Daha öncesinde defalarca yazdığım, çizdiğim ve üzerine konuştuğum gibi, live-action filmler beni korkutuyor. Hiçbir live-action yapımın, sadece hissiyat olarak değil gişe başarısı gibi daha nicel kavramlardan bahsettiğimizde bile orijinaline yanaşamayacağını düşünüyorum açıkçası. Durum böyleyken üzerimize live-action film fırlatan bir Disney gerçeği de var, onları yok sayamayız. Eh, bu gibi durumlarda bu filmleri tamamen farklı bir yapım olarak ele almak, orijinal kaynaklarından bağımsız değerlendirmek en doğrusu sanırım. Disney’nin 101 Dalmaçyalı diye bir animasyon filmi vardı, hatırlıyor musunuz? Heh işte o filmden tanıdığımız kötü kadın Cruella De Vil’i anlatan CRUELLA live-action filminden Emma Stone’lu bir fragman geldi.
Fragmanı izlerken diğer birçok kişi gibi ben de Harley Quinn (özellikle Birds of Prey) esintileri hissettim hissetmesine lakin biraz da paniğe kapıldığımı söylemeliyim. Kıyaslamak istemiyorum fakat eğer Disney, Harley Quinn’i affettiğimiz gibi Cruella’yı da affedebileceğimizi düşünüyorsa ben de durup bir düşünürüm. Çizgi roman kötülerini affedip onları bir anti-hero olarak kabul edebiliyoruz zira onlar çizgi roman kötüsü olduklarından durum onlar için çok daha farklı. Fakat durup bir 101 Dalmaçyalı’yı düşünüyorum, Cruella’nın motivasyonu neydi? Köpeklerden kürk yapmak.
Böyle bir ön yargıya sahiptim fragmanı izlediğimde. Çünkü düşünüyorum, neden amacı köpekleri öldürmek olan bir karakteri başkarakter yaparsınız ki, diye ve bir cevap bulamıyorum. Neyse ki filmde acımasız bir Cruella De Vil görmek yerine, Cruella cosplayi yapmış bir femme-fatale görecekmişiz gibi duruyor.
Eh yani, tanıdığım Cruella De Vil olmadığı için de fragmana baktığımda filmin konusu hakkında gerçekten hiçbir çıkarımda bulunamadım. Bir kadın var, çok güzel, çook güzel, terör estiriyor… Bir dakika ya, ben bu filmi daha önce de izledim! Adı neydi ya, şey mi, Birds of Prey?! Fragmandan ekmek çıkmayınca ben de oturup konusuna baktım, şöyleymiş dostlar:
Estella, bir tasarımcı olarak ismini yaşatmak amacıyla Londra’ya gelir. Onun modaya olan ilgisi, sonunda bir moda ikonu olan Baroness von Hellman’ın ilgisini çeker. Aralarındaki ilişki Estella’nın hain tarafını kabullenmesini ve kaotik, şık, intikamı arzulayan Cruella’ya dönüşmesini sağlayacaktır.
CRUELLA, 101 Dalmaçyalı’nın bir prequel’i niteliğinde olacakmış gibi duruyor. Emma Stone’u severim, fragmanda da gerçekten göz kamaştırıcı gözüküyor. Kıyafet ve makyaj departmanını kutlarım. Özellikle yanan elbise detayına kalbimi bırakmış olabilirim. Ne dramatik bir girişti o öyle! Emma Stone’un saçlarına da bittim ayrıca. Evet, peruk olduğunu biliyorum ama ne yapayım!
Fragmanın üzerine çok düşünmeyince, burada klasik bir femme-fatale filmi görüyorum. Bütün bunlara rağmen dediğim gibi işte, bu karakter bildiğimiz kadarıyla çok da derin motivasyonlara sahip olmayan, küçük köpeklerden kendine kürk yapmak isteyen bir karakter. Karakteri bayağı değiştirecekler diye düşünüyorum, biraz Catwoman havası alacağız gibi. Kendi amaçları uğruna yaşayan, dalmaçyalı köpekler de tarzına çok uyuyor diye onlarla kafayı bozmuş bir karakter olacak gibi yani. Yine anti-hero, yine femme-fatale!
Bütün bunların yanında aklıma başka bir tartışma da gelmiyor değil. Vizyondaki filmlere bir baksanıza, CRUELLA da dahil olmak üzere resmen anti-hero filmlerinin yükselişte olduğu bir çağdayız. Sizce bunun için kime teşekkür etmeliyiz? En önemli adaylardan birisi Deadpool gibi. Siz ne dersiniz? Neyse ki biz de anti-hero karakterleri seven insanlarız, bu durumdan pek de şikayet etmiyoruz. Peki sizin düşünceleriniz neler? Sevdiniz mi CRUELLA’yı? Nasıl bir film bekliyor bizi sizce?