Sitemizde geçtiğimiz günlerde yayımlanmış olan, şuradaki detaylı ve akıl çelici Fleabag incelemesinden sonra, bu diziyi izlemezsem cidden eksik kalacağımı hissettim. Boş vaktimin olduğu ilk tüm günümü diziye harcadım, iki sezonu birden tamamladım ve insanların neden bu diziyi sevdiklerini de çok iyi anladım. Ancak benim açımdan şöyle bir sorun vardı, bu hikâyeyi daha önce This Way Up isimli başka bir dizide, farklı bir şekilde izlediğimi düşünüyordum.

Fleabag üzerine yazılabilecek olan incelemelerin en güzellerinden birini Aslı kaleme aldı. Ben de içimdeki diziyi övme isteğimi, benzer bir hikâyeyi büyük talihsizlikle daha önce izlediğim başka bir dizi üzerinden gerçekleştirmeye karar verdim. Böylece benzer tema ve benzer karakterlerin, diğerlerinin arasından hangi noktalarda öne çıktığını da biraz tartışma imkânı bulacağız.

This Way Up
aine - this way up

Ağustos 2019’da yayın hayatına başlayan dizi, esas olarak mutluluğu arayan ancak bu yolda çok fazla zihinsel ve sosyal engelle karşılaşan, sıra dışı olarak nitelenebilecek Aine isimli genç bir kadının bocalamalarını anlatıyor. Aine, oldukça ilginç bir insan; niş bir mizah anlayışı, sıradana uyum sağlamakta zorlandığı bir yaşam tarzı ve toplumun genelince hoş karşılanmayacak cinsel dürtüleri var. Bunların bir birleşiminde de yalnızlığa mahkûm kalıyor. Bir noktadan sonra sinir krizi geçiriyor ve intihar ediyor, dizi de intihar girişiminden sonra yatırıldığı rehabilitasyon merkezinden çıkış yaptığı günde başlıyor.

Fleabag ile This Way Up, her ikisi de İngiliz kara komedisi yahut belki daha doğru tabirle dramedisi olan bu iki yapımın, hangi noktalarda benzeştiğini yukarıdaki paragraftan yola çıkarak az çok anlamışsınızdır diye düşünüyorum. Zaten bu benzerlik artık kör göze parmak olduğu için birçok yerde de konuşuluyordu. Ama iki diziyi de izlememiş olanlar için biraz daha açıklayıcı olabilmesi için biraz üzerinde durmak lazım.

Ailel-r: Aine (Aisling Bea), Eileen (Sorcha Cusack), Shona (Sharon Horgan)

Hem Aine’in hem de Fleabag’in aile ilişkileri travmatik. Fleabag, annesini kaybetmiş; babası ise eşinin ölümünün ardından Fleabag’in de vaftiz annesi olan başka bir kadınla bir ilişkiye başlamış. Vaftiz/Üvey anne de bu geçişi kolaylaştırmıyor açıkçası, iğneleyici üslubu ve alttan alta belki kötü niyetli olmasa bile baba ve kızların arasını açmaya çalışması söz konusu. Ablası, olabildiğince başarılı bir iş kadını, kontrollü ve ciddi bir insan. Yani bir manada Fleabag’in aksine, toplumun uygun gördüğü “iş bul, evlen, çocuk yap” üçgenini tamamlamasına birkaç adım kalmış. Bunlara Fleabag’in genel olarak sınırlarda gezen kişiliği ve sosyal uyum bozuklukları eklenince, ailenin sevilmeyen kızı oluyor.

This Way Up’ın Aine’inde ise hayatta kalan taraf anne ancak zorlayıcı, beklentisi yüksek ve memnun edilemez bir anneden bahsediyoruz. Kendi gençliğinde başarılı ve ünlü birisiymiş, kızlarının da kendisi gibi olmalarını istiyor ama bir yandan da kendisini gölgelememelerine çabalıyor. Bu açıdan bir kıskançlığı var. İki kızından ilki, hayallerine daha yakın, kendisini sosyal hayatta ayıplatmayacak başarılı bir işe ve ortalamanın üstünde bir yaşama sahip. Aine’in ise sınırlarda gezen bir kişiliği ve sosyal uyum bozuklukları var; hâliyle o da ailenin sevilmeyen kızı.

