Eğer –belli ki 2017’nin en büyük kültürel fenomenlerinden biri olacağı şimdiden kesinleşmiş– Black Panther‘ı izlemediyseniz yazının bundan sonrası spoiler olacak. Hatta baya baya filmin sonuna dair spoiler olacak, o yüzden yanlışlıkla yazıya giren arkadaşlarımızı ve bunu Facebook önizlemesinden takip edecek masumları kurtarmak adına şuraya güzeller güzeli Shuri’nin bir resmini koyuyoruz, ardından da filmi izlemişlerle yola devam edeceğiz.
Bildiğiniz gibi filmin esas teması şu soru üzerinden şekilleniyordu: Wakanda hem kendi kıtası Afrika’da, hem de diyaspora hüviyetinde dünyanın dört bir yanında çile çeken azınlıklar için, kudretini kullanarak bir şeyler yapacak mı; yoksa izolasyonist politikasına devam edip kendi yağında mı kavrulacak? T’Challa’nın aşkı ve casusu Nakia “askeri müdahale yapalım, dostlarımıza gücümüzü uzatalım” diyor; kuzeni ve düşmanı Killmonger ise “hepsini silahlandıralım ayaklansınlar” fikrini savunuyordu. En nihayetinde Black Panther neden kendisine süper kahraman dendiğini ispat etti ve “üçüncü bir yol mümkün” dedi. Getto bölgelere ilim irfan merkezleri açacağını Birleşmiş Milletler’de dosta düşmana duyurdu.
T’Challa’nın bu beyanından ve Black Panther’ın tüm dünyadaki Afrika diyasporası ile kurduğu özel bağlantıdan ilham alan Disney de bu konuda bir adım atmaya hazırlanıyor. Mega şirketin CEO’su Bob Iger, Amerika’da fırsat eşitsizliğine maruz kalan gençleri bilim ve mühendislik alanlarına yönlendirmeye çalışan Boys & Girls Club of America kurumuna 1,000,000$‘lık bir bağış yapacaklarını duyurdu. Black Panther’ın gelirlerinden aktarılacak bu bağış ile Amerika’nın Oakland dahil pek çok varoş semtine STEM merkezleri açılacak. Aynı filmin sonundaki gibi.
Disney kapasitesindeki bir şirket için bir milyon dolar komik bir para. Bob Iger tuvalete giderken daha çok para kazanıyor, farkındayım. Ancak öte yandan, T’Challa’nın en sonunda ırkdaşlarının sonunu taşla sopayla değil, ilim ve irfanla çözmeye karar vermesi çok fiyakalı bir hareketti ve Disney’nin de bu hareketi yankılamış olması bizce az da olsa takdiri hak ediyor. Üstelik, Black Panther’ın bir kültürel fenomen olarak da kudretini arttırıyor. Dedik ya, filmin kendisi düz. Ama meta-film hayatına çok ilginç başladı, çok ilginç gitmeye de devam ediyor.