5. Fallout
Savaş asla değişmez. İlk Fallout’ın açılış cümlesi, yıllar boyu devam edecek bir efsanenin de ilk selamıdır oyunculara. Black Isle’ın kilit eseri döneminin en iyi rol yapma oyunlarından biri olmaya oynar. Batılı RYO’ların altın çağında yeri apayrıdır Fallout’ın. Belki de şu listedeki tüm oyunlar arasında, gerçekten rol yapmaya en müsait olanı da odur. Eğer döneminde, ilk defa tecrübe ettiyseniz hep Fallout’u çok iyi hatırlarsınız, özellikle de hissettiğiniz o hayranlığı. Ama emin olun, dönüp bugün oynasanız dahi o hissi yakalayacaksınız.
4. Star Wars: Knights of the Old Republic II: The Sith Lords
Evet, daha önce de listelere hep KotOR II’yi aldık, hep de “ilk KotOR” daha iyiydi dediniz bize. Her fikrin bir geçerliliği olduğuna inanıyoruz ve ilk KotOR’u da apayrı seviyoruz. Ama KotOR I’i de derinleştiren, hikayesinin sahip olduğu manayı arttıran da KotOR II’ydi. Kreia, Atton, Bao-Dur, G0-T0 gibi karakterler, Star Wars evreninin bambaşka taraflarını akıl almaz bir derinlikte yansıtıyordu. Nilhilus, Sion gibi kötü adamlar; Star Wars evreninin gördüğü en özgün “villain” portrelerini çiziyorlardı. Ve her şeyden önemlisi hikaye ile oynanış, kusursuzca birbirinin içerisinden akıyor; Exile’ın “cypher” olma özelliği, Force bond’ları hem oynanışa, hem de öyküye harika bir temel sağlıyordu. İddia ediyoruz, Obsidian oyunu vakitlice bitirebilseydi, bugün kimse hangi KotOR’un daha iyi olduğunu tartışmazdı bile.
3. The Elder Scrolls III: Morrowind
Oblivion, her oyunu ayrı bir destan yazan serinin belki de en zayıf halkasıdır; bu haliyle bile pek çok oyundan kat be kat daha iyidir ama, Elder Scrolls içerisinde biraz kara koyundur yine de. Skyrim, Oblivion’ın pek çok hatasını düzeltmiş, seriyi modern çağa taşıyıp, yepyeni bir kitleye erişmiştir. Gerçekten de çok iyi bir oyundur Skyrim. Bu konuda bir sıkıntımız yok. Ama yine de değişmeyen bir şey var. Coğrafyasıyla, karanlık konusuyla, atmosferiyle, anlaması basit ama ustalaşması zor oynanış sistemleriyle serinin en iyisi Morrowind’dir. Şüphemiz yok, bir gün Bethesda Morrowind’i geçecek. Ama onlar daha iyisini yapana kadar, en iyisi hâlâ Morrowind kalacak.
2. Planescape: Torment
Ah, Torment. RYO’ların altın çağının da en büyük hazinesi sensin. Chris Avellone’un ismini hafızamıza kazıyan, Nameless One’ın repliklerini tekrar tekrar söylememize yol açan; çocukluğumuzun ve ilk gençliğimizin en efsane oyun anılarının yüzde doksanına tek başına sebebiyet veren de sensin. Uzun yıllar boyunca, oynayan herkesin objektif bir şekilde katılacağı gibi, gelmiş geçmiş en iyi Batılı RYO sendin. Bir oyunda görülmüş en derin, en vurucu, en felsefik hikaye senin anlattığındı. Hâlâ da öyle. Bugün dahi seni ıskalamış insanlar modern PC’lerine seni kurup, baştan tekrar tecrübe ediyor ve ilk gün oynayanlar kadar etkilenip ayrılıyorlar. Bambaşkasın be Torment. Apayrısın!
1. Mass Effect 2
Bunu burada gördüğünüze şaşırdınız mı? Gerçekten soruyorum, retorik değil. Şaşırmış olabilirsiniz zira. Belki bazılarınız ilk Mass Effect’i bekliyordu. Belki serinin burada olmasını istemiyordunuz. Belki de başka bir oyundu görmek istediğiniz. Size şöyle bir soru sorayım o halde. Batılı RYO’ların amacı nedir? Size bir karakter yarattırıp, kendi hikayenizi kritik seçimlerle oluşturmanıza fırsat tanımak; oynanış tarzınıza kadar her şeyi sizin seçiminize bırakıp; rol yapmanızı sağlamak, değil mi?
O halde şöyle bir ek soruyla çıkayım karşınıza: Şu kadar geekyaparız burada, sizce herhangi ikimiz birebir aynı hikayeyi yaşamış mıdır Mass Effect 2’de? Ama şimdi diyeceksiniz ki, aynısını Fable II için bile diyebilirsin. Evet, öyle. Mass Effect 2’yi tek başına listenin başına koyan şey bu değildi zaten. Mass Effect 2’yi buraya yerleştiren, oynanış ve hikayeyi harmanlayışıydı. Yaptığınız hiçbir şey; en ufağından en büyüğüne kadar, sizin Shepard’ınızın hikayesinin dışında değildi.
Çoğu RYO’da yan görevler, gereksiz sinematikler, yersiz diyaloglar sizi oyunun atmosferinin dışına iter. Mass Effect 2, ilk saniyesinden kapanış müziğine kadar tek bir parça, bütünlüklü bir destandı. Ve bu destanı siz yazıyordunuz. Sizin Shepard’ınızın söylediği ve yaptığı her şey, hikayeyi daha ileriye taşıyordu. Parti üyelerinizin her biri anlamlıydı, zira onlar bu intihar görevindeki yoldaşlarınızdı. Yan görevler ve mini oyunlar da anlamlıydı, zira hepsi son göreve giderken sahip olduğunuz kalkanı oluşturan küçük tuğla vazifesi görüyorlardı. Söylediğiniz her şey, atadığınız her yetenek, yaşadığınız her aşk anlamlıydı; zira hepsi, en sonunda ölüm ve kalım arasındaki çizgiyi oluşturuyorlardı.
Bütün bunların üzerine halihazırda var olan inanılmaz evreni koyun, karşınızda bulduğunuz şey, gelmiş geçmiş en iyi Batılı RYO, ya da Western RPG olur. Mass Effect 2, budur.