Sevdiğimiz bir diziyi uzun süre beklemenin iyi ve kötü yanları var. Kötü yanların en başında tek başına “beklemek” geliyor tabii ki. Günler, haftalar, aylar hatta bazen yıllar boyunca kavuşamıyoruz sevdiğimiz yapımlara. Bazen de kavuşunca öyle kötü bir sezonla karşılaşıyoruz ki keşke kavuşmasaydık diyoruz! Tabii her zaman böyle olmuyor ve sabrın sonunda selamet olduğunu hatırlatırcasına bazen güzel devam sezonlarına kavuşuyoruz. The Boys’un üçüncü sezonu benim için tam olarak böyle bir sezon. İkinci sezonun vasatlığının ardından bu sezon ilaç gibi geliyor, her hafta cuma gününü iple çekiyorum. Bu yüzden daha fazla lafı uzatmadan hemen The Boys’un “Glorious Five Year Plan” ismindeki üçüncü sezon dördüncü bölümünü spoilerlı olarak incelemeye başlayalım.

Geçen hafta yine yazımın sonlarına kadar dayanmıştım ama bu hafta Homelander karakterini överek başlayacağım. The Boys senaristleri bir sosyopat nasıl yazılır diye Hollywood’a ders veriyorlar resmen. Homelander’ın attığı bir bakış, söylediği bir söz, yüzündeki tek bir mimik bile tüylerimin diken diken olmasına sebep oluyor. Hatırlarsınız geçen hafta Homelander ile aynı karede yer alan kimse güvende değil diyordum bu hafta, söylediğim şeyin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Hughie ve Butcher uzaktayken Starlight’a destek olacağını umut ettiğimiz Supersonic’in hazin sonu hepimizi şoke etti.

Bir karakterin zalimliğini betimlemenin birden fazla yolu vardır. Karakterimizi yavru bir köpeğe tekme atarken, kendinden daha güçsüz birini ölesiye döverken ya da kalabalık bir grubu öldürürken gösterip, ondan nefret etmemizi sağlayabilirsiniz. Nitekim The Boys daha önce bunları yaptı, köpeğe tekme atma kısmı hariç, henüz kimse o kadar kötü olmadı. Fakat bu bölüm The Boys senaristlerinin, Homelander’ın zalimliğini göstermek için seçtikleri yola çok büyük saygı duydum. Homelander’ın, Starlight’a “Sana bir şey göstereceğim nefesin kesilecek” deyip Supersonic’in paramparça olmuş cesedini göstermesi, karşımızdaki insanın sıradan bir katil olmadığını gözler önüne seriyor.

Bu bölüm sevgili The Boys dizimiz sadece Homelander’ın ne kadar zalim olabileceğini iyi betimlemekle kalmadı, dizinin içerisinde yer aldığı dünyaya dair yeni bir bakış açısı yakalamamızı da sağladı. Bu zamana kadar Amerika’da yaşan süper kahramanlar ve büyük şirketlerin parodilerini anlatan The Boys, ilk defa kafasını Amerika’dan dışarıya çevirdi. Kendilerine “Süper kahramanların yaşadığı bir dünyada Amerika’nın en büyük düşmanı Rusya nasıl görünürdü?” sorusunu soran senaristler bana göre oldukça tatmin edici bir cevap bulmuşlar. Seven’daki süper kahramanları aşağılayan grafitilerle dolu olan Rusya sokaklarını görmek oldukça güzel bir deneyimdi. Keşke bu konuyu ilerleyen zamanlarda biraz daha açsalar ama o kadar vakit olmayacak sanırım, zira işler giderek kızışıyor.

Geçtiğimiz bölüm Soldier Boy hakkında gerçeği öğrenen ya da en azından öğrendiğini düşünen Butcher, ekibini arkasında Rusya’ya sürükledi. Bir önceki bölümde kullandığı V-Serumu bu bölümde de etkilerini göstermeye devam etti. Sezonun başında Stan, bu serumun sadece yirmi dört saatlik bir etki gösterdiğini söylese de gördüğümüz kadarıyla yan etkileri yirmi dört saatten daha fazla sürüyor. Ayrıca Butcher, bu seruma giderek daha fazla bağımlı hâle geliyor gibi gözüküyor. Tabii şimdilik bu bağımlılığın, kimyasal olarak seruma olan bir bağımlık olup olmadığını bilmiyoruz. Belki de Butcher kontrolsüz güce bağımlı olmuştur.

