Başlıkta yaygın kullanım olan MMO’yu tercih ettik ama, aslında biz onlara DVO demeyi daha münasip buluyoruz. Devasa Online oyunlar. Daha önce de “Gelmiş geçmiş en iyi 10” serimizde beynimiz yanmış, sırtımız terlemişti ama, sanıyoruz elimizi atıp atabileceğimiz en zor liste buydu. Önce DVO nedir, sınırı nerede çizilir onu belirledik. Bizim için şu iki kriter çok önemliydi: Dünya oyuncular olmadan da var olabilmeliydi ve aynı anda oynadığımız oyuncu sayısı devasa olmalıydı. Yani DayZ, Minecraft, Rust gibi, -nispeten- küçük kapasiteli sunucularda oynadığımız, kendimize sunucu açabildiğimiz oyunları böylelikle eledik.

Bu listeyi oluştururken, diğer tüm listelerimizde olduğu gibi, “tarihi” öneminden çok, safi kalitesini ele aldık. Yani ruhani ya da resmi bir devam oyunu gelip, asıl oyunun hatalarını düzelttiyse, sadece asıl oyunun tarihi önemi daha büyük diye onu listede tutmadık. Ama derdimiz yine bitmedi. O kadar fazla efsanevi oyunu, o kadar fazla kaliteli, iz bırakmış oyunu liste dışında bırakmak zorunda kaldık ki oturup ağlarsınız. Ya da daha yakın ihtimal, bize kızarsınız, ki, kızacaksınız sanırım.

Biz yine de listeye girişmeden önce mansiyon ödüllerimizi Lineage serisine, Asheron’s Call’a, Planetside serisine, DC Universe Online’a ve Ragnarok Online’a verelim. Şapkamızı kendilerine saygıyla çıkartıp, listemize geçelim. Buyurun efendim!

 

10. A Tale in the Desert

A Tale in the Desert

Minecraft’tan önceki Minecraft’tı A Tale in the Desert. Antik Mısır döneminde geçen, hemen hemen her şeyi tamamen oyuncuların yönettiği muhteşem bir oyundu. Kanunlar oyuncu elinden çıkmaydı, kanunları değiştirmek, yine oyuncuların elindeydi. Köyler, kasabalar, büyük şehirler tamamen oyuncu yapımıydı, tabii onları denetlemek de öyle. O kadardı ki, bir noktan sonra oyunda firavun bile olabiliyordunuz. Başka oyuncuları banlama yetiniz bile vardı. Tabii bunu elde etmek çok, çok zordu, ama en güzel kısmı, eğer adaletli olmazsanız, isyan etme hakkı yine oyunculardaydı. Gelmiş geçmiş en kıymeti bilinmeyen MMO’lardandır A Tale in the Desert.

 

9. Guild Wars 2

Guild Wars 2

Guild Wars 2, DVO’ların yıllar boyunca sıkı sıkıya bağlandığı bir klişeyi yıktı: Tank-DPS-Healer kutsal üçgenini. NCSoft’un ilk Guild Wars’ı da ciddi oyunculara hitap eden oynanışıyla gönlümüzde bir taht olmasa da, bir şezlong kurmuştu, ama ikinci oyun, adeta ilkinden aldığı bayrağı tuttu, Everest’in tepesine dikti. En güzeli de neydi biliyor musunuz? Bir anlamda DVO’ların artık sıkılmaya başladığımız tüm klişelerinin yıkımıydı, ama bir anlamda da en baba DVO olup çıkmıştı aradan. E ne de olsa piyasada artık çok az kalan DVO odaklı firmalardan biri var arkasında. NCSoft işini bilir.

 

8. Final Fantasy XI

Final Fantasy XI

Daimi Geekyapar kuralı “her seriden bir tane” gerektirdiği için alamadığımız Final Fantasy XIV: A Realm Reborn’a bir selam, bu kural olmasa da bu tip listelerin yanından dahi geçemeyecek orijinal Final Fantasy XIV’e de bir pis bakış atarak açmak lazım bu paragrafı. Sonra da Final Fantasy XI’e hayranlığımızı dile getirerek. DVO’lar uzun ömürleriyle ölçülürler. Final Fantasy XI’e bugün hâlâ ek paket çıkıyor, üstelik insanlar hâlâ oyunu PS2’de oynuyorlar. Yenilikçi sistemleriyle, eşsiz Final Fantasy atmosferiyle bambaşkaydı Final Fantasy XI ve insanlar bunu hâlâ bırakmak istemiyorlar. Haklılar da…

 

7. Dark Age of Camelot

Dark Age of Camelot

Aah, Mythic. Hayatımıza Dark Age of Camelot ile girdin ve o kadar büyüledin ki bizleri. Sonradan Warhammer Online’da da kullanacakları “Realm vs. Realm” sisteminin ilk temelini burada atmışlardı. Çoğu DVO iki fraksiyonu dahi sağlam dengeleyemez, ama Dark Age of Camelot, üç fraksiyonu, muhteşem bir PvP sistemiyle, hakikaten insanı topyekün savaşta hissettiren bir havayla harika dengelemişti. Şimdilerde orijinal oyunun yapımcıları Kickstarter projeleri Camelot Unchained’in peşindeler. Ümidimiz var, yok değil, ama DAoC’nin yeri de gönlümüzde hep bir ayrı olacak.

 

6. City of Heroes

City of Heroes

DVO’ların en kötü yanları nedir diye sorarsanız, size tek bir cevap veririm: Bir noktadan sonra onları oynamak imkansızdır. Bugün isterseniz 1990’da çıkmış tek kişilik bir oyunu tekrar bir şekilde oynayabilirsiniz. Ama bir DVO sunucuları kapattıktan sonra kaybolup gider. Seneler içerisinde pek çok DVO yitti gitti elimizden, ama sanıyoruz en çok City of Heroes’a üzülüyoruz. Şimdilerde Champions Online var, DC Universe Online var ama City of Heroes bambaşkaydı. İlk göz ağrımızdan da öte bir sevgimiz var City of Heroes’a, zira içimizdeki süper kahramanı çıkartıp, muhteşem bir şekilde DVO kurallarına sarmalamak konusunda harikaydı.

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.