5. Forza Motorsport 4
Horizon çok arcade. Forza 5 ise, basitçe, selefi kadar iyi değil. Ve bir yerde, bu listede Forza adı geçmesi gerekiyor. O yüzden Forza Motorsport 4 burada. Top Gear ortaklığı cepte. Autovista modu, inanılmaz. Geliştirilmiş ses, fizikler, görseller; zaten. Arabaya binip, kokpit kamerasını açıp, tüm dünyanın sesini kapatarak kendinizi sadece motorun hırıltısına, lastiklerin gıcırtısına bırakmak? İşte o bambaşka. Forza 4, basitçe, Turn 10 Studios’un başyapıtı. Bizce tartışmak bile anlamsız.
4. GTR 2
GameSpot, 2006 senesinde GTR 2‘ye “Kimsenin oynamadığı en iyi oyun” ödülünü vermişti. Biz bu ödülü veren muhteşem vizyonu kutlamak istiyoruz. Hakikaten de öyle, GTR 2, belki yeni nesil konsolların heyecanına kapılan video oyunu severler tarafından unutuldu, belki de arkasında kudretli bir pazarlama makinesi olmadığından kaldı kıyıda köşede. Sorun her neyse, oyunun kendisi değildi. Çok net konuşuyorum, başından sonuna kadar ince işlenmiş bir eserdi GTR 2. Hakkını bulamadı zamanında, bari biz bu listede kendisini hak ettiği yerde ağırlayalım.
3. TOCA Race Driver 3
2006, belli ki yarış oyunları için bereketli bir yıldı; zira bize GTR 2’yi bahşetmesinin yanında, bir de kucaklarımıza TOCA Race Driver 3‘ü bıraktı. Ne diyelim, nasıl anlatalım Codemasters’ın bu oyununu? Wikipedia’yı örnek alıp 120 şampiyona, 35 tip yarış, 70 lisanslı araba, 80 pist diye girelim mi damardan? Yoksa has bir simülasyon olmasına rağmen yeni oyunculara nasıl sırt çevirmediğinden mi söz edelim? Ya da bir stüdyonun, bir yarış oyununa gerçekten bundan fazla içerik koyamayacağını mı anlatalım sizlere? Ne dersek diyelim, TOCA Race Driver 3’ün hakkını veremeyebiliriz. O yüzden bronz madalyayı omuzlarına takılalım ve sessizce iki numaraya geçelim.
2. F1 Challenge ’99 – ’02
Bu, anlatması zor bir tercih. Bu listeyi yaparken, hemen hemen diğer tüm listelerde olduğu gibi türe gerçekten -benden az, ya da benden çok gözetmeden- hakim insanlara sorup soruşturdum. Hep de elimde bir kısa liste vardı. Herkes olağan şüphelileri saydı elbette, Forza, GRID, TOCA… F1 Challenge ’99 – ’02‘yi hep ben hatırlatmak zorunda kaldım. Ve her hatırlatışımda, kiminle konuşursam konuşayım, gözünde aynı parıldama belirdi. Herkes aşağı yukarı aynı şeyden söz etti: Detaya gösterilen özen. F1C kolay bir oyun değildi. F1C’yi oynamaya başlamak dahi kolay değildi. Ama bir kere hızını alan herkes, kendisini gerçekten Michael Schumacher gibi hissedebiliyordu. Ve o his, kendisini yıllar sonra bir göz parıltısı olarak dışavuruyordu. Biz biraz da o parıltıya güvenerek aldık F1C’yi iki numaraya…
1. Gran Turismo 4
Ama dürüst olalım, birinci sıraya ne koyacağımız o kadar belliydi ki… Şimdi bir şeyi eğri oturup doğru konuşalım, Gran Turismo serisi yarış dünyasının en büyük markası. En büyük. Bu payeye de boşuna erişmedi. Onun PS1 döneminden beri yarış oyunlarında açtığı yol, taşıdığı bayrak bir numaradaki yerini garantilemişti zaten. Mesele hangi oyunuyla bir numarada olacağıydı. Sonra aklımıza, araba denince akla ilk gelen adam, Jeremy Clarkson’ın oyunla ilgili şunu dediği aklımıza geldi: “Bu oyun sadece her kaza yaptığınızda dev bir demir parçası ekrandan çıkıp kafanıza girse daha gerçek olabilirdi…” . O an, Clarkson ile tartışmanın ne kadar beyhude olduğunu kabul ettik ve tüm “gerçekliğiyle”, bir numarayı Gran Turismo 4’e verdik.