5. EverQuest
Yıllara meydan okumak böyle bir şeydir işte. Bugün EverQuest’in çıkışının üzerinden tamı tamına on beş sene geçti. EQ ilk çıktığında doğan çocuklar, şimdi lisede sevgili yapma derdine düştüler. Ama EverQuest’e hâlâ ek paket çıkıyor. Bildiğimiz anlamda DVO’ların babası EverQuest. Hatta bir babadan da fazlası. Ortada adeta bir Big Boss ve klonları durumu var. Evet, Solidus, Liquid ve Solid’in kendi kimlikleri var en nihayetinde, birini sevip diğerlerini de sevmeyebilirsiniz ama kaynakları aynı. DVO piyasasının Naked Snake’i, büyük patronu EverQuest. Yaşlanmayan efsane.
4. Lord of the Rings Online
WoW’un çıkışından sonra pek çok firma, “biz de bu pastadan pay almalıyız” niyetiyle sağa sola salça oldu, doğrudur. Hemen hemen her biri de bir lisans kapıp, hızlıca DVO’ya çevirmeye baktı. Matrix Online gibi özgün fikirler ama kötü uygulamalar da vardı, Age of Conan gibi düpedüz “olmamış” olanlar da. Fakat bu DVO patlamasının içerisinde bir oyun bambaşkaydı. Asheron’s Call’dan tecrübeli Turbine’a verdiler Orta Dünya’yı, onlar da belki de hikayeye en fazla önemi veren, bulunduğu evreni en güzel yansıtan oyunu yaptılar. Sadece filmleri alıp, oyuna aktarmak değildi yaptıkları. Kitaplarda okuduğumuz, filmlerde farklı yansıtılan pek çok detay da Tolkien-vari bir şekilde karşımızdaydı. Siz zorlu bir dungeon’da kıçınızı Tom Bombadil’in kurtarması nasıl hissettirir, Bree’de hanın önünde sazla Fear of the Dark çalmak nasıl bir şeydir bilir misiniz? LotRO oyuncuları bilir.
3. EVE Online
Bu dünyada öğrenim eğrisi daha dik bir oyun yok. Yok işte. İndirip, kurup, sonra da tam manasıyla hakim olabilmek için bir haftanızı vermenizin gerektiği bir başka oyun daha yok, boşverin DVO’yu. Ama zaten bu dünyada bir tane daha EVE Online yok. Öğrenmesi zor, hakim olması vakit alıyor, eyvallah. Ama olduktan sonra da sizi gerçekten alternatif bir gerçekliğe alıyor oyun. İnsan doğasını bu kadar iyi yansıtması, oyununda temeli paraya dayandırmasından kaynaklanıyor. Önce size gerçekliğini kabul ettiriyor, sonra da bütün dürtülerinizi sınattırıyor size. Hırs, rekabet, kıskançlık, ihanet… Bütün bunları daha iyi anlatan bir oyun daha yok. Adamlar oyun içerisinde yaşanan olayları kitap yaptı diyoruz ya…
2. Ultima Online
Çocuktum. Yaşım ya 12, ya da 13 falandı. Bir arkadaş zoruyla internet cafeye, ilk defa ismini duyduğum “Ultima” diye bir oyunu oynamaya götürüldüm. Arkadaş bana uzun uzun kendisi ve grup arkadaşlarının bir iyileştiriciye ihtiyaç duyduklarını, gelip bandaj yapmam gerektiğini anlattı. Oturduk bilgisayarın başına, oyuna girdik. Kalabalık bir şehir merkezinin ortasındaydım. Arkadaşım şu cümleyi kurana kadar umursamadım kalabalığı. “Abi”, dedi, “o insanlar var ya?”. Evet? “Onlar gerçek insanlar”. Böyle bir şeyin mümkün olabileceğini dünya Ultima Online ile öğrendi. Şimdinin lunapark DVO’ları elinizi bırakmama üzerine kurulu, ama hepsinin ağa babası Ultima, kasten elinizi tutmama üzerine kuruluydu. Bu bir dünya. Senin bazı yeteneklerin var geliştirebileceğin. Bunlar da diğer oyuncular. Ne yaparsan yap.
1. World of Warcraft
World of Warcraft, sevin ya da sevmeyin, tüm oyun dünyasının yönünü değiştirdi. Sadece DVO’ların değil. Popüler kültürü ilk penetre eden oyunlardan biriydi WoW. Oyunların artık online olmamaları gibi bir fırsatları yoktu. Eminim, tonla insanı “öylesine oyuncu” kategorisinden, “gamer” mertebesine de yükseltmiştir. Ama burada bulunmasının sebebi bu değil. World of Warcraft, DVO piyasasında neredeyse kimsenin tutturamadığı bir dengeyi kusursuzca bulmuş, yakalamıştı. Öğrenmesi kolay, ustalaşması ise zor. Listedeki ilk üç oyuna bakın. EVE ve Ultima, delicesine tatmin eden, doyurucu oyunlardır. Ama onları öğrenmesi çok zordur. DVO’lar WoW’a kadar hep böylelerdi. Niş bir kitlenin, ustalık dönemi oyunları. WoW bu bariyeri yıktı. Tutorial olmadan oynayabileceğiniz bir DVO’yu WoW.
Ama 60. seviyeye geldiğinizce derinliği tatmin ediyordu. Girişiniz kolay olduğundan, 60’a kadar işi öğrenmiş oluyordunuz. WoW sizi kendine bağlıyor ve sonra gerçek yüzünü 60’ta gösteriyordu. Raid’ler, “hardcore” dediğimiz tipten bir oyuncu değilseniz, yapılması mümkün şeyler değillerdi. PvP emek, zaman ve kafa gerektiriyordu. Bunların üzerine WoW zaman içerisinde farklı eşikler de koydu. İsterseniz günde bir saat çiftliğinizle ilgilenip, iki üç dungeon yapıp çıkabildiğiniz bir oyun, isterseniz saatlerinizi PvP’ye gömebileceğini bir kara delik, isterseniz de raid’lerle koordineli taarruz havasını yaşatan bir fenomen oldu.
Özetle, tek cümleyle şudur World of Warcraft: DVO oynamayanları bile DVO türüne alıştıran bir oyundu. Bunun için de bir numara olmayı hak ediyor.