Merhaba arkadaşlar. Bu yazımda milyonlarca hayranı olan masaüstü rol yapma oyunu Dungeons and Dragons‘un savaşçıları için birkaç taktik ile zihinlerinizi doldurmak istiyorum.
Ben kimim? Ben yaklaşık 10 yıldır D&D oynayan (2.0’dan Pathfinder’a kadar geniş bir yelpazem var) çoğunlukla da bu yazıda detaylandıracağım karakteri oynayan bir garip savaşçıyım. Büyücülerin büyüleri bittiğinde, druid doğadan cevap alamadığında ve hırsızlar düşmanı faka bastıramadığı zamanlarda, biz, yani savaşçılar parlarız. İşte size birkaç taktik.
Oyunun ilk seviyelerinde oldukça iyi işler yapan, köylü kızlarını başarıyla bir kaç orktan kurtarıp kahraman olan bu sınıf, zamanla daha az işe yarar hale gelmekte, çok ilerleyen seviyelerde ise gelişmiş olan diğer sınıflar yanında zorlanmaktadırlar. (Büyücüler tek büyüyle onlarca kişi öldürür, hırsızlar tek hamleyle baş düşmanı bitirir, druid sınıfı ise… Neyse, hiç girmiyorum!)
Kılıcınız keskin, kalkanınız hep yukarda olsun. Haydi!
1) Savaşçının Kariyeri Önceden Planlanacak!
Günlük hayatınızda kariyer planlaması ya da gelecek planlaması yapıyor musunuz bilmem, ancak burada karakteriniz daha seviye atlamadan önce ileride neler yapmak isteyeceğine göre bazı planlar yapmanız yararınıza olacaktır. Örneğin ilerde çevikliğinizi mi kas gücünüzü mü geliştireceğinize önceden karar vermeniz, kullandığınız silah ve giydiğiniz zırhı etkileyeceğinden sizi yanlış seçim yapmaktan kurtarır.
Hemen örnek vereyim. Abdullah adlı karakter çevikliğini çok geliştirmek istemektedir. Bu yüzden bütün puanlarını çevikliğe yatırır ve hafif zırh giyer. Önceden plan yaptığı için oyun boyunca hafif zırhlar peşinde koşar (büyülü olanlar). Böylece seveceği bir hafif zırh bulduğu zaman havada atlar, mutlu mesut kılıcını sallamaya devam eder.
Ramiz ise kararsız kalmış puanlarını bir oraya bir buraya dağıtmıştır. Hangi silah ve zırhı alacağına karar verememiş, çok sayıda zırh ve silah almış, memnun olamamış ve parasız kalmıştır. Şu anda bir Helm Tapınağı’nın önünde dilenmektedir…
2) Hem de iyi planlanacak!
Karakter önceden planlanırken sadece ekipman ve dağıtılacak olan puanlar değil, aynı zamanda feat’ler de (marifet diyelim) çok iyi düşünülmelidir. Çünkü biliyorsunuz ki marifetler olmadan savaşçı, savaşçı olmaz.
Yine tam bu noktada oyuncunun ne istediğine çok iyi karar vermesi gerekiyor; örneğin oynattığı savaşçı karakteri çok kişiyle mi dövüşecek yoksa tek ama güçlü birilerine mi yoğunlaşacak, düşmanları ufak ama çok sayıda kesikle mi devirecek yoksa tek ama sağlam bir atak mı yapacak bunların kararı verilmeli ve bu kararlara göre marifetler alınmalıdır. Biraz abartıyor olabilir ama marifet seçimi bir savaşçı için ölüm kalım meselesidir bence.
3) Bir Yedek Silahın Olacak!
Game of Thrones izleyenler bilir; Bir bölümde Kingslayer sormuştu “Bazı savaşçılar ikinci bir silah taşıyorlar, hiç anlamıyorum!” diye, açıklayalım.
Savaşçının seçmiş olduğu silah canıdır, kanıdır kısacası her şeyidir. Özellikle bir çok savaşçı bir silah üstünde yoğunlaşır ve bu silahı kullanırken çok daha güçlü olur. (Ayrıntılar için bakınız Conan the Barbarian’ın büyük kılıcı) Ancak bazı sevimsiz durumlarda bu silah kırılır, çalınır ya da basitçe kişinin elinden düşer. Bu anlarda savaşçının kendini savunmak için ikinci bir planı yoksa can sıkıcı bir durum ortaya çıkar, savaşçı silahına ulaşmak için dünyanın atağını yer, kafası kolu kopar, hatta ölür. Dolayısıyla kullandığınız silahın ikincisini taşımak çoğu yerde hayat kurtarabilir. Tabi bazı Dm’ler iki adet uzun yay ya da büyük balta taşımanızdan hoşlanmayıp izin vermeyebilirler. Eğer izni koparamazsanız kendinizi savunabileceğiniz ve iş yapabilecek başka silah komboları yapın; örneğin yay kullanan bir karakterseniz ve yayınız savaş sırasında düşerse hemen uzun kılıç ve kalkanınızı çekin. Yaya ulaşıncaya kadar sizi idare edecektir (büyük ihtimalle). Önünüzdeki düşmanı hallettiğinizde yine yayınızı alır ve Legolas’lık yapmaya devam edersiniz.
