Bazı serilerin küçük detayları vardır, o kadar kanıksamışsınızdır ki onları gördüğünüzde dikkat etmezsiniz bile. O detaylar artık doğaldır, o serinin bir parçasıdır. Her gördüğünüzde hayran hayran bakma evresini atlatmışsınızdır. Ama bir gün o detay yok olursa, işte o gün olay çıkar. Neden bahsettiğimi güzelce anlatabildim mi bilemiyorum. Bu yazının konusu, varlığı da yokluğu da olay olan, Assassin’s Creed serisinin en ünlü detaylarından birisi diyebileceğimiz “hidden blade” arkadaşlar.

Arkadaşlar, doğrusunu söylemek gerekirse ben bu serinin büyük bir hayranı olduğumu söylesem de aslında oyunları oynamaya çok geç başladım. Başlarda yeni çıkan oyunlarda “hidden blade” olmadığı için çok üzülen hayranlar görünce pek anlamıyordum onları. Ancak Altaïr ve Ezio ile birkaç tur attıktan sonra bu eşyanın seriye ne kadar entegre olduğunu anladım. Açıkçası Star Wars için ışın kılıcı neyse Assassin’s Creed için de “hidden blade” öyle bir şeymiş, çok sonradan öğrendim.

Madem bu ayki dosya yazımın konusu kurgusal silahlar, ben de koskoca bir yazı boyunca Assassin’s Creed aşkımı haykırabileceğim demektir. Eh, nereden çıkmış bu “hidden blade”, ilk ne zaman yapılmış, işin kamera arkası neymiş, biraz bahsedelim istedim. Benimle misiniz?

Yazıya devam etmeden önce aşağıdaki tatlı resimden sonraki yazıların, Assassin’s Creed serisi hakkında bazı irili ufaklı spoiler bilgiler içerebileceğini söylemek istiyorum. Sonra vay efendim ben Odyssey’i bitirmedim, vay ben Origins oynayacaktım daha, vay ben Ezio bilmiyorum, Altaïr kraldır, falan filan olmasın. Ben uyarımı yapayım da bana kızmayın yani. Anlaştık mı? Öyleyse devam edelim.

Assassin Brotherhood olarak bildiğimiz, dilimize Suikastçılar Birliği olarak çevirmenin en doğrusu olduğunu düşündüğüm topluluğun en önemli silahlarından biri hakkında konuşuyoruz bugün- Vikipedi’de yazdığına göre Türkçesi “gizli süngü” olan “hidden blade” hakkında yani. Yazı boyunca “gizli süngü” kelimesini kullanmak istemedim çünkü… Hadi ama, hiç tanıdık gelmiyor böyle diyince, haksız mıyım? “Gizli bıçak” ya da “Saklı hançer” gibi daha havalı bir isim beklerdim, “hidden blade” feci karizmatik geliyor bana çünkü. Neyse, durun, ne diyorduk? Heh, Assassin Brotherhood.

Bu silahın orijin hikâyesinden bahsedeceksek önce Darius’tan bahsetmemiz lazım. Darius’un asıl hikâyesini Assassin’s Creed: Odyssey oyununun Legacy Of The First Blade isimli DLC’sinde görüyor olsak da aslında Darius’un Assassin’s Creed II’de bile adı geçiyor. Assassin’s Creed serisinin ikinci oyunu, bize Odyssey hakkında spoiler veriyor diyebiliriz yani. Darius, bu hançeri ilk defa kullanan suikastçı. Kendi “hidden blade”ini kendisi yapıyor fakat buna pek de “gizli” denemez zira kolunun iç kısmında değil, kendisinden sonra Eivor’un da yapacağı gibi kolunun dış kısmında takıyor. Diğer suikastçılar, bu hançeri kullanırken avuç içlerini kullanarak gizliyorken Darius’un hançeri buna pek müsait değil. Eh, oyun ekibi bu ayrıntıyı sonradan düşünmüş olacak ki Assassin’s Creed II’deki Darius heykelindeki “hidden blade” tasvirinde, hançer diğer suikastçılarda olduğu gibi kolun içinden çıkıyor.

Darius, bu hançeri ilk olarak Pers kralı I.Xerxes’i öldürürken kullanıyor. Durum böyle de olsa Darius için tam olarak bir suikastçı diyemiyoruz, o da ayrı bir bilgi olsun. Çünkü bu birliğin “Assassin” ismini alması, bu olaylardan çok sonra oluyor. Peki, “Assassin” olmayan birisi nasıl Suikastçılar Birliği’nin silahını icat edebiliyor? Darius, tam olarak “Assassin” değil demek de doğru değil. Hidden Ones ismindeki bir birlik, Suikastçılar Birliği’nin orijinini oluşturuyor. Darius da bu birliğin üyesi. Yani evet, Suikastçılar Birliği “hidden blade” silahına kesinlikle Darius sayesinde kavuşuyor diyebiliriz.

Sonrası da Hasan Sabbah muhabbeti işte, biliyorsunuz. Hidden Ones birliğinin alt kollarından birisi, Hasan Sabbah’ın önderliğinde Suikastçılar Birliği adını alıyor. Altaïr Ibn-La’Ahad da bu birliğin en önemli isimlerinden birisi. Hareketleriyle zaman içinde bütün birliğin saygısını kazanan Altaïr, birlik hakkındaki bilgilere, sonraki üyelerin daha rahat ulaşabilmesi için bir codex yazıyor. Yalnızca bununla kalmıyor, “hidden blade” kullanımını da değiştiriyor.

