She-Hulk dizisi geldi geçti fakat arkasında birçok tartışma bıraktı. Sosyal mecralarda yayılan “Marvel Cinematic Universe eski tadını vermiyor” fısıltıları She-Hulk ile birlikte iyice ayyuka çıktı. Açıkçası She-Hulk bana göre iyi bir fikrin, çok yanlış bir şekilde icra edilmesiyle ortaya çıkan bir yapımdı. Ne yazık ki biraz Marvel’ın genel kötü gidişatının günah keçisi olarak seçildi. Neyse, bugünkü konumuz She-Hulk dizisinin iyi ya da kötü olması değil, bugünkü konumuz; She-Hulk’un bize kattıkları. Eğer She-Hulk izlemediyseniz ve izlemeyi de düşünmüyorsanız, bu yazımız size She-Hulk dizisinin Marvel Cinematic Universe’e getirdiği yenilikleri anlatacak. Eğer dizinin sezon finalini izleyecekseniz ya da spoiler yemek istemiyorsanız yazıdan uzak durmanızı öneririz.
Geldim İşte Dostum, Yüzün Gülsün Be!
She-Hulk dizisinden gelen ilk fragmanlarda hemen hemen herkesin ilgisini çeken tek şey Daredevil’ın, çizgi romanlardan hatırladığımız sarı kostümüyle ortaya çıkmasıydı. Hatta bazılarımız sırf bu yüzden diziyi izledi desek yalan olmaz. Her hafta dizide boy göstermesini beklediğimiz Matt Murdock, sekizinci bölümde karşımıza çıktı. Biz de Marvel’ın Daredevil portresine kısa bir bakış atma fırsatı bulduk. Tabii She-Hulk’a gelen genel kötü yorumlardan Matt Murdock da nasibini aldı.
Açıkçası ben dizide bize gösterilen Daredevil portresini beğendim. Ya da en azından “Güzelim karaktere ne yapmışsınız!” dedirtmedi bana. Biraz daha esprili ve güler yüzlü olduğunu kabul ediyorum ama Matt Murdock’ı, Netflix’ten değil de çizgi romanlardan tanıyanlar, onun bu hâline alışıktır diye düşünüyorum. Ayrıca küçük de olsa Netflix dizilerine selam çaktıkları koridor sahneleri, Marvel’ın Daredevil’ının aksiyon anlamında bize neler verebileceğini gösterdi. Bunlar şimdilik küçük birer done tabii. Asıl Daredevil’ı kendi dizisinde izleyeceğiz.
Pirinç Tanesi Kadar İleri Gidemeyen Abomination
Dizi başladığında Abomination’ın bu kadar hikâyenin ortasında yer alacağını düşünmemiştim açıkçası. Öte yandan She-Hulk dizisinin Abomination’ı klişe bir şekilde ana villain olarak değil de barışmamız gereken bir karakter olarak tanıtmasını beğendim. En son Shang-Chi filminde, Wong ile illegal dövüşlere katılırken gördüğümüz Abomination’ın kararlarının sonuçlarını izledik She-Hulk dizisinde. Fakat dizinin sonucunda ne oldu biliyor musunuz? Başladığımız yere geri döndük.
Jennifer Walters’ın büyük çabaları sonucunda, bir daha Abomination’a dönüşmeme şartıyla özgürlüğüne kavuşan Emil Blonsky, sezon finalinde gizli gizli Abominaton’a dönüştüğü ortaya çıkınca yeniden hüküm giydi. Fakat bu kadarla da kalmayan dizimiz, Wong’un bir kez daha Emil Blonsky’i hücresinden kurtarırken gösterdi. Böylece She-Hulk dizisinin başında Wong ile serbestçe gezdiğini gördüğümüz Abomination’ın karakter hikâyesi bir santim bile ilerlemedi. Anlayacağınız, She-Hulk dizisini izlemeyen biri hiçbir şey kaybetmemiş oldu bu konuda.
Hulk Baba Oldu!
Eğer She-Hulk dizisini hiç izlemezseniz sanırım MCU adına kaçıracağınız en büyük ayrıntı bu olacaktır. Dizinin başında Jennifer’ın güçlerini kazanmasına sebep olan ve daha sonra ona Hulk olmayı öğreten Bruce Banner, sezonun ortasında Sakaar gezenine gitmek zorunda kaldı. Biz onun hikâyesinin bundan ibaret olduğunu düşünürken, bir anda sezon finalinde oğlu Skaar ile birlikte karşımıza çıktı ve hepimizi şaşırttı.
Çizgi roman okurlarının yakından tanıdığı Skaar ilk olarak World War Hulk çizgi romanlarında gördüğümüz bir karakter. Daha önce size anlatma fırsatı bulduğumuz ve MCU’da Doctor Strange in the Multiverse of Madness filminde izlediğimiz Ilimunati’nin, Hulk’un Dünya gezegeni için çok tehlikeli olduğuna karar vererek onu Sakaar gezegenine yollamasıyla başlayan bu çizgi roman serisi, Hulk’un en önemli hikâyelerinden biri olarak kabul edilir. Peki, biz MCU’da daha önce Sakaar’ı nerede gördük ve Hulk nasıl bir anda çocuk sahibi oldu?
İşin aslı şu ki bir anda olmadı. MCU’da ilk kez Thor: Ragnarok filminde gördüğümüz Sakaar gezegeni, uzun bir süre Hulk’un yuvası oldu. Avengers: Ultron’da gerçekleşen Sokovia Savaşı’nın ardından Quinjet’e atlayarak ortadan kaybolan Bruce Banner, Thor kendisini bulana kadar tam iki yıl boyunca Sakaar’da kaldı. Bu iki yılda Bruce Banner’ın ne yaşadığını şimdiye kadar bilmiyorduk. Açıkçası şu anda da bilmiyoruz. Sadece artık Hulk’un, Sakaar gezegeninde kaldığı iki yıl içerisinde Skaar isimli bir çocuğu olduğunu öğrendik.
Sanıyorum sadece bu detay bile Marvel Cinematic Universe’ün artık o kadar da planlı olmadığını kanıtlıyor. Önceden ilmek ilmek, detay detay dokunan sinematik evren artık geçmişe yama yaparak, eski cümlelerin arasına parantezler açarak ilerliyor. Şahsen benim de bundan dolayı büyük tadım kaçıyor. İster misiniz bir de bunlar böyle böyle World War Hulk hikâyesini uyarlamaya çalışsınlar. İşte o biraz Skaar.