Acınızı kapıda bırakın. Biliyorum. Boğuluyorsunuz. Nefes alamıyorsunuz bazen. Bazen sadece inkar etmek işe yarıyor. Ancak bugünlük, bu yazının ebadı esnasında, acı ile kol kola düşünmeyelim istiyorum. Bugün, şu birkaç yüz kelime içerisinde, her geçen gün mecburiyeti daha da artan bir şeyi yapmak istiyorum sizle beraber. Analiz. Temiz, kemiksiz, duygusuz ve saf analiz. Spesifik olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin analizi. Daha da spesifik olmak gerekirse, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası ilişkiler literatüründe yeri olan şu kavramın kapsamında olup olmadığının analizi: Failed State.

“Failed State”, Türkçe’ye pek çok kez, pek çok farklı biçimde çevrildi; ama biz bugün, düşkün devlet çevirisiyle anlatacağız. Ama anlatmaya başlamadan önce, bir soruyu sormaya ve yanıtlamaya ihtiyacımız var: Devlet nedir? Tanımlaması zor bir şeydir devlet; zira basit bir biçimde parçalarını oluşturan kurum ve kişiliklerin bütününe tekabül etmez. Devlet, en hafif tanımıyla, üç temel görevi üzerinden tanımlanabilir.

Bir, hükümranı olduğu sınırların dışarısında müvekkili toprakların temsiliyetini üstlenmek. İki, hükümranı olduğu sınırların içerisinde güvenliği sağlamak, veya Weber’in deyimiyle “fiziksel kuvvetin meşru kullanımı üzerinde tekel sahibi olmak”. Üç, hükümranı olduğu topraklardaki beşeri-iktisadi kaynakların dağıtımını sağlamak. Yani çok amiyane tabirle, dış politika, iç güvenlik ve ekonomi. Buraya kadar tamam mıyız?

Symbol of law and justice in the empty courtroom, law and justice concept.

O zaman biz yine Almanların şahı, sosyolojinin kelime anlamıyla babalarından güzel adam Max Weber’e tanımlayalım. Weber düşkün devlet tanımını, tam olarak da yukarıda alıntıladığımız şiddet tekeli üzerinden yapar. Weber’e göre, eğer bir devletin sınırları dahilinde fiziksel güç kullanımı üzerinde tekeli yoksa, devleti bir devlet olarak başarılı saymanız mümkün değildir. Bu devletin bizzat herkesi tokatlaması gerektiği anlamına gelmez. Bizzatihi fiziksel güç kullanması gerekli değildir yani devletlerin. Ancak bir yerlerde, gerektiğinde kullanıyor olabilmesi, bu tehdidin diğer unsurlar üzerinde etkin olabilmesi gerekir. Weber, paramiliter gruplar, terörist örgütler ve benzeri aktörler ciddi bir varlık sahibilerse, devletin meşruluğunun kaybolacağını söyler.

Elbette beşeri bilimlerin her alanında olduğu gibi, Weber’in çıkış noktası da tartışmalıdır, buna şüphe yok. Pek çok uzman aynı zamanda bu tanımın içerisine yasalarının yaptırımlarını uygulayamamak konseptini de katar. Bu iki kanatta da gerçekleşebilecek bir şeydir: Yani hem yargıda, hem de yürütmede. Yargı ile yürütme anlaşamıyorsa, veyahut yargının aldığı kararlar yürütme tarafından uygulanamıyorsa da bu devletin “düşkün” kategorisinde değerlendirilmesine sebep olabilir.

Bu konuda en sarih işlerden biri, 2008’de Jack Goldstone tarafından kaleme alınmıştır “Pathways to State Failure” adı altında. Goldstone’a göre, bir devlet düşkün statüsüne hem meşruiyetini, hem de efektifliğini kaybettiği zaman geçer. Meşruiyet, toplumun önemli bir kesminin veya toplum içerisindeki önemli grupların desteği kaybolduğu zaman yiter. Goldstone’a göre de, “demokrasiden ayrışmaktadır”, zira bir lider –örn: Getulio Vargas- seçilmeden meşru olabileceği gibi, seçilmesine rağmen de gayrımeşru olabilir. Goldstone, düşkün devlet statüsüne giden beş rota belirler ve analtır araştırmasında:

12370734_10207484976578986_7908491996648867176_o

  • Komünel Grup Çatışmalarının Artması: Yani etnik veya din bazlı grupların, gittikçe artan bir şiddette birbirleriyle veya devletle, sınırlar dahilinde çatışmaları.
  • Devlet Yozlaşması: Yani, devletin bir takım kaynakları bir takım grupların pahasına usulsüz bir biçimde yönetmesi veya dağıtması.
  • Bölgesel Veya Gerilla İsyanları: Yani ortak noktası belirli bir bölge olan bir grubun aktif bir biçimde devletin meşruiyetine karşı isyan edip, aktif bir gerilla savaşı yürütmesi.
  • Demokratik Çöküş: Zaten ismiyle müsemma, demokrasinin çöküşü. Bir anlamda, sağlıklı çalışamaması. Darbe veya iç savaş gibi faktörlere varır.
  • Otoriteryan Devletlerde Devir/Reform Krizi: Gorbaçov dönemi Sovyet Rusya’sı gibi, bir geçiş dönemi esnasında yaşanan krizler.

Buraya kadar anlaştık mı? Weber ve Goldstone’un ortaya koydukları ile okey miyiz? Devletin fonksiyonları konusunda bir anlaşmazlığımız yok, değil mi? Ne yaptığı, ne ettiği berrak? Bunların kaybı durumunda ortaya çıkacak şeyin bir başarısız devlet, bir düşkün devlet, bir çökmüş devlet, bir failed state olacağı konusunda da kabul müyüz?

O zaman birkaç soru var soracak.

Bütün bu yazı esnasında, Goldstone’un son maddesi hariç Türkiye’de yaşanmamış bir şeye rastladınız mı?

2017 Türkiye’sinde bir terör saldırısı olduğunda hiç haber takip etmeden kimin yaptığını söyleyebiliyor musunuz?

2017 Türkiye’sinde mevcut anayasa kolluk kuvvetleri tarafından başarıyla ve istisna gözetmeden uygulanacaktır garantisini verebiliyor musunuz?

2017 Türkiye’sinde devlet maddi veya beşeri kaynakları adil ve hakkaniyetle dağıtacaktır ve belirli grupları yok saymayacaktır, diyebiliyor musunuz?

2017 Türkiye’sinde demokrasi tüm organları ile muhafaza edilecek ve halkın temsiliyetine müdahale edilmeyecektir, diyebiliyor musunuz?

2017 Türkiye’sinde bölgesel gerilla savaşları olmayacaktır diyebiliyor musunuz?

2017 Türkiye’sinde çatışmalar artmayacaktır diyebiliyor musunuz?

Ya her şeyi geçtim, gerçekten, dürüstlükle, gözünü kırpmadan, vicdanını sızlatmadan, kalbni ağrıtmadan, 2017 Türkiye’sinde devlet halkının güvenliğini sağlayacaktır diyebilecek olan var mı aranızda? 2017 Türkiye’sinde devlet dış politikada temsili kusursuzca yapacaktır diyen var mı?

2017 Türkiye’sinde halkın sadece önemsiz bir bölümü devleti, kurum, kişi veya partileri değil, bizzat soyut devleti desteklemeyecektir diyebiliyor musunuz?

Peki…

Bunun adı ne o zaman?

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.