The Witcher Hype Treni’nde bu hafta, daha önce şu yazıda da kendisinden dolaylı olarak bahsettiğimiz bir karakteri, bu sefer doğrudan kendisine odaklanmak üzere kompartımanımıza davet ediyoruz. Blaviken ve Stregobor’dan bahsettiğimiz söz konusu yazıda, karakteri canlandıracak olan oyuncuda bir değişim yaşanıyordu, değişimin neden olduğu yahut oyuncu seçiminin neden iptal edildiği ile ilgili bir fikrimiz yoktu. O zamandan bugüne kadar geçen süreçte yeni bir tanıtım filmi ve yeni görseller servis edildi; böylece karakteri tam da olması gerektiği gibi göreceğimizi, kendisini canlandıracak olan yeni oyuncu ile birlikte öğrenmiş olduk.
Uyarı: Okuyacak olduğunuz yazıda serinin kitapları ve yer yer oyunları hakkında ufacık spoiler’lar bulunabilir ancak bunlar, diziyi izleme zevkinizin önüne geçmeyecek şekilde özenle ayarlanacaktır.
Renfri Kimdir?
Emma Appleton’ın hayat vereceği Renfri, Creyden Prensi Fredefalk’ın kızıdır. Yani ona Prenses Renfri olarak hitap etmek daha doğru olacak gibi gözüküyor. Ancak işin içinde bir üvey anne, bir lanet ve bir de uzun yıllar süren kovalamaca var. Bu da onun sıradan bir masal prensesi olarak değil; Pamuk Prenses’in acımasız bir yorumu olarak karşımıza çıkmasına neden oluyor.
Renfri ve onun yaşadıkları hem zamansal açıdan hem de olay örgüsü bakımından Witcher serisini derinden etkileyen bir başlangıç mahiyeti taşıyor. Blaviken’de Renfri’nin dâhiliyetiyle gerçekleşen olayların etkileri, serinin geçtiği dünyanın nasıl bir yer olduğundan başlayarak Geralt’ın nasıl ve niçin bizim binlerce kez şahit olacağımız gibi düşündüğünü belirliyor; daha sonrasında seriyi de aşıp özellikle üçüncü oyunda dahi kendisine yer buluyor.
Bu yüzden spoiler olmaması için Renfri’nin dizide izleyeceğimiz yaşanmışlıklarına -yani şimdisi ve geleceğine- değinemesek bile, geçmişinden bahsederek onunla tanışmayı kendisine borçluyuz diye düşünüyorum.
Creyden
Renfri’nin memleketi Creyden, serinin başladığı on ikinci yüzyıldan önce Kovir‘e bağlı küçük Kuzey şehirlerinden birisi. Denize sınırı bulunduğu için Kıta’nın Doğu kesiminde, deniz ticaretine gayet elverişli limanlara sahip bir yer. Geçimini de çoğunlukla deniz ticaretinden ve ipek patiska kumaşlarından sağlıyor.
Witcher serisinin geçtiği on üçüncü yüzyılda ise Kovir’e bağlı olan bu küçük prenslik, Prens Fredefalk ve onun ikinci eşi Aridea tarafından yönetiliyor. Creyden’in bu dönemki arması, mücevherlerle süslenmiş bir çekicin tasvirini içeriyor. Nitekim bu armayı dizide ilk bölümden itibaren Geralt’ın kılıcının kabzasında bol bol göreceğiz.
Taht Oyunları
Renfri’nin babası, daha önce de söylediğim gibi, Creyden hükümdarı Fredefalk (veya Friedfalk). Annesini ise bilmediğimiz bir nedenle çok küçük yaşta kaybediyor. Fredefalk’ın eşinin ölümünden sonra Aridea adında bir kadınla evlilik dışı bir ilişkisi oluyor, bu ilişki iki erkek çocukla da taçlandırılıyor.
Bir süre sonra da evleniyorlar ve Renfri’ye bir üvey anne gelmiş oluyor. Ancak evlilik dışı ilişki, yeni üvey kardeşler ve üvey bir anneye rağmen babasının Renfri’ye olan ilgisi ve sevgisi asla azalmıyor.
Her ne kadar babası Renfri’yi sevip gözetse de hükümdarlıklar ve varislik söz konusu olduğunda işler güllük gülistanlık gitmiyor. Fredefalk’ın ikinci eşi Aridea’dan iki tane erkek çocuğu var fakat bu çocuklar ikili evlenmeden önce dünyaya geldikleri için tahtın meşru varisi olarak görülmüyorlar. Dolayısıyla taht sırası Fredefalk’tan sonra Aridea’nın oğullarına değil, üvey kızı Renfri’ye geçmek zorunda.
Bir dönemler Creyden’de saray büyücüsü olarak görev alan Stregobor’un verdiği bilgilere göre Aridea, kötü ve acımasız bir kadın değil. Ancak akıllı ve yetenekli bir kadınmış. Aridea’nın, çoğunlukla kraliyetinin geleceğini görmek için kullandığı Nehalenia’nın Aynası ismiyle bilinen büyülü bir aynası var. Rivayet o ki Aridea bir gün bu aynaya bakıyor ve ayna ona, kendisinin ve halkının, kocasının ilk çocuğunun elinde korkunç bir ölümle yüzleşeceğinin bilgisini veriyor.