İki dizi de insanların çocuk yetiştirirken yaptıkları hataların ilerde büyüyen çocuklar üzerinde ne derecede etkili olacağını işlemekte başarılı. Fleabag‘de çocuklarıyla yakınlık kuramayan, onlardan kaçan ve mesafesini korumadığı sürece rahatsız olan bir baba var. Bunun nedenini tam olarak anlayamıyorsunuz; anneleri öldüğü için mi böyle olmuş, yeni eşi ile kızların arası limoni diye mi böyle davranıyor yoksa tamamen Fleabag’in uçarılığı ile ilgili bir durum mu söz konusu? Ama neticesinde dizi size babanın yaşadığı travmayı yansıtmanın ve onunla da empati kurdurmanın bir yolunu buluyor; genelde tam tersini söylerler ama kızlar babaların hayatını mahveder, diyor.

This Way Up ise annenin neden kızlarıyla yakın bir ilişki kuramadığını en başından belli ediyor; geçmişte yaşanan parlak anların özlemini çeken bir kadın, çocukları da parlamadıkça kendi ışığının söndüğünü hissediyor. Aine’in hayatı ise parlaklıktan çok uzak, o karanlıkta yaşıyor. Onun bu yapısı anneyi sürekli üzerinde baskı kurmaya itiyor. Kızıyorsunuz ama neticesinde onunla da bağlantı kuruyorsunuz çünkü Aine ile nasıl anlaşabileceğini bilmiyor.

Abla ve Kardeşfleabag - claire

Her iki dizide de iş hayatında (hem de birebir aynı sektörde) çalışan, başarılı, düzenli bir hayat yaşayan ancak evlilik / ilişkilerinde mutsuz ve küçük kardeşlerinin sorumsuzluğunun yükü altında ezilen ablalar var.

Fleabag’in ablası Claire, düzenli bir hayata olan umutsuz ihtiyacı ve birkaç bölümden sonra iyice anlaşılan bağımlı kişiliği sebebiyle aslında hiç sevmediği, pasif bir insan olduğunu düşündüğü eşiyle olan evliliğini sürdürüyor. Ancak daha sonra işi vesilesiyle ortaklık kurduğu Klare isimli bir adamla tanışıyor ve bu evlilikten çıkış yolunu, korkarak da olsa aramaya başlıyor. This Way Up’ta Aine’in ablası Shona için de durum neredeyse aynı, uzun zamandır sürdürdüğü ve her şeyin yerli yerinde olmasından mutluluk duyduğu bir ilişkisi var. En azından dışarıdan bakınca böyle ama Shona evlenmek istemiyor. Bir noktadan sonra, işi vesilesiyle bir kadınla tanışıyor ve kısa süre içerisinde de bu kadına âşık oluyor.

İki ablanın ilişkilerinde de küçük kız kardeşleri bir yük olarak beliriyor. Bunu zaman zaman ansızın çiftlerin evlilik hayatına müdahale ederek yapıyorlar zaman zaman da kendi kişisel bunalımları nedeniyle ablalarının hayatlarına devam etmesine istemeden de olsa engel olarak. İki kadın da neticesinde eşleri ve kız kardeşleri arasında kalıyorlar. Kız kardeşlerinin istikrarlı olmayan psikolojileri ve önceki yaşanmışlıklarından getirdikleri hatalı tercihleri ise haksız olarak eşlerini seçmelerine neden oluyor.

Yeni bir iş teklifini, “Şehri terk edersem kardeşime ne olacak” düşüncesiyle reddetmelerinden, Aine ve Fleabag’in parasal sıkıntılarına; hatta her iki kız kardeşin de ablalarının şirketinin düzenlediği “En başarılı iş kadınları” etkinliğine katılmasına kadar benziyor abla – kardeş ilişkileri. Ve iki dizi de sizi hem ablaların kardeşlerine bakışlarında – zaten sığınacak limanı olmayan – bu iki karakterin güvendikleri tek dağdan sevgiden çok acıma bulmaları sebebiyle sizi onlara düşman edecek raddeye getiriyor hem de aslında o iki karakterin ikisinin de ablasının sırtına ne kadar yük bindirdiğini anlamanızı sağlıyor.

İkili İlişkiler

fleabag - hot priest

Hem Fleabag hem de Aine, yalnızlıklarını cinselliğe dayanan ilişkilerle örtmeye çalışıyorlar. Her ikisi de bu gaye ile asla istemedikleri ve sonrasında pişman oldukları, çoğunlukla tek gecelik ve uygunsuz birliktelikler yaşıyorlar. Dizinin başlarında hem Fleabag’in hem de Aine’in bir ayrılıp bir barıştıkları eski sevgilileri var. İlişkilerin dinamikleri, erkek rollere yazılan karakterler sebebiyle ayrılıyor ama iki kadının da istikrar yahut ilgi arayışıyla eski sevgililerine dönmeleri benzer.

