Birçoğumuz Sinbad’ı duymuşuzdur. Hatta bazılarımız okumuş veya izlemiştir. İşte denizlerin o efsane maceracı karakteri Sinbad’ın bence en başarılı çizgi filmi olan ve benim küçük yaşlarda VCD’nin yaygın olduğu dönemlerde izleme fırsatı bulduğum, hatta şu yaşıma kadar kim bilir kaç kez tekrar izlediğim Sinbad: Yedi Denizlerin Efsanesi, küçük büyük herkesin izlemesi gereken bir çizgi film ve animasyondur.
2003 yılında izleyiciyle buluşan Sinbad, birçok kitapta ve çizgi filmde çocukluk yaşlarının anlatıldığının aksine bu çizgi filmde karşımıza 25-30 yaşlarında genç bir denizci olarak çıkıyor. 2003 yılında çıkmış olması sizi yanıltmasın, bugün izleseniz hâlâ keyif verebilecek güzellikte bir animasyondur. Her ne kadar seslendirme kadrosunda Brad Pitt gibi ünlü isimler olsa da, Türkçe dublajlı izlemenizi tavsiye ederim çünkü orijinal seslendirmeden çok daha başarılı olduğunu düşünüyorum.
Bir DreamWorks yapımı olan ve yönetmen koltuğunda Tim Johnson’ın bulunduğu, senaryosunu “Gladyatör” filminden tanıdığımız John Logan’ın yazdığı Sinbad: Yedi Denizlerin Efsanesi, oldukça olumlu eleştiriler almış ve herkesin beğenisini toplamıştır. Temelde 2 boyutlu bir çizgi film olsa da bolca 3 boyutlu sahneler de görüyoruz. Bu yüzden çizgi film-animasyon demek daha doğru olacaktır.
Harry Gregson-Williams tarafından bestelenen ve hâlâ zaman zaman dinlediğim müziklerine ise ayrıca bayıldığım Sinbad, temposunu hiç düşürmeyen ve her aksiyonlu sahnede size de o heyecanı yaşatan bir yapımdır. Baştan sona yaşanan macera ve hikâyenin işleyişi o kadar başarılı ki, çizgi filmlerin filmlerden daha etkileyici olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. Şimdi biraz hikâyesinden ve karakterlerden bahsedelim.
Hikâyemizde ana karakterimiz olan Sinbad, dünyanın en değerli objesi olan “Barış Kitabı”nın peşindedir. “Barış Kitabı” öylesine değerlidir ki çizgi filmimizin Villain’ı olan Kaos ve Huzursuzluk Tanrıçası Eris bile bu kitabın peşindedir. İşte maceracı denizcimiz Sinbad da onu taşımakta olan gemiye bir saldırı düzenler. Sinbad’ın tayfası çatışmaya başlar ancak bir süre sonra Sinbad, geminin kaptanının çocukluk arkadaşı olan Proteus olduğunu fark eder.
Proteus yaşça Sinbad’a yakındır ancak Sinbad’ın aksine maceracı bir denizci değil, bir prenstir: Siraküs Kralı Dimes’in oğlu Proteus. Çok kısa bir süre eskileri andıktan sonra Sinbad asıl amacı olan işe geri döner ve kitabı almaya çalışır. Ancak Proteus, kitabı yaşadığı topraklar olan Siraküs’e götürmekle görevli olduğunu söyler. İkili arasında bir çatışma çıkar ancak sonrasında bir şekilde iki gemi de yollarına gider. Buna rağmen Sinbad vazgeçmez ve tayfasıyla birlikte “Barış Kitabı”nın peşinden Siraküs’e gider.
Siraküs’te ise “Barış Kitabı”nın şerefine düzenlenmiş bir ziyafet ile karşılaşırlar. Proteus’un mutlulukla buyur ettiği bu ziyafette, Sinbad çocukluk arkadaşının nişanlısı olan Trakya Elçisi Leydi Marina ile tanışır ve güzelliğine hayran kalır. Ancak bunu dostu Proteus’tan saklar ve o an hissettiklerini unutmak için tayfasıyla birlikte gemisine geri döner. Gemisini yeniden denizlere açılmaya hazırlar ancak tam o sırada “Barış Kitabı”nı çalma suçundan Siraküs yöneticileri tarafından tutuklanır ve idam cezasına çarptırılır. Sinbad her ne kadar kendisinin hiçbir şey yapmadığını söylese de yöneticiler ona inanmaz.
Ancak Proteus’un dostuna güveni tamdır ve kitabı bulup geri getirmesini ister, getiremediği takdirde ise Sinbad’ın cezasını onun yerine çekmeye razı olduğunu söyler. Sinbad hiç istemese de anlaşmayı kabul eder ve kendisine kitabı getirmek için 10 gün verilir.
Sinbad kitabı aramaya hiç hevesli olmayarak gemisiyle denizlere açılır ancak gemiye kaçak bir yolcu binmiştir: Proteus’un nişanlısı Marina. Sinbad’ın kitabı aradığından emin olmak için gemiye kaçak bir şekilde girmiştir ancak Sinbad’ın hiç öyle bir niyeti olmadığını anlayan Marina, bu görevi yerine getirmesi için onu ikna etmeye çalışır. Bir şekilde Sinbad bu görevi yapması gerektiğini anlar ve “Barış Kitabı”nı aramaya başlarlar.
Böylelikle maceramız başlamış bulunur ve tabii ki bu yolculukta başlarına Kaos ve Huzursuzluk Tanrıçası Eris tarafından türlü türlü olaylar, felaketler getirilir.
Çizgi filmimizin bize ne anlattığının özeti bu şekilde yapılabilir. Bana kalsa saatlerce konuşabilirim ama siz en iyisi izleyin ve bütün maceraya kendiniz tanık olun. Hikâyenin akışını ve çizimlerin güzelliğini, aksiyon sahnelerinin verdiği heyecanı ve karakterlerin başlarından geçen olayları izlemenin keyfini yaşayın.
Açıkçası kişisel olarak bu çizgi film-animasyonun kesinlikle Sinbad ile ilgili yapılmış en başarılı eser olduğunu düşünüyorum. Sizler de bu çizgi film hakkındaki yorumlarınızı yazabilir veya Sinbad: Yedi Denizler Efsanesi ile ilgili yazımızda göremediğiniz bir detay eklemek isterseniz yorumlar kısmında belirtebilirsiniz.
Kendinize iyi bakın, macera dolu kalın!
1 Comment
Ağır nostalji içerir