Bugün Paris’te, Sony PlayStation markası için mis gibi bir konferans düzenleyip, üzerimize balyayla bilgi attı. Çikolatalı süt över gibi övdüğümüz Until Dawn’a, PlayStation VR için bir devam oyunu geleceği açıklandı mesela, yine PSVR için torbayla oyun anlatıldı, yıllardır delicesine bir merakla beklediğimiz No Man’s Sky için en sonunda bir çıkış tarihi verildi (Haziran) ve Horizon: Until Dawn gibi, Uncharted 4 gibi çok heyecanlandığımız bir dolu oyun gösterildi.

Yalnız bunların arasından, biz size özellikle tanıtmak için Detroit‘i çektik çıkarttık. Detroit, Quantic Dream‘in son oyunu. Quantic Dream’in ismini belki duymuşsunuzdur, kendileri Fahrenheit, Heavy Rain ve Beyond: Two Souls oyunlarının altına imza atan firma. Önceki iki oyunları gibi, bunu da PlayStation platformlarına, spesifik olarak PS4’e özel olarak yapacaklar. Zaten oyunun kendisi de, Beyond için yapılan teknoloji demosuna dayanıyor özünde.

Oyun bir androidin, varoluşunu sorgulama ve kendi cinsinin insanlık arasındaki yeriyle bir rahatsızlık geliştirme sürecini konu alacağa benziyor. Bu toplumda androidler mevcutlar, yaygınlar ve ekseriyetle -anlayabildiğimiz kadarıyla- ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyorlar. Şimdi biraz dürüst olayım. Ben artık biri gelip bana “Quantic Dream yeni oyun yapıyormuş” dediğinde, çok da heyecanlanamıyorum. Üç sene önce olsa, belki duvarları delerdim meraktan. Ama şu durumda, ellerinde bir harika başlayıp berbat ötesi biten oyun (Fahrenheit), bir başyapıt (Heavy Rain), bir de düpedüz vasat ve karmakarışık bir sarmal (Beyondvar. Bu yeni projeleri için koşulsuz heyecanlanmak için yeterli değil.

Üstüne üstlük, gerçekten ayrımcılık alegorisi yapan, fakat bu ayrımcılığa gerçek dünyada uğrayan kesimleri başrole oturtma cesaretini gösteremeyen hikayelerden artık çok sıkıldım. Belli ki Detroit, X-Men tarzı bir şey yapmaya kalkışacak. Ama aynı X-Men filmlerinde olduğu gibi, cinsel yönelim ya da etnik / ırksal köken gibi sebeplerden yaşanan ayrımcılığı, bembeyaz hephetero insanlarla anlatacak, gerçekten bir azınlık insanın çilelerini spot ışığına tutmaya da gözü yemeyecek. E ne bileyim, hiç girme o zaman o alegoriye yani, o da olur. Ama gireceksen de tam girsene? Ha yani, her şeyi geçtim, bu sadece bir “robot var, insan var, robot insan tarafından eziliyor” hikayesiyse, alt metin de olmayacaksa, e abim Animatrix yaptı bunu zaten?

Velhasıl, heyecanlanamadım Detroit’e. Ama fragmanını buraya iliştiriyorum. Belki siz farklı bir şey hissedersiniz. Buyurun efendim.

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.