Harry Potter, kitap ve film kanadında dünya çağında ses getiren bir marka olsa da video oyunları konusunda bu zamana kadar hep vasat işlerle çıktı karşımıza. Genelde “film oyunu” denilen türde yapımlarla konsollarımıza gelen seri, içindeki potansiyeli bir türlü ortaya çıkaramadı. En son çıkan Deathly Hallows Part II’nun oyun uyarlaması ile çok uzun bir sessizliğe bürünen Harry Potter evreni bu sessizliği, bundan birkaç sene önce prototip oynanış görüntüleri sızan yeni bir oyunla bozdu. Tabii sonrasında resmi duyuru için bir süre daha beklememiz gerekti ve o duyuruda da oynanıştan ziyade daha sinematik ağırlıklı bir video ile açıklandı oyun. Sony’nin düzenlediği son State of Play etkinliği ise tamamen Hogwarts Legacy’ye adanmıştı ve tamı tamına on beş dakika uzunluğunda bir oynanış videosu ile oyun hakkında iyice fikir sahibi olduk.
Hogwarts Legacy’de1800’lü yıllarda, döneme biraz geç katılmış beşinci sınıf öğrencisiyiz. İksir derslerinden karanlık sanatlara, süpürgeyle uçma alıştırmalarından Wizarding World evrenine ait fantastik yaratıklarla etkileşime geçmeye kadar, bu dünyayı seven herkesi mutlu edeceğini düşündüğüm aktivitelerde bulunacağız. Eğitim yılı içerisinde tanıştığımız karakterlerin hikâyelerine şahit olup bir yandan da arka planda ilerleyen goblin isyanına dair yeni şeyler öğreneceğiz. Oyundaki ana kötümüz de Ranrok adında, bu isyanın başını çeken ve Kara Büyücülerle (terim yanlışsa düzeltin lütfen) işbirliği içinde olan bir goblin olacak belli ki.
İşin dövüş kısmında ise klasik olarak yeni yeni yetenekler, büyüler açıp kendimizi iyice geliştireceğiz. Hayvanları evcilleştirip kendi saflarımıza katabileceğiz ya da bitkiler yetiştirip kullanabileceğiz ve videoda tam bunların anlatıldığı yerde adamotu çığlığının kullanılması çok hoşuma gitti. Ayrıca okul dışında Hogsmeade gibi serinin hayranlarının yabancılık çekmeyeceği mekânları da görebilecekken daha önceki filmlerde görmediğimiz yeni mekânlar da oyunda bulunacak, mesela Hufflepuff ortak salonu gibi. Ayrıca combatta yeni yeni yetenekler açtıkça karakterimizin oldukça havalı gözüken yeni özellikleri de olacak.
Hogwarts Legacy’nin beni aşırı heyecanlandırmamasının üç sebebi vardı, bunlardan biri microtransaction çakallığıydı. Oyunun bazı sahnelerinde o sırada büyütmekte olduğumuz şeylerin üzerinde bildiğiniz gerçek zamanlı işleyen süre vardı ve cidden “Para ver süreç hızlansın” gibi mobil oyun saçmalıklarına girecek olsalardı çok sinirlenirdim fakat neyse ki böyle olmayacağı doğrulandı dolayısıyla bu maddeyi ekarte edebiliriz.
Diğer iki madde ise hâlâ sabit duruyor: Ben oyunlarda kendi karakterimi oluşturmaktan nefret ediyorum. Önceden özene bezene oluşturulmuş, suratı, mimikleri, konuşması belirlenmiş karakterler çok daha iyi hissettiriyor oyun oynarken. Hogwarts Legacy’deki gibi vasat tasarımlı şablon suratlar moralimi bozdu. Bir diğer mesele de bütün bu saydıklarıma rağmen oyunun sadece ‘’iyi’’ olacağını düşünüyor olmam. Yani ne combat ne anlatılanlar ne de gösterilen onca şey ben de inanılmaz bir heyecan oluşturmadı ve bu da biraz üzdü açıkçası.
O hâlde sıra sizde: Neler bekliyorsunuz oyundan? Sevdiniz mi gördüklerinizi? İlk günden alır mısınız? Endişelendiğim şeyler sizde de soru işareti oluşturuyor mu? Hangi binanın bir parçası olacaksınız? Sürpriz karakterlerden kimi görürüz oyunda? Fikirlerinizi aşağıya gizli bir kod ile işleyin, biz “Revelio!” deriz zaten.