Bana göre bu sezon Homelander ve Butcher üzerinden hem mükemmel bir kontrast oluşturuyor hem de ikili arasındaki sınırların aslında ne kadar ince olduğunu gösteriyor. İlk bölümlerde Butcher ile Homelander’ı yan yana oturtarak “Aslında ikimiz de aynı şeyi istiyoruz” cümlelerini kurdurtan The Boys dizimiz, intikamdan başka hiçbir şeyi düşünmeyen Butcher’ın nasıl giderek Homelander’a benzediğinin altını çizdi bana kalırsa. Kimiko’yu hiç düşünmeden bir intihar görevine yollayan Butcher’ın takım arkadaşlarına en fazla Homelander’ın Seven’a verdiği kadar değer verdiğini görmüş olduk, en azından bu bölümlük. Umut ediyoruz ki Butcher gittiği bu kötü yoldan döner ve her şeyi eski hâline döndürür.

Bu bölümde beni en çok şaşırtan olaylardan biri hiç şüphesiz Victoria Neuman’ın, Stan’e olan ihanetiydi. Homelander’ın karşısındaki en büyük engel olarak gördüğüm Stan’in böylesine büyük bir ihanete uğraması ve denklemden çıkarılması beni şok etti. Yine de elindeki tüm gücü kaybetmesine rağmen Stan’in, Homelander gibi bir sosyopatın karşısında hâlâ dik durabilmesi inanılmaz etkiliyor beni. Belki uçuk bir örnek olacak ama aklıma Cersei ile Littlefinger arasında gerçekleşen “Power is power” sahnesini hatırlıyorum Homelander ve Stan’in konuştuğu sahnelerde, dolayısıyla ürperiyorum.

Son olarak geçen hafta Soldier Boy’un başına neler geldiğini merak etmiş, acaba karakterin sadece flashbacklerde mi yer alacağını sormuştuk. Dizimiz konuyu fazla uzatmadan bu bölümde, Soldier Boy’un neler yaşadığı hakkında fikir sahibi olmamızı sağladı. Grace Mallory’nin anlattığı olaylar sırasında Rusya tarafından öldürülmeyip ele geçirilen Soldier Boy, üzerinde deneyler yapılarak bir silah hâline getirilmiş. Bunu da kafasından bir kurşun yemesine rağmen kendini iyileştirebilen Kimiko’nun, Soldier Boy’dan yediği saldırı üzerine ağır bir şekilde yaralanmasından anlıyoruz. Yani anlayacağınız Soldier Boy’u ve dolayısıyla Homelander’ı öldürecek bir silahı bulmak için Rusya’ya kadar giden Butcher ve ekibi, çok önemli birkaç bilgi edindiler. Birincisi Soldier Boy’u öldürebilecek bir silah yok zira Soldier Boy ölmemiş… İkincisi ise Homelander’ı öldürecek silah bizzat Soldier Boy’un ta kendisi!

Bu noktadan sonra Soldier Boy’un nasıl davranacağı, bizimkilerin yanında savaşıp savaşmayacağı, savaşsa bile bunu hangi motivasyonda yapacağı konuları büyük bir merak konusu olacak. Bunu da ilerleyen bölümlerde göreceğiz. Son olarak bu bölümde A-Train’in, Kendall Jenner’ın yaptığı Pepsi reklamıyla dalga geçmesine ve Hughie’nin süper güçlerini kullanırken çıplak kalmasına çok güldüğümü belirtmek isterim. Klasik bir Hughie bahtsızlığı ya!

Siz nasıl buldunuz bölümü sevgili geekler? Sizce Kimiko ölecek mi, The Boys dağılacak mı, Homelander’ın zalimlikleri son bulacak mı? Yorumlarınızı ve teorilerinizi mutlaka bekliyorum.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.