık görevini üstlenmişti.
Ennis ve Dillon birlikteliği o kadar hoş bir kimyaya sahipti ki bu vahşi kara komedinin tek bir seride sınırlı kalması beklenemezdi. 2000’lerde ikili doksanların başında unutulmaya yüz tutmuş Punisher serisini küllerinden doğurmayı başardılar. İrili ufaklı Punisher serilerinin ardından serinin devamlılığı Ennis’in sorumluluğunda kaldı, bugün tanıdığımız karanlık Frank Castle’ın inşası bu sorumluluk altında gelişti. Ne var ki işin görselliğine geldiğimizde Punisher bir dolu çizerin elinde hayat bulmasına rağmen gene de en çok Dillon’ın tasviriyle akıllarda kaldı. Zaten bu sebeple Marvel’ın (an itibariyle devam eden dahil) pek çok Punisher serisinde Dillon hep öncelikli tercih edilen çizer olmuştu.
Çizer kardeşi Glyn Dillon’ın Twitter’dan verdiği haber dışında Steve Dillon’ın ölümü hakkında fazla bilgi yok. Detaylar çok da önemli değil. Dillon ailesi bir ferdini, Vertigo kardeşliği iyi bir meslektaşını, benim gibi pek çok okur da çocukluğundan beridir takip ettiği bir çılgın çizer idolünü kaybetti. Hepimizin başı sağolsun. Mürekkebinin izi zihinlerden hiç eksilmesin Steve.