Çizgi romanların, dünyada popüler kültürü doğrudan etkilediği günlerde yaşıyoruz. Milyon dolarlık sinema evrenlerinden basit kırtasiye ürünlerine, oyunlardan yiyecek menülerine kadar her şeyde çizgi romanların bu etkisini görmek mümkün. Bu etkinin başlangıcı her ne kadar 1950’li yıllara dayansa da asıl büyük etkiyi yaratan 1990’ların sonu, 2000’lerin başında art arda çıkan süper kahraman filmleriydi. Öyle ki bu filmlerin arkasına hemen bir “film oyunu” çıkar, reklamlar onun aksiyon figürleriyle dolar, bütün çocuklar kahraman kıyafetleri arardı. En sonunda bir kartopu etkisine bağlayan bu etki bizi 2008 yılında “sinematik evren” kavramıyla tanıştırdı. En sevdiğimiz süper kahramanlar birbirlerinin yanında duruyor biz de mest oluyorduk. Bundan kimsenin bir şikayeti yoktu tabi. En nihayetinde hepimiz çocukluk hayallerimizi yaşıyorduk.
Ama bu popüler etkini kaynak materyallerden daha fazla sevileceğini ve etkinin ters yöne döneceğini hiçbirimiz tahmin edememiştik. Çizgi romanlarda en iyi tahminle B sınıfı bir süper kahraman olan Iron Man’in, Robert Downey Jr. oynayınca bir anda parlayacağını nereden bilebilirdik ki ya da harika bir film çıktı diye Guardians of the Galaxy’nin çizgi romanlarının bir anda satış rekorlarını kırabileceğini? Ama tahmin edemediklerimiz başımıza geldi. Öyle ki çizgi romanlar filmleri değil filmler çizgi romanları etkiliyor artık. Marvel, X-Men’in film haklarını satın alamadı diye çizgi romanlarda X-Men’i Inhuman’lara dövdürüyor, DC sırf Suicide Squad tuttu diye bizi olabildiğine Harley Quinn animasyon ve çizgi romanlarına boğuyor, filmler yaklaştıkça çizgi roman satışları yükseliyor. Bir taraftan hala bu işin özüne saygı duyan yazarlar işlerini yapmaya devam ederken bir yandan da bu firmaların “kâr amacı güden birer şirket” olduğunu hatırlatan yapımlar gelmeye devam ediyor.
That's right: we're teaming up with @Marvel to bring you brand new League of Legends comics, starting with ASHE: WARMOTHER, which will release monthly on digital platforms beginning December 19! pic.twitter.com/3SQv2cmxTE
— League of Legends EU (@loleu) November 19, 2018
Popülerliğin çizgi romanlara olan katkısının son meyvelerinden biri de Marvel’ın, League of Legends için hazırlayacağı Ashe: Savaşanası çizgi romanı olacak. Marvel, 2009 yılında Riot Games’in hayatımıza kattığı, oyuncu kitlesi yüzünden eleştirilen ama bir yandan da e-spor teriminin çıtasını yükseklere çıkartan oyunun popülerliğine gözünü dikmiş görünüyor. Türkiye’nin nüfusu kadar oyuncusu olan oyuna, çıkartacağı bir çizgi romanın oyuncu kitlesi tarafından kapış kapış gideceğinden kuşkumuz yok. Ama oyuna yapılan bu yatırımın tamamen para amaçlı mı olduğunu, yoksa paranın yanında kaliteli bir yapım da yapmayı mı amaçladıklarını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Riot Games Avrupa twitter hesabından aldığımız bilgiye göre 19 Aralık 2018 tarihinde online olarak yayınlanacak çizgi romanın fiziksel kopyası Mayıs 2019’da raflarda yerini alacak. Konu hakkında Marvel editörü C.B. Cebulski şunları söyledi.
“Marvel evrenini ve çizgi romanları seven birçok hayran, hikaye anlatımı için ilgi ve tutkularını oyuncu topluluğuyla paylaşıyor. League of Legends sektördeki en tanınmış oyunlardan biri ve şahsına münhasır dünyası ve zengin karakterleriyle çizgi romanlara mükemmel uyum sağlıyor. Riot ile ortak olmaktan ve dünyadaki bütün hayran ve oyuncular için League of Legends evreni kurmaktan oldukça heyecan duyuyoruz.”
