Oyunlar ve politik söylem konulu tartışma asla tükenmeyecek gibi gözüküyor. Geçtiğimiz aylarda ilk trailer’ı ile tepkileri üzerine çeken Polonya yapımı oyun Hatred, ikinci videosuyla da yeniden gündemde yerini aldı. Üzerine çok konuşmadan önce neyden bahsettiğimizi bilmeyenler için mevzubahis trailer’ları sunuyorum:
Özellikle ikinci video nasıl bir bela ile karşı karşıya olduğumuzu gösterir nitelikte. Oyunda herhangi bir hikayenin bulunmaması ve tek amacımızın vurulana kadar herkesi katletmek olması akla 1997 yapımı kült oyun Postal’ı getiriyor ki açıkçası trailerı ilk seyrettiğimde ben Hatred’ın yeni bir oyun değil, Postal’ın rebootu olduğunu düşünmüştüm. Oyundaki görsel şiddetin çok yüksek ölçüde olması ve vahşetin polis sivil dinlemeden herkesin üstüne püskürtülmesi doğal olarak Hatred’ı bir anda ilgi odağı haline getirdi.
Hatred’ın ucuz bir fikrin ürünü olduğunu görmek zor değil. Asıl tüketici kitlesinin de nitelikli oyundan ziyade şiddet pornografisi arayışında olacağı aşikar. Steam’den satışı ilk olarak geri çekilen oyun, gösterilen tepkilerden ötürü yeniden satış listesine eklenmiş vaziyette. Herhangi bir etnik ya da dini gruba ya da cinsiyete özel bir nefret söylemi taşımadığından, her insana eşit düşmanlık beslediğinden ötürü Hatred güncel siyasi doğruculuk bariyerini aşmayı başarmış gibi görünüyor.
İşin özeti 2015’te hala yirmi sene öncesinin mantığıyla oyun yapılması ve bundan kar elde edilecek olması üzücü bir durum, ama belki de sorgulanması gereken şey bu duruma imkan sağlayan kitle olarak biz oyuncuların ne yaptığı. Call of Duty’ler ile küresel siyaseti headshot’larla belirlemekten haz alan bizler için doğal olarak layık görülen iş Postal ya da Hatred gibi provokatif yapımlar oluyor haliyle.
Yapımcıları daha güzel işlere yönlendiren bir kitle olmamız dileğiyle…
Güncelleme: Yazının ardından yapılan yorumlarda sanki “böyle oyunlar yasaklansın” minvalinde bir mesaj vermeye çalıştığım anlaşılmış. Herhangi bir eserin herhangi bir sebepten yasaklanmasını desteklemem, hatta olduğu haliyle kalsın ki gelecekte dönüp bakalım nasıl saçmalıklara insanlık olarak değer vermişiz bunu bilelim. Bir sanat ürünü varlığıyla şiddete yöneltmez, ancak mevcut şiddeti meşru görmemizi sağlar. Amerika’daki lise katliamlarını yapan kişiler muhteşem bir hayatın içindeyken bir anda DOOM oynadıkları için silah kuşanmadılar, sayısız çevresel etkenin ürünü onların katliamcıya dönüşmesini sağladı. O yüzden Hatred’ın varlığını satışında hassasiyet gösterildiği takdirde sorunlu bulmuyorum. Kendimizi buna layık gördüğümüz için üzülüyorum sadece. Herkese güzel haftasonları…
19 Comments
Bu oyunun bu siteye eklenmesini bir talihsizlik olarak görüyorum,açıkca şiddet eğilimini artıran,ergen ve aklı tam oturmamış küçüklere kötü örnek oluşturacak bir oyunun tanıtımı gibi buraya eklenmesi uygun değil!
Ayrıca bu cümle “Herhangi bir etnik ya da dini gruba ya da cinsiyete özel bir nefret söylemi taşımadığından, her insana eşit düşmanlık beslediğinden ötürü Hatred güncel siyasi doğruculuk bariyerini aşmayı başarmış gibi görünüyor.” nasıl bir zihniyetle yazılmış!Bir gruba değilde herkese yönelirse şiddet güzel mi oluyor?
güzel olmuyor ama sansürden sıyırmayı başarıyor. yazarın takdir ettiği bir durum yok ortada, nesnel yaklaşılıyor. önceki ve sonraki cümlelerden ırak metin okuma alışkanlığı edinmeyelim lütfen.
hatred’ın fragmanları zaten tüm internette dolaşılıyor. En azından tasvip edilmediğinin dile getirildiği bir yazı ile belirtilmesi sorunlu değil.