Onları bıraktığımız yerde ise her ikisi de etik karşılanmayacak ve bir anlamda yasaklanmış insanlarla (Fleabag – Peder / Aine – Patron) hem kendilerini hem de karşılarındakini zor durumda bırakacak olan, imkânsız bir ilişki denemesine girişip beklenen şekilde başarısız oluyorlar. Fleabag’in, iki fantezi eşleşmesinde seçtiği taraf rahip olduğu için biraz daha sınırları zorladığını düşünebiliriz ancak işleniş bakımından Aine ile işvereninin ilişkisi de yeterince zorlayıcı.

Çünkü patron herhangi bir iş yerindeki güçlü, yakışıklı yahut anlayışlı zengin adam değil. Aine onun ağır geçen bir boşanmanın ardından hiç tanımadığı babası ile hiç tanımadığı bir yerde yaşamak zorunda kalan oğluna İngilizce öğretmek için giriyor hayatlarına. Çocuk ile aralarında büyük ama hassas bir bağ gelişiyor. Bir de tabii, Aine’nin ilişkisi biraz daha gerçekçi diyebiliriz. Fakat her ikisinde de yaşananları onaylamasanız bile iki yalnız ruhun birbirini bulması söz konusu olduğu için yadırgayamıyorsunuz.

Travmalar

Fleabag’in bizim içine dâhil olduğumuz en büyük travması en yakın arkadaşının kazara kendisini öldürmesiydi. Pardon, düzeltiyorum; en yakın arkadaşının sevgilisiyle beraber olarak onun ölümüne sebep olmasıydı. Yaşanan bu olayı baskılamaya çalışıyor, başarılı olamadıkça kendisini alkole ve yüzeysel cinsel ilişkilere veriyordu.

Aine’in en büyük travması da temelde benzer ama farklı bir eksende gelişiyor; Aine zaten yalnızlık ve uyumsuzluk hissiyle kuşatıldığı hayatında sevgilisi tarafından aldatıldığı için intihar ediyor. Hayatta kalıyor ancak hayatına devam etmek için bulduğu yöntem Fleabag ile aynı; hiçbir şey olmamış gibi davran, intihar ettiğini herkesten gizle ve bulduğun her erkekle seviş.

Her ikisi de özünde iyi, gülümsemeyi ve güldürmeyi seven ancak derinde bir yerde parça parça olmuş insanlar. Bu parçalar onların kaş yaparken göz çıkarmalarına da sebep oluyor. Parçalarını toplamak kolay değil, çoğu zaman olduğu gibi bırakmak da daha kolay geliyor. Ancak ikisi de dizi bölümleri arasında atlanan zaman dilimlerinde değişmeye çalışıyorlar.

Benzer İşlerthis-way-up-aine-1564573743

Fleabag ve This Way Up aynı temaları, neredeyse aynı tipte karakterler ve benzer olay örgüleri üzerinden, bir de aynı türde işliyor. Ancak birinin adını duymayan kalmıyor, diğerinden ise çoğu kişinin haberi bile olmuyor. Bunun açıklamasının “Demek ki aralarından biri daha başarılı” olduğunu, aynı temayı işleyen pek çok eser için rahatlıkla dile getirebiliriz. Ama “Hangi açıdan?” diye sorduğumuzda, en azından Fleabag ve This Way Up örneği için bu sorunun yanıtı bence daha iyi yazılmak, insanları daha çok güldürmek veya daha iyi oyunculuk performansı gibi net bir sebep ile ilgili değil.

Benzer işlerden birinin daha başarılı olduğunu söylediğimiz zaman durum hemen her zaman şöyle bir şey oluyor; iki kişinin aşkını anlatan tonlarca film var ama bunlardan sadece üç – beşi başarılı, geri kalanı ise vasatın altında. Laf gelişi tema olarak aşk dedim ama ölüm, arkadaşlık vb. pek çok şey için de böyle bu. Fleabag ve This Way Up için bunu söylemenin de o kadar kolay olduğunu düşünmüyorum çünkü ayrı ayrı düşündüğüm zaman ikisi de başarılı yapımlar. Bu yüzden bence iki dizi arasındaki farklılığın başarı ekseninde ve nitelik odaklı değil, ortaya çıkan işe verilen tepkiler bakımından değerlendirilmesi gerekiyor.