Suikastçıların yüzük parmaklarını kestiklerini bilirsiniz. Bunun sebebi, önceki “hidden blade”in pozisyonunun ve kullanımının tam olarak elin yüzük parmağını hedeflemesi. Altaïr, bu tasarımı değiştiriyor. Böylece artık kimse yüzük parmağını kesmek zorunda kalmıyor. Ezio’nun, ikinci oyunda Da Vinci parmağını kesmeye yeltendiğinde nasıl tırstığını hatırlıyor musunuz? Ben de çok korkmuştum o sahnede. Çok iyi sahneydi yahu.

Ezio dedik madem, Ezio’nun hançerlerinden de biraz bahsedelim. Ezio, iki tane “hidden blade” kullanıyor arkadaşlar. İki düşmanın ortasına geçerseniz ellerini iki yana açıp hızlıca ikisini birden hallediyor. Çifte suikast çok havalı bir özellikti ya, değil mi? Keşke yeni oyunlarda da görebilsek. İkinci hançeri ona Altaïr’in yazdığı codex sayfalarını inceleyen Leonardo Da Vinci yapıyor. Ezio’dan sonra da “Master Assassin” rütbesine ulaşan suikastçılar, iki tane “hidden blade” takma onuruna nail oluyorlar. Sonra bu hançerler üzerinde de değişiklikler yapılıyor işte, yeri geliyor kanca takılıyor mesela. Yeri geliyor uzun menzilli silah takılıyor, hatta Shao Jun adındaki bir suikastçının ayağında da bir hançer mevcut.

Neden çifte hançer peki? Size kaynak olarak şu siteden başkasını gösteremem ama görünüşe göre oyunun yaratıcı yönetmenlerinden birisi olan Patrice Désilets bu konuda komik bir açıklama yapmış. “Oyunun adı Assassin’s Creed II, o yüzden iki tane ‘hidden blade’ var.” Gerçekten mi? Bu kadarcık mı? Sizi yerim. Ne güzel aklınıza gelmiş öyle. Sayenizde çifte suikast diye çok tatlı bir mekanik geldi oyuna. Sizi yerim gerçekten.

Eivor’dan yukarılarda biraz bahsetmiştim ama sırf Valhalla’yı çok sevdiğimden bir kez daha bahsedeyim diyorum. Oyunların kronolojik gitmediğini biliyoruz, o yüzden şimdi bir de kronolojik sırayla şöyle bakalım: Önce Darius kullanıyor, sonra Aya’ya geçiyor. Aya, hançerini kocası Bayek’e veriyor, Bayek yanlışlıkla yüzük parmağını kesince yine yukarıda bahsettiğim parmak kesme ritüelini başlatıyor. Bu, birlik için bir nevi yemin haline geliyor.

Sonra hançer, Eivor’a geçiyor. Eivor’un kullandığı hançer de aynı Darius’unki gibi kolun dışında. Eivor’a hançerini Basim Ibn Ishaq ve Hytham veriyor. Ona, hançerin elin içerisinde olması gerektiğini, böylece düşmanlarını keserken avuç içiyle bıçağı kapatabileceğini ve gizlilik sağlayabileceğini söylüyorlar. Eivor dinlemiyor, “Benim saklayacak bir şeyim yok,” diyor ve hançerini kolunun dış kısmında kullanmaya devam ediyor.

Oyunun hem eskilerde hem de modern zamanda geçtiğini biliyoruz, o halde modern zamanlardaki suikastçıların da hançerleri yok mu? Var. En azından, 20.yüzyıla kadar. 21.yüzyılda artık eskisi kadar kullanılmıyor bu geleneksel hançerler. “Hidden blade” yerine “Shock blade” ismindeki yeni bir tasarım kullanılmaya başlanıyor. Bu hançer, önce çifte paralel hançerle kurbanı yaralıyor, sonra da elektrik vererek açık yaranın anında kaynamasını sağlıyor. Sizi bilemem de çalışma mekanizması bana ışın kılıçlarını hatırlattı. 2015’te Shaun Hastings’in bu silahı kullandığını görüyoruz. Syndicate oyununda yani, belki hatırlayanlarınız vardır. Isabelle Ardant’ı öldürüyordu.

Anlayacağınız, üzerine bu kadar uzun ve detaylı bir lore kurulmuş bir kurgusal silahtan bahsediyoruz. Bu silah, oyunun mekaniklerini çok daha keyifli hale getiriyor. İkinci oyunda kılıç yerine “hidden blade” kullanmak mümkün mesela- Ve benim fikrimce “hidden blade” kullanmak, kılıç kullanmaktan çok daha zevkli. Kılıç, ilk oyunlarda hantal geliyor bana.

Böylesine önemli bir silah ve böylesine sevdiğim bir seri hakkında bu kadar konuşabildiğim için çok mutluyum. Şimdi doğruyu söyleyin, yazıyı okurken hiç bir “hidden blade”iniz varmış gibi kolunuzu savurdunuz mu? Ben yazarken birkaç defa yaptım. Gerçekte sahip olmak istemezdim tabii, beceriksizliğimden ötürü kendime büyük zararlar verirdim muhtemelen.

Author

Batı Edebiyatları okur, kedi sever. Bir de buralarda yazıp çizer. @mightbeyagmur

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.