özendirici bir oyun olduğunu düşünmemekle beraber yapımcıyı kıssa yoldan para kırmayı planlayan, çıkarcı bir arkadaş olarak kafamda tasvir ettim. Hiçbir şiddet oyunu şiddete özendirmez ama vuku bulan şiddeti kafalarda meşru kılar. Bu sebeple keşke yapılmasaydı, ama yapılmış alıp oynayanlara selam ederim. Günümüzde böyle oyunlara layık görülmemiz üzücü sadece.
“Connecticut eyaletindeki gibi kanlı baskınların sık sık yaşanmasını kimileri silaha ulaşımın çok kolay olmasına, kimileri şiddet içerikli video oyunları ve filmlere, kimileri ise yıkılan aile değerlerine bağlıyor. ”
http://www.haberler.com/son-10-yilin-en-kanli-okul-baskinlari-4172461-haberi/
Hangimiz aynı silahlarla GTA’da öldürülene kadar katliam yapmadık ki? Yoksa siz GTA’yı trafik kurallarına bile uyarak mı oynuyorsunuz? Half-Life’ta Crossfire kurup amaçsızca birbirimizi öldürmeye çalışmadık mı? Yoksa Amerikan Güreşi de kavgaya dövüşe mi özendiriyor? Bunlar da ilk çıktığında buna benzer tartışmalar yaratmışlardı. Çok takılmayın böyle şeylere. Bu tür şeyler özendirmekten çok insanın içindeki şiddeti dışarı vurup ondan kurtulmasına yarıyor bence.
Tipik ergen yaklaşımı,kötüyü göstererek kötüyü aklamak!Arkadaşım eğer ingilizcen varsa oyun fragmanlarında adamın yaptığı nefret dolu konuşmalar,nefet etmenin felsefesi gibi.İstersen senin için çeviririm.Bu cümleler her aklı zayıf eğitimi az insanlar için çelici özelliklere sahip.
Unutmayın en çok okul baskını yapılan ve en çok katliam yapılan ülke abd dir. En son yapılan baskında ÇOCUK oyun oynayarak bu psikolojiye ulaşmış ve okulda katliam yapmıştır!Senin örnek verdiğin oyunlarda bu işin felsefesi yok,vur geç,öldür geç.Ancak burda adamlar insanlardan yersiz yere nefret etmenin felsefesini yapmışlar ve direkt nefret aşılamanın zirvesini yakalamışlar.
Oyundaki “başkahraman”!!!! şu cümleyi kuruyor:
-Pislik insanlar,sebep yok,neden yok tek amacım bulduğum ve gördüğüm yerde öldürmek!!!
bana ne kardeşim aklı zayıf, eğitimi az insanlardan? aptal tipler yüzünden benim ürünlere erişimimin engellenmesinden de bıktım iyice ha. aynı şeyler counter-strike’da terörist rolü üstlenip bomba kuruyoruz diye de söylendi yıllar önce. Hangi felsefeyle yapıyorduk bunu? bi gidin artık be. böyle insanlar var ve aman manyağın biri şiddete özenmesin diye sadece teletubbies mi izleyeceğiz biz? çocuğunun okuduğu, izlediği, oynadığı şeyleri takip etmek, kısıtlamak, hareketlerini gözlemleyip psikolojik sorunları varsa tedavi olmasını sağlamak ebeveynlerinin görevidir. millet sorumluluğunu doğru düzgün yerine getirmiyor diye benim oyunda doyasıya katliam yapma özgürlüğüm niye kısıtlanıyor yea? öyle bir manyak varsa önceden sezilip hastanede kontrol altında tutulsun, bana ne? zaten öyle bir adam varsa bu tür oyunlar olsa da yapar yapacağını, olmasa da. ben mecbur muyum hayatımı aptal insanlara göre optimize etmeye? bu oyunu da kurup “hepinizden nefret ediyorum aptal insanlar!” diye karşıma çıkan herkesi öldüreceğim işte. sonra da rahatlamış bir halde kalkıp işime gücüme gideceğim. sonunda tüm amacı tam da bu olan bir oyun yapılmış, nefis.
bu arada yorumun üstte görünsün diye her defasında kendi yorumunu beğendiğin de gözümden kaçmadı Demirciğim. Kıps.
Eskiden ne güzel doğal seleksiyon denen bir şey vardı. Aptal olanlar büyüyüp kimseye zarar veremeden kendiliğinden ölüp eleniyordu. Şimdi herkes aşırı korumacı, doğanın işine karışıp ölümün elinden insanları alıyoruz, aptalı maptalı kim varsa hepsi yaşıyor ve ve böylece insan toplumunun ortalama zeka seviyesi gittikçe düşüyor. Tüm hayat da onların bir şekilde zarar görmemesi için optimize ediliyor. Eziyetini de biz çekiyoruz aptal aptal kurallara uymak zorunda kalarak.
