Geçen sefer yazdığım bu acemi hatanın da önemsiz olmadığını da bu bölüm kanıtladı. İşler birden tepeleme aşağıya çöktüler; her şey bir anda fazla karanlık ve fazla moral bozucu oldu. Bu iyi bir şey. DeKnight ve ekibi elini korkak alıştırmıyor demek bu. Fakat bunun bir hedefi yoktu. Breaking Bad bunun tezini yazmıştı mesela, orada da sona doğru her şey boka sardığında bunun sebebinin Walter olduğunu biliyorduk, Walter’a yönelikti öfkemiz. Ama bu sefer, mesele Wesley’nin münferit ve karakter dışı ve ikna edicilikten uzak hatasıydı; tetiği çeken o oldu, ve biz kendimizi anlamlı bir yere doğrutulmamış bir spiralin içinde bulduk.
Yanlış anlamayın, Daredevil’ın Kingpin’e karşı ilk anlamlı hamlesini yaptığı bölüm oldu bu. Gao’nun uyuşturucu şebekesine çomak sokarsa Fisk’in planlarını sekteye uğratacağı mantığı çok net oturdu. Gerçekten de Daredevil bunu Urich’e açıklayınca izleyici olarak ikna olmamak, “harbiden lan” dememek mümkün değildi. Bu çok alkışlanası bir iş. Genelde hikayeler düşmanı çok zorlu yaptıklarında kahraman onu yenecek bir yol bulabilsin diye biraz kurallarını esnetirler. Bu sefer ise öyle olmadı.
Daredevil’ın Gao şebekesine sorun yaratması Fisk’i bitirecek bir hamle değildi, hakeza Urich’in Fisk’in geçmişiyle ilgili şeyleri açık etmesi de. Sadece yavaşlatacak, belki de Fisk’i bir hata yapmaya itecek hamlelerdi. O yüzden de çok mantıklı yumruklar olarak algılandılar. Üstelik Fisk’in etrafındaki mafya şebekesi de, neden böylesine elimine edilmesi gereken bir adam olduğu da net açık edildi. Ki bu noktada bir şeyi söylemek gerek; Fisk’in Urich’e yaptığını izlerken, bu dizinin Breaking Bad ve Batman’e öykündüğü kadar, bir tık da Game of Thrones’dan bir şeyler almış olmasını arzuladım. Zira Fisk o hareketi yaptığında benim gözüme bir Joffrey, hatta bir Karl Tanner kadar bile canavarca gelmedi.
Ama eleştirmemin sebebi bu değil. Foggy’den Charlie’sine, Karen’ına kadar ana ekibimizde bir depresyon, bir yıkım vardı. Eğer bu Elena gibi Kingpin’in vahşi elinden çıkmış bir olaya karşı gösterilen yıkım tepkisi olsaydı, içimizde nefret büyütür, ona kanalize ederdik, Ned’in ölümünden sonra Sansa’nın yıkımına bakıp bunu Joffrey’ye kanalize ettiğimiz gibi. Ama işleri çığırından çıkartan olay, basitçe Wesley’nin ölmesi oldu.
Yanlış anlamayın, Karen’ın cinayet sonrası verdiği tepki gerçekten de şahane işlendi dizide. Rüya sahnesi biraz kör göze parmaktı ama uyanır uyanmaz içki şişesini araması, bocalaması çok mantıklıydı. Hakeza Foggy’nin son bir toparlanıp “hadi dostlar” diyişi de çok yakıştı karaktere; Matt’in “bunu yalnız yapmam gerekiyor, ama yapamıyorum” diyişi de. Her biri çok anlamlı, karakterleri derinleştiren hareketlerdi.
Gelin görün ki bunları harekete geçiren ve bölüme Karen ekseninde çok depresif bir hava katan şeye, yani Wesley’nin ölümüne ikna olamadığımız için hepsi biraz havada kaldılar. Kingpin’in Urich’i öldürmesi de, eğer Wesley-Karen sahnesi daha ustaca hallolsaydı çok, çok yüksek seviyelerde vurucu olabilirdi gerçekten de. Bu hiç vurucu olmadığı anlamına gelmiyor. Bilakis, ben şu an bu satırları yazarken bir sonraki bölümü açmak için resmen titrer vaziyetteyim. Zira bliiyorum ki artık geriye sayım bitti. Daredevil ekibi topladı. Kingpin ilk hatasını yaptı. Artık bundan sonrası, dağdan aşağıya bir yarış…
Yani hakikaten söylüyorum, bu Wesley meselesinden inceden rahatsızım falan ama, hissediyorum, bundan takriben altmış dakika sonra inanılmaz dev bir tatminle kalkacağım masadan…
4 Comments
Ben Urich’in ölümü yine de beklenmedikti , bu kadar erken olmasını beklemiyordum . Tabii bir Game of Thrones etkisi yaşamasak da oldukça şaşırttı
Ben Urich, Victoria Hand.. Marvel dizileri karakterleri harcamakta cesur davranıyor 😀
Ben Urichi daily buggle da görmek isterdim
Geçen bölüm hakkında yaptığım yoruma devam ediyorum (okuyan varmı oda ayrı bir mesele tabi 😀 )
Fisk’in en güvendiği adam Wesley zehirleme olayının arkasında olsaydı, dizi çok iyi bir ikinci kötü adama kavuşacaktı. Bunun yerine dizinin en zeki elemanı gibi gösterilen Wesley’i acemice bir hatası sonucu diğer tarafa yollama kararı almışlar.
Yine zehirleme olayından gidersek Leland ve Gao elimizde kalan tek olağan şüphelilerdi ve yapanlarda onlar çıktı zaten. Dizi beni ilk 9 bölümünde aşırı beklentiye soktuğu için farklı teoriler üretmiştim kafamda.
1. Yukarıda bahsettiğim gibi Fisk’İn en güvendiği adam olan Wesleyin onu sırtından bıçaklaması olabilirdi.
2. Hastane sahnesinde Wesleyin yardımcısı yanına gelip zehirlenen diğer kişilerin öldüğünü söyledi, bir an için Vanessa’nın daha önceden zehrin ölümcül etkisini absorbe eden bir panzehir içtiğini ve Fisk’i yanındaki kişilere karşı düşman etmeye çalıştığını düşündüm. Ancak Vanessanın “savaşçı bir kadın” olması sayesinde hayatta kaldığıyla yetinmek zorunda kaldık.
4 şüpheli vardı bu olayda Wesley – Vanessa – Gao – Leland ne yazıkki en gereksiz ikili çıktı…
Son olarak hiçbir sebep olmamasına rağmen ölü Wesley’in telefonundan son aramalara bakarak annesiyle bağlantı kuran Fisk, umarım aynı zeka örneğini Ben Urichin telefonuna bakarak Karen bağlantısınıda kurabilir. Aksi takdirde her bölümde farklı zeka seviyelerine, farkli düşüncelere sahip oyunculardan oluşan bir dizi haline gelir Daredevil.
bknz: Akıllı – Tedbirli – Soğukkanlı en önemlisi çok dikkatli Wesley (ilk 10 bölüm) bir anda dikkatsiz, gerizekalı 🙂 Wesley (11.bölüm)