Stregobor’un Gelişi
Aynanın verdiği bilgi, Renfri’nin Kara Güneş esnasında doğmuş olduğu gerçeğiyle birleşince, Renfri için işler çok hızlı bir şekilde sarpa sarmaya başlıyor. Daha öncesinde de Renfri’nin şiddete eğilimli bir çocuk olduğunu gözlemleyen Aridea, vakit kaybetmeden Büyücü Konseyi’ne haber yolluyor. Konsey de Kara Güneş Laneti’nin bir numaraları savunucularından olan büyücü Stregobor’u olayı araştırmak için Creyden’e gönderiyor.
Stregobor genç prensesle birkaç görüşme yapıyor ve neredeyse anında onun Kara Güneş Laneti’ne maruz kalmış bir mutant olduğuna karar veriyor. Fakat bu teşhisini, kızını çok seven ve onu korumak için her şeyi yapacak olan babasına değil, kızdan hâlihazırda şüphelenmekte olan üvey annesi Aridea’ya söylüyor. İkisi böylece, Stregobor’un yoğun ısrarlarının da etkisi ile Renfri’yi çabucak ortadan kaldırmak için bir haydut kiralıyorlar.
Haydutun görevi Renfri’yi ormanda küçük bir gezintiye çıkartıp öldürmek. Ancak o, görevini yerine getirmeden önce prensesin mücevherlerini çalıp bir de eğlence olsun diye kıza tecavüz etmeye karar veriyor. Çıkan arbedede Renfri, saç tokası ile adamı öldürerek kaçmayı başarıyor. Haberi alan Aridea, sonraki dört yıl boyunca sayısız suikastçıyı üvey kızını bulup öldürmesi için görevlendiriyor ancak bunların hiçbiri başarıya ulaşamıyor.
Renfri’nin izini kaybettirmesinden yıllar sonra ise Aridea, bir gün yatağında ölü olarak bulunuyor. Renfri’nin önce eşini sonra da çok sevdiği kızını kaybeden babası ise ikinci eşi Aridea’nın ölümününün üstünden çok geçmeden, bir av gezisi esnasında yaşanan garip bir kaza sonucu kendisini öldürüyor.
Aridea’nın ölüm sebebinin zehirlenme olduğunu biliyoruz ancak failin kim olduğu, olayı kimin anlattığına göre değişiyor. Saray etrafında dolaşan dedikodular, Fredefalk’ın kendisine daha genç bir metres bulduğu için karısından kurtulmak istediğini söylüyorlar. Stregobor, üvey annesinin zehirlenmesinden Renfri’yi sorumlu tutuyor. Renfri’nin konu hakkındaki yorumlarını ise sanıyorum ki dizide göreceğiz.
Stregobor’un Peşinde
Kendine yapılanların intikamını almak isteyen Renfri, Stregobor’un peşine düşüyor. Stregobor önde, Renfri arkada olmak üzere yıllar boyu süren bu takibin sonunda Stregobor, çareyi, neredeyse kimsenin önemsemediği ve hakkında neredeyse önemli hiçbir şey bulunmayan küçük bir sahil kasabası Blaviken’de, kendi yarattığı bir yanılsamanın içerisinde saklanmakta buluyor.
Ancak ne yarattığı yanılsama ne de ismini değiştirmesi Renfri’yi Stregobor’u bulmaktan alıkoyamıyor. Onlar aralarındaki meseleyi halledemeden, Geralt isimli bir Witcher, Blaviken’e varıyor. Böylece Renfri, Geralt ve Stregobor’un yolu kesişiyor. Buradan sonra olacakları dizide izleyeceğiz.
Witcher 3
Spoiler olmasın diye Blaviken’de yaşananları anlatmıyorum. Fakat oyunlar, kanona dâhil olmayan bir başka uyarlama oldukları için onlardan bahsedebiliriz sanırım. Oyundan spoiler almak istemeyenler yazıyı okumayı burada bıraksınlar, zaten sonraki paragrafla birlikte yazı da bitiyor.
Üçüncü oyunun Blood and Wine eklentisinde, hikâyesi Renfri’ye oldukça benzeyen bir başka prenses olan Syanna ile tercihe bağlı olarak büyüyle yaratılmış bir masallar ülkesine gidiyoruz. Syanna, burada Geralt’a Kara Güneş Laneti’ne inanıp inanmadığını soruyor ve Geralt’ta ona ayrıntılı olmamakla birlikte daha önce bu lanete maruz kaldığı düşünülen başka bir prensesle yolunun kesiştiğini söylüyor. Ancak aradan geçen uzun yıllara rağmen Geralt, Renfri’nin başına gelenlerin gerçekten bir lanetin sonucu mu olduğunu yoksa zorluklarla dolu geçmişinin mi onu böyle bir yola sürüklediğini hâlâ bilmiyor.
Ne dersiniz, dizide öğrenir miyiz?