Madalyonun diğer yüzünde ise oyun sektörünün kendi oyun arkası hikayelerine verdiği önemin güzelliği var. Eskiden World of Warcraft’ın her ek paketine çıkardığı fragmanlar ile coşarken şimdilerde bayrak yarışını League of Legends ve Overwatch sürdürüyor. Bu iki yapımın da yayınladığı kısa animasyonlar hayranları tarafından oldukça beğeniliyor. Her ne kadar birçok oyuncu bu hikayelere önem vermiyor gibi görünse de bu oyunların arka hikayeleri sanıldığının aksine oldukça kompleks ve etkileyici hikayelere sahip. Özellikle League of Legends’ın Runeterra adını verdiği bir dünyada kronolojik bir sıraya sahip öyküleri, karakterlerin birbirleriyle olan geçmişler hiç küçümsenemeyecek kadar üzerinde düşünülmüş, kaliteli yapımlar olduğunu gösteriyor.
Hikayemizin baş kahramanı olan Ashe ise oyunun beta aşamasında çıkan ilk 16 kahramandan biri. Nesiller sonra Runeterra’nın kuzeyinde karlarla kaplı Frejlord ülkesinin en güçlü üç kabilesinden birinin kraliçesi. Frejlord’u eskisi gibi tek bir ulus altında, barışçıl bir şekilde birleştirmek isteyen Ashe’in asıl hikayesi ise Frejlord’un kadim kraliçelerinden biri olan Avarosa’nın yayını bulduktan sonra başlıyor. Frejlord’u tek bir ulus haline getirmek için ise yine kadim bir kraliçe olan Lissandra ve savaşçı bir kabilenin başı olan Sejuani ile mücadele etmek zorunda kalacak. Ashe’in bir yandan barış getirme isteği bir yandan da savaşçı iki kabile ile uğraşmak zorunda olması oldukça keyif verici olacak gibi.
Riot Games, oyununun arka hikayesine başından beri oldukça değer verdi. League of Legends ilk başladığında var olan 16 şampiyonun birkaç satırlık hikayesi zamanla büyüdü, serpildi, hikayelerine yeni şampiyonlar alarak genişledi. Şimdilerde bu hikâye 143 karakter, 10 bölge, sayısız savaş ve hikayeye sahiplik ediyor. Riot bu hikayeleri anlatmak için yazarlarla, müzisyenlerle, korolarla, animasyon ekipleriyle beraber çalışıyor; bazen bir yazı, bazen bir müzik, bazen ise kısa bir film ile anlatıyor. Riot’un daha önce yaptığı birkaç kısa çizgi roman denemesi olmuşsa da oyuncularını hikâyenin içine iyice çekmek için böyle büyük bir anlaşmaya imza atması kaçınılmazdı. Ayrıca eğer bu çizgi roman tutarsa Ashe’in çizgi romanını diğer kahramanların çizgi romanlarının da takip etmesi kesin gibi. Açıkçası oyunlarının hikayesini beğenen biri olarak bu kadar çaba harcamaları oldukça hoşuma gidiyor. Riot Games’ten Greg Street yaptıkları bu hikaye anlatma çabalarını şöyle dile getiriyor;
“Hikayeleri çizgi romanlar yoluyla anlatmayı seviyoruz çünkü böylece okurlar Runeterra’yı sadece okumuyor ayrıca görme şansını yakalıyorlar. Biz karakterlerinin zorlu ve farklı geçmişlere sahip olmasından ötürü Marvel evreni ve League of Legends evreni arasında benzerlikler görüyoruz. Marvel’ın çizgi romanlardan bir dünya yaratma ve harika hikayeler anlatmadaki başarısı herkes tarafından malum, biz de kendi hikayelerimizi hayata geçirmek için onlarla çalışmaya can atıyoruz.”
Bakalım Marvel kendisinin yaratmadığı bir evreni anlamakta ve anlatmakta sıkıntı yaşayacak mı? Şüphelerim bir yana Ashe’in hikâyesini en baştan okumak, Avorosa-Selinda ve Lissandra’nın hikâyelerini dinlemek, Gözcülere karşı verilen mücadelenin sırlarını keşfetmek beni oldukça heyecanlandırıyor. Peki ya siz ne düşünüyorsunuz?