Gözümüz uzun zamandır bu listeden korkuyordu. Kolay değil, oyun dünyasının en popüler türünden bahsediyoruz. Açık ara farkla en çok satın alınan; multiplayer’ı en çok oynanan ve üzerine en çok konuşulan türdü bu. Listeyi nasıl oluşturacağımıza dair bir kaygımız yoktu; çekincemiz, hemen hemen herkesin listesinin ayrı olacağını bilmemizdi. Onlarca FPS vardı piyasada ve herkes, en FPS sevmiyorum diyenler bile ucundan kıyısından en az bir tanesine bulaşmıştı. Açın Steam, PSN, XBL hesaplarınızı, dediğimi anlayacaksınız. Gönlünüzde yatan favori türler listesinde FPS en son sırada olsa bile, en azından bir Team Fortress’a, Planetside’a, Quake’e bulaşmışsınızdır zamanında. Kaçarı yoktur.
Ama en nihayetinde oturup listeyi şekillendirirken, işimizin kolaylaştığını da fark ettik bir yandan. Hatta öyle ki, son 10’u belirlediğimizde, sıralamaya itiraz edebilme potansiyelini de görmekle beraber kimsenin şu 10 oyuna “ne arıyor lan bu burada” cümlesini hakkaniyetle kuramayacağını gördük. FPS türünün efsaneleri çoktu, ama 10 tanesini inanıyoruz ki yakalayabildik.
Kriterlerimiz her zamanki gibi, yazıdan önce bold ve listelenmiş vaziyette, şu şekildeler.
- Her seriden sadece bir oyun alıyoruz.
- First Person Shooter’lar, ya da Birinci Kişi Aksiyon oyunlarının en öncelikli ayrıştırıcısı kamera açısının sabit bir şekilde birinci kişi perspektifinde olmasıdır. Bu oyunlar aksiyon türündedirler. Genellikle birincil oynanış mekaniği düşmanları isabetli bir şekilde vurabilmektir ve hikayeyi çoklukla scripted eventler üzerinden anlatır, perspektifi pek kırmazlar. Türü böyle belirledik, elemeyi böyle yaptık.
- Ve her zamanki gibi, tarihi önemlerinden çok, safi kalitelerini ele aldık, eğer aynı seride bir oyun ilk oyunun tüm hatalarını düzeltmişse, sadece ilkinin ehemmiyeti fazla diye o oyunu listeye almamazlık etmedik.
Bu serideki diğer listelerimiz ise şu şekildeydi:
Kurşunlarınız tam mı? Medpac’leri topladık mı? O zaman buyurun, başlayalım!
Not: Siz sormadan söyleyelim, Counter-Strike bir mod olduğundan kendisini bu listeye dahil etmedik. Kendi ayaklarının üzerinde duran diğer oyunları ise bu listedeki 10 oyundan daha iyi değillerdi.
10. S.T.A.L.K.E.R.: Shadow of Chernobyl
Cossacks, American Conquest ve Alexander gibi strateji oyunlarıyla görece bir ün kazanan GSC Game World, FPS türü için tartışmasız en iyi yıl olan 2007’de karşımıza bu sürprizle çıkagelmişti. 2007 Call of Duty 4’ün, Crysis’in, BioShock’un, Team Fortress 2’nin, Halo 3’ün yılıydı, ama S.T.A.L.K.E.R. yine de FPS severlerin gönlünde apayrı bir yer tutabilmeyi başarmıştı. İki devam oyunundan sonra, GSC Game World kapandı, ama neyse ki Ukraynalı geliştiriciler çil yavrusu gibi dağılmadılar. Onların kurduğu 4A Games sonra Metro serisine başladı ki, bize sorarsanız Metro baya baya S.T.A.L.K.E.R.’ın manevi takipçisi gibiydi.
9. Medal of Honor: Allied Assault
Er Ryan’ı Kurtarmak filminden çok fazla alıntı yaptığı muhakkak, ama o dönemin şartlarına göre efsanevi olan grafikleri ve ses efektleri sağ olsun; tasvir ettiği Omaha Beach çıkartması sahnesi yıllar boyunca oyuncuların aklından silinmedi. Bir oyunun belki de yapıp yapabileceği en etkileyici açılışlardan biriydi. Medal of Honor serisi PlayStation’da başlamış olabilirdi, ama gerçek anlamda bir marka hâline gelmesi Allied Assault’u buldu. O dönemki ismiyle 2015, Inc ekibi, FPS janrına ilk damgalarını böyle vuracaklardı.
8. F.E.A.R.
Liseliler bilmez, üniversiteliler de bilmez; ancak artık ilk çocuğunu bekleyenler bilir: Monolith bir dönem FPS dendi mi id ile birlikte akla ilk gelen isimlerden biriydi. Blood, No One Lives Forever, Alien vs. Predator 2, Tron 2.0… Bu muhteşem geçmiş sağ olsun, F.E.A.R. açık ara 2005’in en merakla beklenen oyunlarındandı. Çıkışından aylar öncesinde hype başladı ve oyun çıktığında, Japon korku hikayelerinden esinlenmiş senaryosu, slow-mo savaşları ve muhteşem grafikleriyle alkışları toplamayı başardı. Şimdilerde Monolith Middle-Earth: Shadow of Mordor’u yapıyor. Eğer tutarsa, ilk sevinen biz olacağız.
7. Unreal Tournament 2004
Quake mi, yoksa Unreal mı? Bir zamanların en büyük sorusu buydu. Ne oldu, nasıl oldu bilmiyoruz ama dönemin efsane kapışmasından kimse muzaffer ayrılamadı. Zira hızlı oynanan, gerçekçiliğe selam bile vermeden yoluna devam eden multiplayer FPS’ler azalmadan, aniden bitti. Oysa ki Unreal Tournament serisinin 2003-2004 sürümleri (ki ikisinin de arasında pek fark yoktur, biz araç kullanımını eklediği için 2004’ü seçtik) inanılmaz eğlencelilerdi. Hızlı oynanış gelmese bile, en azından o spiker geri gelemez mi?
6. Team Fortress 2
Öhm. Ne diyoruz biz? O hızlı oynanan FPS’ türü tabii ki bitmedi, Valve’ın gözetimi altında mutlu mesut bir şekilde yaşıyor! Yine 2007’nin güzide meyvelerinden biri olan The Orange Box’ın iki numaralı yıldızıydı Team Fortress 2. Herkes ana olay olarak Half-Life 2: Episode 2’yi bekliyor, Team Fortress 2’ye plase, Portal’a ise eşantiyon gözüyle bakıyordu. Şimdilerde Half-Life 2: Episode 2’yi anan oyuncu bulmak zor, ama insanlar yaklaşık 7 senedir aralıksız hâlâ Team Fortress 2’yi oynuyorlar. Valve inanılmaz bir altın madeni buldu TF2’nin altından. Çok da iyi kullandı, harika bir deneyim yarattı bizlere.
2 Comments
competitive açıdan bakarsak 1 numara counter-strike, 2 numara quake olur. gerisinden bir cacık olmaz.
hani doom? ayıp etmişsiniz. 🙂