Geçtiğimiz günlerde duyurulmayan oyunların bir numaralı adresi Bethesda, en sonunda elinde tuttuğu iki oyun serisinden birini devam ettireceğine dair kuvvetli bir imayla çıktı geldi karşımıza. Ekranı açtılar, yirmi dört saniye Please Stand By dediler; o kadar beklettiler ki bir hype oluştu; öyle bir hype oluştu ki Bethesda’nın oyun duyuracağı yoktuysa da zaten duyurmanın plan ve programını yapmaya başlamak zorundaydı. Neyse ki ceplerinde hazır oyunları vardı. Fallout 76‘yı tanıttılar.
Sadece fragmandan çıkartılacak pek çok şey var. Öncelikle 76 rakamı, hem oyuna başlayacağımız Vault’un kod numarasını; hem o Vault’un açılış yılını (2076) hem de Amerika’nın bağımsızlık bildirgesini imzalayışının üç yüzüncü yılını sembolize ediyor. Vault 76, Fallout evreninin istisnai Vault’larından biri. Diğer Vault’lar çoğunlukla kendi sakinleri üstünde deneyler uygularken, bu deneylerin sonuçlarını incelemek için bir de on yedi adet kontrol Vault’u tutuluyor. 76 da bunlardan biri.
Yani asla açılmayacak olan Vault 101, sakinleri kumarbazlardan oluşan Vault 21, dokuz yüz doksan dokuz kadın ve bir erkekten oluşan Vault 69‘un aksine; Vault 76‘da hiçbir gariplik, acayiplik yok. Tek enteresan tarafı, Büyük Savaş’ın başlangıcından bir yıl önce yaratılmış olması. Nerede olduğunu bilmiyoruz, şarkı West Virginia referansı veriyor; daha önceki kaynaklar ise bu Vault’tan Washington’daymış gibi bahsediyor. Bu sefer ise yirmi üçüncü yüzyılda değiliz sadece, yirmi birinci yüzyılın sonları gibi anlıyoruz. Her halükarda tüm Bethesda Fallout’ları gibi, yine Doğu Yakası yıkıntılarındayız.
Ancak diğer tüm Fallout’ların aksine, bu sefer tek başımıza değiliz. Kotaku’nun elde ettiği bilgilere göre, Bethesda Fallout 76’nın çok kişilik bir hayatta kalma / rol yapma deneyimi olmasını istiyor. Bu konuda verilen isimler DayZ ve Rust. Aynı Fallout 4 gibi bir takım üs kurma mekanikleri olacak. Fakat bunların çapı ve sınırı bilinmiyor. Çünkü Bethesda’nın da şu anda içeride devamlı plan değiştirdiği, hiçbir şeyde de tam net olmadığı söyleniyor.
O zaman Bethesda ve duyumlar sussun, pası sizlere atalım. Nedir kanaatiniz, görüşünüz?