4) Doğru Irk Gol Getirir!
Biliyorum, çoğu insan güzel görünüşlü, zarif, çevik, terleyince gül kokan(?) elflerden olmak ister. Elfler iyi savaşçı olur olmaz muhabbetine girmeyeceğim ancak seçtiğiniz ırkın savaşçılığa uygun olup olmadığını da göz önüne almayı unutmayın. Her ırktan savaşçı olur kesinlikle; ancak her oyuncu aynı şekilde tatmin olmaz. Bir oyuncu elbette bir gnome savaşçı olabilir, ama büyük ihtimalle diğer savaşçı ırklara göre daha az hasar vereceğinden oyuncu daha sonra karakterinden soğuyabilir. Her ırkın savaşma konusunda savaşçılığa katkı sağlayacak olan bazı bonusları vardır; ancak önemli olan (yukarıda da bahsettiğim gibi) oyuncunun karakterini sevmesidir. Bir oyuncu az hasar verdiğinden dolayı gnome savaşçıyı sevmezken başka bir oyuncu, gnome’ların boylarının ufak olmasından dolayı aldıkları defans bonusunu sevebilir. Kendinize uygun olan ırkı seçin, GM’iniz ile konuşun!
5) Ara Pas Kill Getirir!
Bir savaşçının önünde savaştığı kişi önemlidir; ama arkasındaki kişi belki de daha önemlidir. Yakın dövüşe meraklı olan savaşçıların gruptaki asıl görevleri düşmanla göğüs göğüse çarpışmak, düşman sayısı azaltmak, oyalamak vb. dir. Ancak eğer arkanızdaki ruhban (cleric, herkes anlasın diye böyle yazmaktayım) sizi iyileştirmek ve büyüleriyle destekelemek yerine alıp başını gidiyorsa, ya da grubun sağa sola ateş topu atan büyücüsü size doğru da ateş topu atmaktan bıkmıyorsa ciddi sorunlarınız var demektir. Böyle kişilerle oyun dışında konuşun. Oyun içinde konuşun. Biraz sert olacak ama olmazsa öldürün. Çünkü en beklemediğiniz anda bu kişilerden gelecek olan bir saldırı (hedefi tam siz olmasanız bile) ağır yaralanmanıza ya da ölmenize neden olacaktır. (Bakınız “yanlışlıkla” öldürülen onlarca dark elf savaşçısı)
6) Ruhbana Değil, İksire İman!
Yine savaşçı karakterlerinin sıkça unuttuğu ya da cimriliklerinin tuttuğu ve almadıkları için zor anlar yaşadı şeyler: iyileştirici iksirler. Şimdiye kadar FRP oynayan bir çok kişi gördüm. Bu kişilerin çoğu iş online oyunlara geldiği zaman onlarca iyileştirici iksir ile dolaşır, ancak daha çok emek ve zaman verdikleri masaüstü FRP karakterlerine bir şişe iksir almazlar. Arkadaşlar! Oyundaki para ile gerçek hayattaki para FARKLI şeyler. Ben şimdiye kadar bir bakkala gidip “Abi bana iki tane iyileştirici iksir. Küçük olsun. Al şu 20 TL’yi.” diyen duymadım, görmedim. Paranız olduğunda yanınıza mutlaka 1-2 şişe iyileştirici iksir alın. Grupta büyüyle sizi iyileştirebilecek karakterler olsa da kendinizi riske etmeyin. Bir şey olur ayrılırsınız, adamın büyüsü biter, birbirinize gıcıksınızdır sizi iyileştirmez (Ben yapmıştım bir kere, grubun barbarını öldürmüştüm.) Yine benzeri şekilde yanınızda taşıyacağınız 1-2 şişe ile takım arkadaşlarınızı ya da ölmemesi gereken önemli NPC karakterlerini kurtarabilirsiniz. (Ya da yaralı arkadaşlarınızın önünde içer onlara işkence yaparsınız, her durumda işe yarıyorlar yani…)
7) Kılıcı Salla, Save’leri Değil!
Dnd’de karakterlerin (Ac hariç) kendilerini savunmaları için 3 şey verilmiştir. (Fort, will ve ref.) Ben derim ki, ırkınız, rolünüz, amaçlarınız ne olursa olsun, elinizden geldiğince bunları yüksek tutmaya bakın. Savaşçıların (bana göre) dövüşürlerken en zorlandıkları kişiler büyü kullanıcılarıdır (Bu tanım için Ejderha Mızrağı’na teşekkür ediyoruz.) Büyü kullanıcılarının büyülerine dayanma şansınızı da bu 3 özellik sağlar. Farkındayım; bunları yükseltseniz bile çok zor anlar yaşayabilirsiniz ancak unutmayın ki oyunda zar var. Yani biraz şans ile bir kaç büyüyü savuşturabilir ve karşıdakinin kellesini koparmak ya da tabanları yağlamak için zaman kazanabilirsiniz.
Arkadaşlar, en yakın zamanda yazının ikinci bölümü de gelecek ve kılıç sallamaya devam edeceğiz! 20 maddeye kadar yolumuz var!