Anlayabilmen için üstüne titreyebileceğin evlatların olması lazım!bak bakalım çocuğun olduğu zaman böyle asice ve aptal şeyler yazabiliyor musun?Darwin eğer buraya bu örneği verdiğini görseydi emin ol sana sperm israfı derdi!Bence cinsel korunma yöntemleri daha etkili bir yöntem!Keşke sana korunmuş olsalardı da bu saçmalıkları buraya yazamasaydın!
Anlaşıldı,sana ergen demiştim ya vazgeçtim sen daha çocuksun!Bunlar nasıl cümleler böyle; bana ne; yaa.Arkadaşım burya yazarken bile çocuk tripleriyle yorum yazıyorsan işte bu oyunların ne kadar etkili olduğunu görüyorsun,insan organik bir robottur,onun beynine hangi yazılımı yüklersen ona göre hareket eder,şu an sende saçmalama yazılımı yüklü!Ürüne erişime engellemek ne demek hiç yapılmaması gereken bir oyun!Hadi yapıldı senin gibi çoluk çocugun gözüne sokulacak şekilde tanıtımı yapılmamalı!
ya demirciğim, ben insanların dişleri çıkmaya başladığında doğaya salıverilmeleri ve yalnızca orada ergenlik çağına kadar hayatta kalabilenlerin topluma geri kabul edilmeleri taraftarı olan, Doctor Who izlerken filan Cybermen’in tarafını tutan bi adamım sonuçta. O yüzden beni çok da şeyapma yani…
tamam kardeş git oyununu oyna,doctor who izle,cybermanin tarafını tut!
“Özellikle ikinci video nasıl bir bela ile karşı karşıya olduğumuzu gösterir nitelikte.” Özellikle bu cümle neden ciddiye alınmamanız gerektiğini gösterir nitelikte. “Hala 20 sene öncesinin mantığı” filan… Şiddet başından beri oyun dünyasının en sevdiği temalardan biriydi. Hatred çok tartışıldı. Steam’de ortadan kayboldu, Gabe gitti kendi eliyle geri getirdi filan… Oyunla ilgili üzücü olan tek nokta gamer kitlesinin iki yüzlü doğasını ortaya çıkarmasıydı. Bir oyun 30 yıldır her türlüsünü milyon kez gördüğümüz şiddet temasını context vermeden kullanınca yer yerinden oynadı.
ee? son cümlenle bahsettiğin şeyle bir problemi olmak ciddiye alınmamamızı gerektiriyorsa dalganı geçebilirsin. ama bağlamından çıkartılmış şiddetle, bağlamında sunulmuş şiddet arasındaki farkı ben şahsen çok anlamlı buluyorum. bir tanesi birini bir hikaye anlatma aracı olarak kullanmaya çalışıyor, diğeri ise şiddet için şiddet gösteriyor.
burada yazı şunu söylemeye çalışıyor; ana akım oyun dünyası şiddeti meşru gören oyunlarla yolunu buraya kadar getirdi. işin kötüsü, bu tip oyunlara -spesifik bir etnik kökene / dini inanca hakaret etmediği sürece- sınırsız bir politik doğruculuk atfediyoruz. bütün oyunların birilerini öldürmek üzerine kurulu olması neticesinde sadece öldürmek üzerine kurulu oyunları getiriyor ki bu bir sanat dalı için korkunç dar ve ümitsiz bir gelecek resmediyor açıkçası.
oyuncuların yıllarca yaptığı şeyi hatred oyunun ana konusu olarak vermiş. gta’da veya başka bi oyunda kafamız güzelken, sıkılınca yaptığımız şeyin ayrı bir oyun olduğunu düşünmek gibi birşey. yeni birşey var mı? yok. malzeme aynı, sunum farklı. oyun geliştirme mantığı olarak ideal bi yaklaşım olmayabilir. bunu tartışmakta sakınca görmüyorum. ama bir yapımı şiddet içeriği için trt 3 açık öğretim dersi diliyle eleştirmek sizi iyi yansıtmıyor diye düşünüyorum. bu da benim fikrim, belki bana öle geliyodur.
