Tür: Alternative, Synthpunk
Çıkış Tarihi: 9 Mart 2009
Plak Şirketi: Dress Up . DGC . Interscope
Küçükken, müzikle ilgili insanlara sinir olurdum. Enstrüman çalan insanlardan bahsetmiyorum yanlış anlamayın, ben böyle albümleri süper takip edip, onları adeta bir filmmiş gibi bekleyen ve dinleyen insanlara kıl olurdum. Bir insan nasıl bir müzik albümünü büyük bir hevesle bekleyip onun için heyecanlanabilirdi aklım almazdı, saçma gelirdi.
Bu sebeple büyüyünce öyle bir insan olmayacağıma and içmiştim. Müzik çok büyütülecek bir şey değildi ve bir insanın hayatında çok büyük bir yeri olması gereksiz gibiydi.
Böyle düşünüyordum o küçük aklımla, hayatla ilgili pek çok konuda yanıldığım gibi, bunda da çok yanılacaktım. Hatta daha fazla yanılamazdım, belki yanılabilirdim ama o da çok fazla olurdu, neyse.
Daha sonra tabii müzikle ilgili yazan, albüm bekleyen, insanlarla saatlerce müzik konuşan bir tip oldum, aynaya baktığımda küçük Günhan bana ne küfürler ediyordur kim bilir, ben de artık onlardan birisiyim çünkü.
Sizlere her Cuma günü Kara Bant isimli bir albüm listesi hazırlıyorum biliyorsunuz, burada da her hafta tek bir albümle ilgili konuşacağım, bunu neden yapıyorum diye sorarsanız size bir sebep göstermekte oldukça zorlanırım, yapabiliyorum diye sanırım.
Yeah Yeah Yeahs diye bir grup var, duydunuz mu bilmiyorum, isimlerinin üzerine çok düşünmediklerine eminim fakat yaptıkları işi iyi yapıyorlar, hatta çok iyi.
2000 Yılında New York’tan çıkış yapan grup, genel olarak indie rock tandanslı işler yapıyor, vokalleri ve aynı zamanda grup liderleri Karen O, zaten çok fenomen bir kişilik olduğundan milyonlarca kişi tarafından biliniyor ve seviliyor. Aynı zamanda kendisi pek çok film için beste yapan biri, Spike Jonze filmleri ile bir aşinalığınız varsa müziklerini yapan kadın Karen O yani.
Grubun geri kalanı Nick Zinner ve Brian Chase’den oluşuyor. Yeah Yeah Yeahs elemanlarının geri kalanı gibi Nick Zinner da çok yönlü bir insan, baya başarılı bir fotoğrafçı, aynı zamanda epey de karizmatik bence.
Brian Chase ise Yeah Yeah Yeahs dışında Moppa Elliott, Jessica Pavone, mary Halvorson gibi pek çok başarılı müzisyenle çalışmış bir isim, aynı zamanda kendisi başarılı bir caz davulcusu.
Üç kişiden oluşuyor Yeah Yeah Yeahs, aslında bu isimlerin her biri için bir kere “Yeah” demek yeterli, hepsi kendi dallarında muhteşem insanlar ve bir araya geldiklerinde de muhteşem işler ortaya çıkartıyorlar.
Grup ilk iki albümü Fever to Tell ve Show Your Bones çok büyük bir başarı yakaladı. Özellikle 90’lar da çocuk olduysanız DreamTV’de Gold Lion’ı dinlememiş olma ihtimaliniz yok bence. Şu ateşli kumsallı kırılan enstrümanlı klipten bahsediyorum.
Her ne kadar Mosquito da çok güzel bir albüm olsa da, ilk iki albüm ve Mosquito arasında çıkan It’s Blitz! bambaşka bir iş gerçekten.
It’s Blitz’in yapımcılığını Nick Launay üstlenmiş. Kendisi daha önce Nick Cave, Arcade Fire ve Talking Heads ile çalışmış bir isim. Albümün ağır topları ise Zero, Heads Will Roll, Soft Shock ve Skeletons.
Albümün 10 parçası arasından favorim açık arayla Soft Shock. Her ne kadar Heads Will Roll daha çok seviliyor olsa da, Soft Shock’ın o kendine has dünyası gerçekten de beni çok etkiliyor.
It’s Blitz! çok güçlü bir albüm. Çıktığında pek çok ödül aldı ve hatta 2010 yılında Grammy adaylığına oynadı. Konu olduğu her yayında ve incelemede aldığı puanlarla rüştünü ispatladı, grubun sesini tamamen yeniledi ve bambaşka bir yöne doğru çekti. Tabii bütün bunların yanında Yeah Yeah Yeahs’in özünü korumayı da ilginç bir şekilde başardı.
Albümü aşağıda dinleyebilirsiniz, haftaya görüşmek üzere!