Popüler kültürün bugünkü haline gelmesi sırasında birçok film, dizi, kitap, çizgi roman ve oyun bu kültürü etkiledi. Fakat her yapımın kendi çapında katkıda bu kültürü bazı ağır taşlar, yerinden salladılar. İnsanlar; Star Trek çıktığında Vulcan selamı yaptılar, Star Wars’u izlediklerinde kendi ışın kılıçlarını imal ettiler, Yüzüklerin Efendisi’ni gördüklerinde ise “You shall not pass” diyerek etrafta dolaştılar. Ama sanıyorum ki gösterime girdiği 1999 yılına kadar hiçbir yapım Matrix kadar popüler kültürü baştan aşağıya değiştirmemişti. Bu yüzden Matrix hakkında gelen en küçük haber bile bizi heyecanlandırmaya yetiyor. Öte yandan bugün gelen haber hiç de küçük değil. Karşınızda son filminin üzerinden tam on sekiz yıl geçen Matrix serisinin dördüncü filmi The Matrix: Resurrections fragmanı!

Matrix filmi gösterime girdiği andan itibaren dünyada iki tip insan ortaya çıktı. Bunlardan birincisi Matrix’i bir aksiyon filmi olarak ele alan, slow motion sahnelerini tekrar tekrar izleyen ve muhtemelen hayatının bir noktasında deri palto almak isteyen insanlardı. İkinci grup ise bugünlerde artık duymaktan sıkıldığımız, “Ya bir simülasyonun içerisinde yaşıyorsak?” geyiğinin başlamasına sebep olan Matrix’in, felsefi yönüne aşık olanlardı. Şimdi baktığımızda iki taraf da birbirinden beter gibi gözükse de 1999 yılı için ikisi de Matrix’i sevmek için kendi içerisinde sonuna kadar haklı sebeplerdi. Ben mi? Ben, bana sordurttuğu sorular için sevmiştim Matrix’i…

Dördüncü filmin geleceğini duyduğumdan beri aklımdaki tek soru “Acaba bunu basit bir aksiyon filmine çevirirler mi?” sorusuydu. Ne yalan söyleyeyim ilk izlediğim çocukluk yıllarında beni derin düşüncelere gark eden Matrix’i, “kurşun durduran adam” filmi olarak izlemekten ölesiye korkuyordum. Açıkçası filmin yönetmeninin, Lana Wachowski olduğunu gördüğümde içim bir nebze rahatlasa da ne yazık ki fragman bana; aksiyon, hikâyenin derinliğini bastıracakmış gibi hissettirdi. Bu da beni biraz üzdü.

Fragmanda şimdilik nasıl olduğunu anlayamadığımız bir şekilde Neo’yu, yeniden Matrix’e dönüp, yaşadığı tüm maceraların gerçekliğini sorgularken buluyoruz. Neil Patrick Harris‘in canlandırdığı psikoloğa zaman zaman simülasyonda olduğunu hissettiği anları anlatan Neo, bunun karşılığında onu Matrix’de tutan mavi haplardan alıyor ve bu hapları kullanmaya devam ettikçe de Matrix’de kalmaya devam ediyor. Fakat tıpkı ilk filmde olduğu gibi Morpheus ona bir kez daha seçim şansı sunuyor ve yeniden gerçek dünyaya dönüyor. Bundan sonrası ise tamamen soru işareti…

Neo nasıl tekrar Matrix’e döndü, neden bildiği her şeyi unutmuş, robotlar ve insanların barışına ne olmuş şimdilik bunların hiçbirini bilmiyoruz. Film yaklaştıkça hepsini yavaş yavaş öğreneceğiz. Fakat daha önce söylediğim gibi aksiyon sahnelerinin bolluğu, bu konuların yeterince güzel işlenmeyeceği ihtimalini aklıma getiriyor. Ayrıca fragmanda kullanılan özel efektler de yer yer insanın gözüne çarpmıyor değil. Benim için ise yine fragmanın en güzel yanlarından biri Jefferson Airplane’in White Rabbit şarkısıyla beraber Alice Harikalar Diyarı göndermeleriydi. En azından tutunabildiğim tek dal buydu.

Beni boş verin, siz nasıl buldunuz fragmanı sevgili dostlarım? Sizce ana seriyi devam ettirebilecek kalitede bir yapım geliyor mu yoksa yine bize hüsran mı gözüktü? Yorumlara bekliyorum.

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

8 Comments

  1. Bende bir heyecan dalgasi yaratti icimde. Umarim filmi izledigimizde fiyasko ile sonuclanmaz😔

  2. Emin Özdenvar Reply

    Nasıl becerdiler bilmiyorum ama aksiyon sahneleri üçlemedeki tüm filmlerden daha kötü duruyor. Helal olsun(!)

    • Emin Özdenvar Reply

      Geri kalan kısımlar heyecanlandırdı; inşallah ilk filme yakın, üçüncü filme uzak ve en kötü ihtimalle ikinci film tadında bir şeyler görürüz.

      • Kaç yaşında olduklarından haberin var mı? Ya da diğer filmlerle arasında ki yıl farkının…

  3. Anıl Sarıgül Reply

    Bence bu filmin kötü karakterleri, gerçekliğin içindeki insanlar olacak. Neo, Trinity’i kaybedip, gözlerini kaybedip ve barışı sağladıktan sonra robotlardan kendisinin hafızasını silmelerini istediğini düşünüyorum. Barış sağlandıktan sonra insanların aklında kötü bir fikir olduğunu düşünerekten Neo’yu geri getirmek istiyor olabileceklerini düşünüyorum. Fark ettiyseniz, fragmanda trinity’nin üstünde kodlar ve paylaşılan görselde başka bir kadın var gibi görünüyor. İnsanlar sırf Neo’yu geri getirmek için Trinity’i kullanıyor olabilirler. Bakıldığı zaman siyahi abimiz ve mavi saçlı ablamız hariç Neo, insanlarla beraber değil. Ya tek savaşıyor ya da Trinity ile birlikte savaşıyor. Herkese seçim hakkı verildikten sonra mavi hapı kullanan insanlar hala var ve her şeyin farkındalar gibi. Birçok kişi sadece aksiyon ve efekt odaklı olduğunu söylemiş ama ben Wachowski’den böyle bir şey beklemem. Fragman beni gayet tatmin etti. Umarım keyifle izleyeceğimiz bir film olur.

  4. Niçin 2021 yılında çıkacak bu film diye hiç düşünen olmamış sanırım, Holywood en güzel operasyondur insanlara çekilen, fregmanı ile yorumlayacağınız bir film değil bu, hizet ettiği yer belli ve zamanı geldiği için çekildi, filmi izleyip anlayabilecek zekada çok az kişi olacaktır

Moon için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.