İsteyen istediği oyunu yapar, isteyen istediği oyunu oynar. Hiç biri zorla yapılmıyor, devlet kontrolünde değil. Sen hoşlanmıyorsun diye şiddet oyununu eleştirirsen, adam da gelir “Gone Home’da lezbiyenlik övüyorlar, kaldırılsın” der. Özgürlük savunacaksan herkesin özgürlüğünü savunmak lazım abiler, “kendimize kadar özgürlük” diye bir şey yok.
Her şeyi geçtim bu oyunu yapanların nasıl bir psikolojisi var acaba?
Kanka, GTA’da senaryoyu bir kenara bırakıp tankla roketle alev silahıyla milleti tararken hangi psikolojideysek onlar da o psikolojideler yani, çok da şeyapmaya gerek yok.
Bir kadın olarak kesin naif bakıyorumdur diye kendime cinsiyetçi yaklaştım, bu oyunun bende uyandırdığı hisleri objektif düşünmeye çalıştım.
GTA, Half-Life vs örneklerini bir kenara koyabiliriz çünkü o oyunlar da şiddet görevleri içeriyor ve herkes “görev” mantığında zevk alır, adam öldürmeyi de işin zorluklarından/artılarından görür. Sadece görev seçmeyip, free online oyunculara girmek gibi bir ayırım yapmaya da gerek görmüyorum.
Biz Sims’te insanları havuza koyup merdiveni silen, evin kapılarını silip açlıktan ölmesini izleyen bir dünyada yaşayan nesiliz. Bu sağlıklı mı değil mi tartışmak çok zor, başka bir platformun konusu tamamen ancak bilgisayar oyunlarının çeşitli ülkelerde çeşitli yaş gruplarını etkilediğini inkar etmek mümkün değil. Gerçekten oyunlarda alışveriş merkezindeki insanları katleden Rus ajan gibi eline silahı alıp liselere dalan var, bu hayatımızın bir gerçeği, yaşanmışlığı.
Bilgisayar oyunu alan kişileri önce psikolojik testten geçirmek mümkün değil. Kendi çocuklarımızın, ablamızın kardeşimizin, annemizin babamızın dolaştığı sokaklarda bir “Aklı zayıf, az eğitimli..” gelip hayatımızın içine bıraksın istemeyiz. Onunla aynı oyunu oynayıp “E ben etkilenmiyorum akıllıyım, bir zahmet o da bu kadar ciddiye almasın oyunu canım.” şeklinde banadokunmayanyılanbinyaşasıncılık mümkün mü?
Bu oyundaki “gotik” arkadaşa özenen, örnek alan, “bir denemek” isteyen veya komple aynı düşünceleri çok uzun süredir paylaştığının farkına varan insanlar olacaktır. Kendi kendine “Ama bu zaten oyun, gerçek hayatta bu yanlış. Kimse yapmaz ki zaten bunları cık cık cık” diyebilen %80 insansak (İyimser, kötümser farkmaz.) geri kalan %20’sinin bu oyunun heyecanına kapılıp gerçekten denemesi “ihtimali” ile mi yaşamalyız? İzin verilmeli mi?
Yok ben gerçekten naif düşünüyorum ve bu oyundaki ergen “ay herkes mokum gibi, dünya zaten çok moktan herkes ölsün ben de öliiim” mantığını sindiremiyorum. Mantığın ergenlikte kalmayıp ciddiye bindirilip bir karaktere yüklenip bir bilgisayar oyunu ile koca koca kitlelere ulaştırılmasını hazmedemiyorum.
Son cümle hakikaten hoşuma gitti: Yapımcıları daha güzel işlere yönlendiren bir kitle olmamız dileğiyle…
Kopyala-yapıştır haber yapmayarak, kendi yorumlarınızı katarak haber yaptığınız için tebrik ediyorum. Fakat bu yorumlar genelde hiç bir oyunu beğenmeme, yok onun kopyasıymış, ucuz fikirmiş yazılarınız pek hoş değil(en iyi RTS oyun sıralamasında zaten gördük.) Sadece kendi fikirlerinizi yazmak istediğiniz bir şey varsa, bu bir çok kişinin sahiplendiği bir kültür adı altında lütfen yapmayın(şahsen ben bile böyle bir şeyi sahiplenemiyorum) Şöyle bir şey vardır, Herkesin süper bir oyun fikri vardır, ama önemli olan onu fikirden ürüne getirmektir. İşin zor kısmı budur. Böyle bir oyunu yapmak bence ciddi cesaret gerektirir. Olan bir fikri daha farklı kurgulamak( renk tonları, gameplayi, tasarımı) kötülenecek bir olay değildir. Yapımcıların cesaret edip böyle bir ürün yapmasının bu derece sert eleştiri almasını pek anlamlı bulmuyorum.