Gelin sizi zamanda kısa bir yolculuğa çıkarayım ve 2006 yılına geri götüreyim. O genç olduğumuz, çocukça eğlendiğimiz ve her şeyin daha masum olduğu senelerden bahsediyorum. Fox Kids, Jetix gibi çizgi film odaklı kanalların aslında şimdinin geeklerini yavaştan yetiştirmeye başladığı seneler, evet. Eve geldiğim an bu kanalları açıp saatlerce aynı bölümleri izlesem dahi her seferinde farklı keyif aldığım o dönemler, benim için gerçekten çok değerliydi. Tek derdimin eve biraz daha erken gelip, ezberini yaptığım o çizgi filmleri tekrar izleyebilmek ya da yeni bölümleri geldiyse dakikası dakikasına izleyebilmekti. Ne güzel dertsiz zamanlarmış, değil mi?
Fox Kids ve Jetix kanallarının müdavimi olanlar bilecektir ki, anime kültürünün bağrından kopup gelen bir seri vardı tam da 2006 senesinin yaz aylarında başlayan: Oban Star-Racers. Türkçe meali ile Oban Yıldız Savaşçıları olan bu serimizi ilk izlediğim zamanlarda, bazı yönlerden Star Wars: The Phantom Menace’a benzettiğim olmuştu. “Pod racing” olayı ile hala benzer gördüğüm Oban dünyasındaki yarışlar da çok ilginçtir ki zamanımızdan çok ileri yıllarda yer alıyordu. Yıl 2082, on bin yılda bir düzenlenen galaksiler arası bir yarış; kazananın da en büyük arzusu gerçekleşecek, hem de Avatar tarafından! Yoo, şaka değil, harbiden de Avatar var. Bizim Aang ya da mavi Navi ahbaplar gibi değil ama, siz konsepti anladınız.
Bütün animenin özetini yazma taraftarı değilim açıkçası, bilenler varsa zaten birazdan duyuracağım habere coşacaklardır; bilmeyenlerin de ilgisini çekerse internetten bir şekilde izlemenin yolunu arayacaktır diye düşünüyorum. Genel olarak yarışları esas alan bir anime olsa da, yan konularla dallandırdığı ana hikayesiyle tatlı bir anıydı benim için Oban Star-Racers. Molly ile Jordan’ın komik sahnelerinden tutun Prens Aikka’nın o asil ve elf-vari duruşuyla kendine hayran bırakmasına kadar her şey vardı. Son bölümünü izlediğimde de ilginçtir ki o twist ile aynı anda havalara uçtuğumu ve bir de ağladığımı hatırlıyorum. Ağlanacak ne vardı? Ne yoktu ki! Sevinç göz yaşlarıydı onlar!
Harbi, sonu demişken… Oban Star-Racers severlere bizzat yaratıcısından güzel bir haber getirdim. Sıkı durun, çünkü bir sequel gelme ihtimali var!
Thank U to all the fans of #obanstarracers for their support after the announcement we were working on a potential spin-off or sequel ! pic.twitter.com/1cm0Ad43xm
— Savin Yeatman-Eiffel (@EiffelSavin) March 1, 2017
Tam anlamıyla sequel kesin denmese de bir şekilde bu serinin geri dönüyor oluşu beni fazlasıyla mutlu etti, çok net! Spin-off da olsa sequel da olsa, Jordan ve Molly’nin yarışlar sonrası nasıl bir hayatları olduğu gerçekten ilgi çekici olabilir zannımca. Oban Yarışları kapsamındaki hikaye kendini bir şekilde başarıyla tamamlasa da, yeni gelecek serinin nasıl bir çizgi izleyeceği merak konusu.
Zira (BURASI SPOILER) Jordan’ın yarış sonunda Avatar olmasıyla beraber (SPOILER KUŞAĞI BİTTİ, DEVAM) sonrasında ne gibi şeyler olabileceği konusunda gerçekten kararsızım. Molly ve Jordan’ın o toy yılları geride kalırken, acaba şimdi nasıl bir macera bizi bekliyor gerçekten bekleyip göreceğiz. E zaten yaratıcısı Savin Yeatman-Eiffel’ın tweetindeki resme göre, oldukça profesyonel bir şekilde geri geliyor olacaklar. Molly’nin (daha doğrusu Eva’nın) yanında duran Prens Aikka’nın da aynı şekilde bu profesyonellikten nasiplendiğini görebiliyoruz. Kendisi Dünya Takımı’na göre daha işinin ehli biri olsa da, şimdi karşımıza daha güçlü bir Prens’in geldiği konusunda şüphemiz yok. Peki her şey bir kenara, Eva’nın babası Don Wei bu sırada ne alemde olacak? Eh onu da sequel için gelen haberlerde görürüz bir şekilde inşallah.
E o meşhur soruyu da sormadan bitirmeyeyim yazıyı: Siz Oban Star-Racers’a sequel ya da spin-off gelme haberi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce heyecanlı olunması gereken bir mesele mi? Yoksa “2006 çıkışlı animede zaten işleyebilecekleri her şeyi işlediler, boşuna sakız yapmaya gerek yok.” diye daha mı soğuk bakıyorsunuz? Şahsi olarak, ikisinin arasında bir yerdeyim ben şu anda: Eğer hikayesi daha değişik ve çarpıcı olacaksa ben kesinlikle bu olaya tavım; tabii yine aynı olayı döndürüp dolaştırıp farklıymış gibi sunacaklarsa “yok kalsın”cıyım. Ama öte yandan da geçmişimin pamuk şekeri yıllarında kalan bir hatırası için heyecanlanmamak çok zor geliyor. Bilmem, siz ne dersiniz?
2 Comments
Az önce bitirdim seriyi. Bekliyoruz bakalım, pek umudumu kesesim gelmiyor.
çocukluğumda shaman king’den sonra izlediğim ikinci animemdi çok fena oldum ya şu an görünce, o başlangıç müziği beynimde dolanıp duruyordu senelerce, tam unutmuştum, bir anda aklıma geldi bir araştırayım dedim, tüylerim diken diken oldu.