Farklı Tepkilerfleabag2

Yazı boyunca yapmaya çalıştığıma benzer şekilde bir eseri incelerken yahut nesini sevip nesinden hoşlanmadığımıza karar verirken; karakterler, yer, zaman, konu, biçim, görsellik vb. pek çok parçasını ayrı ayrı konuşup değerlendiriyoruz. Çünkü netice olarak onun, kendisini oluşturan parçaların bir bütünü olduğunu biliyoruz. Bu da bizi dolaylı yoldan da olsa ortaya çıkan şeyin sadece parçaların toplamı olduğu yanılgısına götürebilir. İkiyle ikiyi toplayıp dört buluyoruz, daha normal ne olabilir?

Peki, This Way Up ve Fleabag örneğinde olduğu gibi bütün parçalar kendi başlarına benzer ve hemen hemen aynı nitelikte oldukları zaman da aynı şeyi söyleyebilir miyiz? Bu iki dizinin türü, teması, hikâyesi, karakterleri ve mizah anlayışı olabildiğince ortak. Fakat parçalar birleştiğinde ortaya çıkan şeye verdiğimiz tepki tamamen farklı. Bütün, parçaların birleşiminden oluşur ama birleşmiş parçaların toplamından da fazlasıdır. İki artı iki, eşittir, dört artı bir.

Artı birlik kısımda “Nasıl” sorusunun cevapları var. Anlatılan hikâyeden çok, o hikâyeyi nasıl anlattığımız önemli. Fleabag ve This Way Up örneğinde ise tam olarak bir hikâyenin parçalarından çok, o parçaların nasıl birleştiği önemli. Doğru parçaları, doğru diğer parçalarla eşleştirmekten bahsediyorum.

Fleabag, dördüncü duvarı yıkması ve izleyiciyi de hikâyeye olabilecek en şık şekilde katmasıyla This Way Up’tan ayrılıyor. Onu başarıya taşıyan nedenlerden biri elbette bu ancak bunu komedide yapan ilk dizi Fleabag değildi. Öte yandan aynı tekniği This Way Up için uygularsak aynı sonucu elde etmeyeceğiz. Dolayısıyla tek neden bu değil.

Fleabag’in yazarı, Aslı’nın da inceleme yazısında söylediği gibi müthiş bir komedi zekâsına ve güçlü bir kaleme sahip, bu da dizinin öne geçmesine katkı sağlamıştır. Ancak bu da tek başına yeterli bir sebep değil çünkü 1) This Way Up’ın yazarlığı kötü değil, 2) Phobe Waller-Bridge This Way Up’ı yazsa idi dizilerin nitelikleri tamamen yer değiştirmeyecekti.chris geere

Başrollerin ve oyuncuların performansı büyük bir etken. Fleabag’in oyuncular konusunda tartışmasız bir artısı da var; Olivia Colman ve Andrew Scott gibi daha tecrübeli ve bilindik oyuncular dizide yer alıyor. Ancak bu da yine iki sebeple tek başına açıklayıcı olamaz. Birincisi başrol Aisling Bea’nin belirli bir karizması ve iyi bir oyunculuğu var; ikincisi de her şeyi aynı bırakıp sadece Andrew Scott ile Chriss Geere’i yer değiştirsek de bütün için çok bir şeyin fark edeceğini zannetmiyorum.

Netice olarak elimizde kalan tek tek hangi parçaların daha güzel olduğu değil, hangi parçaların hangileriyle birleştirildiğinde bütünleştiği sanırım. Fleabag, This Way Up’tan iyi oyuncular, iyi bir yazarlık, dördüncü duvarı yıkmak, anlatımda farklı bir yöntem izlemek yahut gerçekçilik bakımından değil; bütün bunları aynı anda yapmayı akıl etmek bakımından izleyiciden daha iyi tepkiler alıyor.

Bu vesileyle Fleabag’e bir kez daha şapka çıkartıyor, izlemeyenleriniz varsa bir an önce başlamanızı diliyorum. İzlediyseniz ve beğendiyseniz de benzer bir tat bulacağınız This Way Up’a bakmanızı tavsiye ediyorum. Sonrasında da çıkarımlarıma katılıp katılmadığınızı yazın, birlikte konuşalım!

Author

Editör-in-çiif. Hayvan dostu, çokça yalnız; ismiyle müsemma ama çoğunlukla zararsız. İyi tavsiye verir, geç olana dek ciddiye alınmaz. Her geçen gün bitkinliğine şaşırarak ‘takı taluy takı müren‘ arıyor.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.