Pokémon Go’nun ilk çılgınlığı yavaş yavaş yerini bir çıt daha akil seslere bırakmış vaziyette. Bundan kastımız da, cicim aylarının biraz bittiği aslında. Oyunun basit ama dahiyane fikrine olan gürültülü hayranlığın arasından bir takım eleştiriler de yükseliyor. Elbette bir bölümü –iOS’ten oynayanların zırt pırt login olmak zorunda kalmaları– bizim henüz legal erişemiyor olmamızdan kaynaklanmakta, ama Niantic’in temel yazılımında da sıkıntı var.
Evveliyatla en büyük problem PokéStop’lar. Oyun PokéStop’ların verisini, Niantic’in bir önceki oyunu Ingress’te oyuncuların etkileşimleriyle oluşturulan Portal noktalarından çekiyor. Orada oyuncuların sık ziyaret ettiği ve önemli bir nokta olarak işaretlediği yerler PokéStop oluyorlar. Bu gayet güzel, insanı adeta bir kültür avına çıkmaya itiyor. Ancak işin içerisinde kontrol olmadığından, bazı sıkıntılar da var.
Bunlardan bir tanesini yine herkesin haddinden fazla ciddiye aldığı alakasız bir kurumun, alakasız bir yetkilisi dile getirince konuşmaya başlamıştık zaten: Camilerde PokéStop. Tabii ki yetkili abiyi yerdik biraz ama, söylediği saçmalığın içerisinde –Pokémon Go yasaklansın çünkü gençlerimize camileri kirlettirip zehirliyorlar minvali bir saçmalamaca- haklılık payı da var. Benzer şeyleri kütüphane ve müze sahipleri de söylüyorlar. Dahası, tersi de mümkün. Bazı oyuncular da kendi etraflarında vakti zamanında kimse Ingress oynamadığı için, özellikle kırsal bölgelerde, PokéStop ya da Gym bulamıyorlar.
Niantic işte bunun çaresini buluyor ve hem PokéStop hem de Gym’ler opsiyona bağlanıyorlar. Bundan sonra bölgenizde bir PokéStop ya da Gym istiyorsanız, lokasyonu –tercihen koordinasyonları ile birlikte Niantic’e bildirmeniz yeterli. Onlar bir inceleme yapıp, uygun görürlerse o lokasyona bir Gym / PokéStop attıracaklar. Aynı şekilde eğer dilerseniz, işletmeniz veya kurumunuzu bu listeden de çıkarttırabiliyorsunuz. O zaman da süreç başka işliyor elbette. Bize soracak olursanız, çok makul bir karar olmuş. Özellikle kırsal yerlerde yaşayan insanlar için çok doğru bir şey. Bakalım, siz ne diyorsunuz?